Yabancı ilgisi
Düşük faizle birlikte yatırımcı borsaya yöneldi. Borsadaki yükselişte yerli alıcıların etkisi olduğunu söylemeliyiz. Ancak Merkez Bankası verilerine göre bir süreden beri ilk defa 5 Haziran haftasında tahvil ve bonoda yabancı girişi oldu. Söz konusu haftada 119 milyon dolarlık sıcak para girişi gerçekleşti.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bugünkü yazısı...
TCMB verilerine göre, 5 Haziran haftasında hisse senetleri ve tahvil bono toplamında aylardan sonra ilk defa giriş görüldü. Hisse senetlerinde 15 milyon dolarlık çıkışa karşılık tahvil bonoda (DİBS) 119 milyon dolarlık giriş söz konusu. Nette 104 milyon dolarlık sıcak para girişi gerçekleşmiş. Bu gelişmede küresel piyasalarda, Türkiye’nin de yer aldığı gelişen ülke piyasalarına olan ilginin payını dikkate almak gerekir. Borsada yükselişe rağmen yabancı takas saklama oranı yüzde 52 seviyelerinde seyrediyor, yerli alıcılar etkili olmaya devam ediyor. Düşük faiz yerli yatırımcıyı borsaya çekmiş durumda. Diğer yandan bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı yine 5 Haziran haftası itibariyle bir önceki haftaya göre 1.8 milyar dolara artarak son beş yılın en yüksek seviyeleri olan 202 milyar dolara ulaşmış durumda. Düşük faiz veya negatif faiz yatırımcıyı alternatif piyasalar yöneltmiş görülüyor. Bir diğer artış da banka kredilerinde. Haziran ayı itibariyle 3.1 trilyon TL’ye yükseldi. Mart başında 2.7 trilyon TL idi. Benzer artış mevduat için de geçerli.
TEMKİNLİ DURUŞ ÖNE ÇIKIYOR
Düşük faiz ve bol likiditenin devam edecek olması da orta ve uzun vade piyasaları destekleyecek bir görünüm. Ancak reel ekonomilerin durgun seyredeceği ve toparlanmanın kolay olmayacağı beklentilerine piyasalardaki olumlu hava ne kadar direnecek bunu göreceğiz. ABD Hazine Bakanı Mnuchin’in koronavirüs salgınında ikinci dalga endişelerine ilişkin sanki ‘mala geleceğine cana gelsin”’der gibi ‘ekonomiyi yeniden durdurmak daha büyük zararlara neden olur, ekonomiyi yeniden durduramayız’ yönündeki açıklaması Fed açıklamalarının borsalardaki tahribatını biraz azalttı. Fakat son Fed toplantısının ardından yapılan açıklamalar ve sonrasında ABD borsalarına gelen sert kâr satışları bir işaret fişeği gibi algılanır mı? Yoksa zamana yayılır bir süre daha piyasalar iyimserliğini sürdürür mü? Görünen durum temkinli bir duruşun öne çıkmaya başladığı şeklinde.
DIŞ BORSALARDA KÂR SATIŞI
Piyasalarda iyimserlik korunmakla birlikte ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı sonrası zayıflamaya başladı. Koronavirüs vakalarındaki artış eğilimi ve salgında ikinci dalga riski, Fed’in ekonomik krizden çıkışın kolay olmayacağı ve zaman alacağı yönündeki değerlendirmeler dış borsalara kâr satışları getirdi. Bunun yanı sıra Fed’in her toplantı sonrası gereken desteğin verilmeye devam edileceği vurgusu ve faiz oranının 2022’ye kadar sıfıra yakın bırakacağı öngörüleri de önemli. Bu durum tespiti ve ileriye yönelik pek de umut vermeyen söylemler piyasalara ‘bardağın boş yanını’ gösterdi. Hatırlanırsa geçen yazımızda piyasaların riskleri göz ardı ettiği ve bardağın dolu tarafını görme eğiliminde olduğundan bahsetmiştik. Son Fed toplantısı bu defa farklı bir yanını öne çıkardı. Gerçi bu riskler gerek Dünya Sağlık Örgütü gerekse Fed ve IMF, yatırım bankalarıyla kredi derecelendirme kuruluşları tarafından daha önceleri de söyleniyordu. Ancak piyasalar bu risklere duyarsızdı. Şimdi özellikle borsalarda oluşan ciddi primler ve kâr satış isteği bu yönde duyarlılığın fiyatlanması ve oluşmasında etkili oldu. Bir yerde bahanesi oldu da denebilir. Zaten 2022’ye kadar sıfıra yakın faiz öngörüsü, düşük büyüme, düşük enflasyon ve ekonomilerde durgunluk beklentisinin de özeti gibi.
KORKU ENDEKSİ YÜKSELİŞTE
Piyasalarda volatilite ve tedirginliği gösteren VIX (Korku) Endeksi, referans seviye olan 30’un üzerine çıktı. Buna karşılık ABD Borsalarında gerileme altın fiyatında (ons/dolar) ise yükseliş görüldü. Özellikle son zamanlarda borsa aracı kurum bültenlerinde en fazla kullanılan sözcükler ‘güvenli liman ve risk iştahı’ oldu. Piyasalarda gerginlik artınca güvenli liman ihtiyacı da artar, risk iştahı azalır, buna karşılık borsalar düşer, altın fiyatı yükselir gibi bir işleyiş söz konusu. Güvenli liman ihtiyacına bağlı olarak düşük faiz ve bol likiditenin de etkisiyle altın fiyatında yükseliş eğilimi korunuyor. ABD Dolarındaki ise zayıf görünümün de katkısı vardı. Koronavirüs salgınında ikinci dalga endişeleri piyasalardaki güvenli liman ihtiyacını öne çıkarınca bir süredir zayıf görünüm sergileyen ABD doları da biraz değer kazandı. Belirsizlik ileriye yönelik projeksiyonları zorlaştırırken dengeler sık sık değişiyor. Geçtiğimiz günlerde ekonomilerin açılmasıyla talep artacağı beklentisi ve OPEC’in üretim kısıntısına istinaden yükseliş eğiliminde olan petrol fiyatları ise ekonomideki toparlanmanın yavaş olacağı beklentileri ve stok artışlarına bağlı olarak geriledi. Biraz da kâr satışlarının etkisi var.
BORSADA KÂR SATIŞLARINA DİKKAT
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi korunuyor. Gelen satışlar destek seviyelerinin üzerinde karşılandı. İlk destekler 107.000-108.000 seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyelerin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyabilir. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 102.000-103.000 seviyelerinde. İlk direnç ise 111.000 seviyesinde görülüyor. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi önemli olacak. Sonraki dirençler 114.000-115.000 seviyelerinde. Çıkış hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DOLAR/TL KURUNDA TEPKİ YÜKSELİŞİ GÜÇ KAZANMADI
DOLAR/TL kurunda tepki alımları görülmekle birlikte henüz güç kazanmış değil. İlk dirençler 6.84-6.86 seviyelerinde bulunurken çıkışın devamı için bu seviyelerin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 6.90-6.92 ve 6.97 seviyelerinde bulunuyor. İlk destekler ise 6.80-6.76 ve 6.68 seviyelerinde. Düşüş sonrası yatay seyir hakim olmuş görülüyor.
YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN