Çocuklarına oyuncak diye başladı...

Çocuklarına sağlıklı oyuncak üretmek amacıyla el yapımı bebek üretimine başlayan Arzu Özer, kısa sürede yeni bir Eskişehir markası doğurdu.

kobiden.com'dan Dilek Toprak Buz'un haberine göre; aile bütçesine katkıda bulunmak ve çocuklarına sağlıklı oyuncak üretmek amacıyla el yapımı bebek üretimine başlayan Arzu Özer, kısa sürede yeni bir Eskişehir markası doğurdu. Dünyada yaygın bir sanat dalı olan Doll art’a (bebek yapım sanatı) sıra dışı örnekler katarak ünü ülke sınırlarını aşan ‘Arzu’nun Bebekleri’ nin yaratıcısı Arzu Özer, 8 ayda 4 kişisel sergi açtı, çok sayıda karma sergiye katıldı. Doll Art’ın yaygınlaşması için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in teklifi ile ESMEK bünyesinde ders vermeye başladığını söyleyen Özer, önümüzdeki günlerde bebeklerle Eskişehir Ekonomik Tarihi’ni anlatacak kapsamlı bir sergi planladığını ve bu sergi için destek beklediğini belirtti.
 
17 yıl inşaat sektöründe çalıştıktan sonra ikiz bebekleri için işinden ayrıldığını anlatan Özer, “Çocuklarımın plastik oyuncaklarla oynamasını istemiyordum bari onlarla oyuncak dikeyim dedim. Evde öylece duran dikiş makinesinin içinden çıkan cd yi izleyerek kullanmayı öğrendim. Çocuklara eşe dosta basit bebekler yaparken dünyada doll art (bebek yapım sanatı) uygulamalarının çok yaygın olduğunu keşfettim. Bebek formunda sanat eserleri üretmeye başladım. Çamurdam Sanat Atölyesi’nden sergi teklifi aldım. Eşimin cesaretlendirmesiyle başladığımın ikinci ayında ilk kişisel sergimi açtım. Çok ilgi gördü. Sergideki bebeklerin çoğu satılınca cesaretlendim ve doll art maceram başladı.” dedi. 
 
Bebeklerin çoğunun dekoratif ve koleksiyon amaçlı kullanıldığını dile getiren Özer, bebeklerinde genelde kadın karakterler seçtiğini ifade ederek; “karakterin çizimini yapıyor, giysilerine, saç rengine aksesuarlarına karar veriyorum. Bu hazırlık dönemi bir iki günümü alıyor. Daha sonra bebeğin yapılacağı malzemeyi seçiyorum. Bebeklerin yapımında her tür malzemeyi kullanıyorum. Geri dönüşüm malzemelerinden de yararlanıyorum. Atık kağıtlar, kutular, hatta yumurta kabukları... Tasarım aşamasından sonra bir bebeği tamamlamak 2-7 günümü alıyor. Her bebekten sadece bir tane yapıyorum. Aynı bebekten ikincisini yapmıyorum. Bu anlamda hepsi birbirinden farklı bebekler oluyor. Bebeklerimi değerli kılan özellikleri de bu zaten. Bugüne kadar 2 bine yakın bebek yaptım.”  diye konuştu.
 
Bebeklerin yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda koleksiyonerleri olduğunu ifade eden Özer, “Sergilerimin yanı sıra sosyal medya aracılığıyla bebeklerimi takipçilerine ve alıcılara sunuyorum. Türkiye’nin her yerinden yoğun talep alıyoruz. Almanya, Fransa, Kanada, İngiltere, Hindistan gibi çeşitli ülkelerde koleksiyonerlerim oluştu. Emek yoğun bir iş yaptığımız için maliyet hesabı yapmak zor. El emeği özgün eserler üretiyoruz ama fiyatlarımızı herkesin kolaylıkla ulaşabileceği seviyede tutuyoruz. Olabildiğince çok kişiye bebeklerimi ulaştırmayı amaçlıyorum” dedi. Hedefleri arasında bu sanat dalında dünyanın önde gelen sanatçıları arasında yer almak olduğunu vurgulayan Arzu Özer şunları söyledi:
 
“Bebeklerim şu anda bir Eskişehir markası haline geldi. Eskişehir’in bu sanat dalıyla da tanınan bir kent olması için çalışıyorum. “Arzu’nun Bebekleri” markası ile üretim yapan atölye ile konsept mağazalar açmayı planlıyorum. Eskişehir sanayi tarihini bebeklerle anlatan, Eskişehir ekonomisine yön verenlerin bebeklerinin olduğu bir sergi projem daha var ancak onun için sponsora ihtiyacım var. Doll art sanatının yaygınlaşması ile kadınlarımızın sanatsal becerilerinin gelişmesinin yanı sıra aile bütçelerine de ciddi katkı sağlayabileceklerini düşünüyorum. Bu amaçla Eskişehir’in bebek sanatı yapım merkezine dönüşmesi için gayret gösteriyorum. Benim ulaştığım başarının kadınlarımıza örnek teşkil ettiğini görmekten mutluluk duyuyorum. Ayvalık sergimde Rahmi Koç’un Yunanlı bir bebek sanatçısına destek olduğunu duyunca heyecanlandım. İşadamlarımızın bu sanatın gelişmesine katkılarının artarak devam etmesi gerekir. Arzu’nun Bebekleri kısa sürede sadece kişisel çabalarımla Eskişehir markasına dönüşebiliyorsa destek görürsem nerelere ulaşabileceğini siz düşünün derim.”