Yatağan`a manevi tazminat
Yatağanlılara daha önce milyarlarca lira tazminat ödeyen TEAŞ aleyhine bu kez manevi tazminat davası açıldı. Dr. Bedriye Gürkan, 1 milyar liralık tazminat davasını kazanırsa örnek olacak.
YATAĞAN Termik Santralı`nın bacalarından yayılan kükürtdioksit gazının, olumsuz hava koşullarının da etkisiyle kentin üzerinde ölüm bulutları halinde kalması halkı isyan ettirdi.
Yatağan SSK Hastanesi`nde görevli Dr. Bedriye Gürkan, TEAŞ aleyhine 1 milyar liralık manevi tazminat davası açtı. Böylece ilk kez bir kişi, TEAŞ Genel Müdürlüğü`nden manevi tazminat istedi. Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi`ne başvuran 3 çocuk annesi 47 yaşındaki Dr. Gürkan, santralda kükürtdioksit ve diğer zehirli gazların, tümüyle ve aralıksız şekilde çevreye yayıldığını, insan sağlığını tehlikeye düşürdüğünü söyledi. Kükürtdioksitin vücut direncini düşürdüğünü, ağır üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açtığını, sinir sistemini bozduğunu ve bunun bilimsel olarak kesinleştiğini ifade eden Dr. Gürkan, ‘‘Gazın tehlike sınırını aşması, kitlesel ölümlere yol açar’’ diye konuştu. Dr. Gürkan`ın avukatlığını Muğla Barosu avukatlarından eşi Mustafa İlker Gürkan üstlendi. Dr. Bedriye Gürkan, ‘‘Örnek olması için dava açtım. Manevi tazminat davası, çekilen elem ve üzüntüyü hafifletmek için açılır. Miktarı herkesin ekonomik durumuna bağlı. Yatağan`daki 10 bin kişi dava açsa 10 trilyon eder’’ dedi.
Doktorun dava gerekçesi:
Dr. Bedriye Gürkan, açtığı dava için şu gerekçeyi gösterdi:
‘‘Yatağan ve çevresindeki kömür ocaklarından çıkarılan kükürt karışımlı ve düşük kalorili linyit kömürü kullanılıyor. Bu kömürün yakılması sonucu açığa çıkan çok yüksek oranlı kükürtdioksit gazı, başka zehirli gazlar ve partiküller, bacalardan gökyüzüne salınıyor. Bacalardaki mevcut filtreler, sadece kül ve başka partikülleri tutuyor, kükürtdioksit ve diğer zehirli gazlar tümüyle ve aralıksız olarak çevreye boşaltılıyor.
Havadaki tehlike oranı 700 mikrogram/ metreküp. Sınırı aşması ya da yoğunlaşması o bölgede kitlesel ölümlere yol açar. 40 gündür Yatağan inversiyon etkisinde. Solunan havadaki kükürtdioksit miktarı 6000 mikrogarm/ metreküp oldu. Okullar tatil edildi, yaşlı, hasta ve çocuklardan sokağa çıkmamaları istendi. Bu durum kent insanı üzerinde derin üzüntü, elem ve endişe yarattı.
Anayasamızın kişilik hakları ve ödevleri bölümünün 17. maddesi aynen şöyle diyor: Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. 56 madde de ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir` diyor. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesinin önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Bu nedenlerle Yatağan Termik Santralı çevre ve insan sağlığına zararlı inversiyon etkisine rağmen tam kapasite çalışmaya devam ediyor. Yarattığı zararlar, bende, ailemde ve halk arasında derin bir üzüntü, endişe ve eleme yolaçıyor.’’
Maddi tazminat ödenmişti:
MUĞLA`nın kanayan yarası termik santral, gündemden bir türlü düşmedi. Yılda 4 milyon ton kömür yakılırken, dev bacalardan yükselen dumanlar, tarımsal araziye de zarar verdi. Yöre üreticileri, peşpeşe mahkemeye başvurdu. Adalet, kirlilik canavarının pençesinde kıvranıp üretim kaybına uğrayan köylüleri haklı buldu, santralı işleten TEAŞ`ın kasasından milyarlarca liralık tazminat çıktı. Ama Yatağan zehirlenmeye devam etti, kömür atıkları dev kül dağları oluşturdu, protesto gösterileri birbirini kovaladı. Termik santral, yöre halkına radyasyon paniği ve ölüm korkusu da yaşattı. Yılda 7 milyar kilovatsaat enerji üreten santral için idari mahkemeler ‘‘çevreyi kirlettiği’’ gerekçesiyle kapatma kararları da verdi. (HÜRRİYET)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN