Virüs ekonomik verilere de bulaştı
Koronavirüs salgını tüm dünya üzerinde etkisini arttırıyor. Ekonomide yaşanan durgunluk ve beklentilerdeki bozulma artık verilere yansımaya başladı. ABD’de bir önceki hafta işsizlik başvuruları 3.3 milyon iken geçen hafta 6.6 milyonu aştı. İki haftada 10 milyon kişi işsiz kaldı. ABD, Çin, Almanya başta olmak üzere küçülme tahminleri dramatik şekilde aşağıya çekildi. Ancak henüz Türkiye’deki ekonomik verilere ciddi bir yansıma görülmüyor.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bugünkü yazısı...
Piyasalarda dalgalı seyirle birlikte yeni denge oluşturma çabaları devam ediyor. Borsalarda önce tutunma, ardından henüz güç kazanamazsa da bir tepki hareketi görüldü. Bu gelişmede düşen faiz oranları ve piyasaya merkez bankaları tarafından verilen bolca likiditenin etkisi var. Bir de sert düşüş ve olumsuz gelişmelerin belli ölçüde fiyatlanmasının payı var. Ayrıca sermaye piyasaları orta ve uzun dönem yatırım aracı olduğu için sert düşen fiyatları cazip bulup, alım yapanların katkısını saymak gerekecek. Ancak para piyasaları için aynı şeyleri söylemek çok zor veya erken. Sıkça değişen dengeler yön bulmayı ve ileriye yönelik projeksiyon yapmayı zorlaştırıyor.
DOLAR VE ALTIN REKABETİ
Özellikle güvenli liman konusunda altın ve ABD doları arasında el değişiminden veya bir rekabetten söz etmek mümkün. Likidite ihtiyacı devam ettiği için ABD doları bu dönem güçlü konumunu koruyor. Dolar Endeksi 100 seviyesinin altına pek gelmedi. Ancak orta ve uzun dönem için düşen faizler ve piyasadaki dolar bolluğunu dikkate aldığımızda doların bu konumu ne kadar devam edecek, bakalım? ABD Merkez Bankası (Fed) bilançosu 5.8 trilyon dolara ulaştı. Alınan kararlara bakıldığında bilanço daha da büyüyeceğe benziyor. Bir süre daha doların gücünü koruması beklenebilir. Dolar ne de olsa dünya parası, dış ticaret, borçlanmalar ve merkez bankası rezervleri ağırlıklı olarak ABD doları üzerinden gerçekleşiyor. Nakit denilince de akla ilk dolar geliyor. Kısa vade likidite ihtiyacı olduğu kadar daha geniş vadede doğal olarak borçlanmalar artacak. Bu çerçevede yine dolar gündemde olacak.
SALGIN BELİRSİZLİĞİ
ABD dolarının dış piyasalarda değerli kalması iç piyasalarda dolar/TL kuruna da yükseliş olarak yansıdı. Kur yükselişinde Türkiye’nin 2009 yılından bu yana en yüksek seviyelerine ulaşan risk primi (CDS) 600’ün üzerini test ederken önümüzdeki dönemde turizm ve ihracattaki olası kayıplarla yabancı sıcak para çıkışları, faiz düşüşü ve TCMB’nin likidite genişlemesinin payını da dikkat almak gerekecek. Ağırlıklı olarak yabancı yatırımcılar son aylarda satıştalar. Geçen perşembe açıklanan TCMB verilerine göre tahvil bono ve hisse senetlerindeki yabancı satışları haftalık bazda toplamda 530 milyon doları buldu. Altın fiyatı ise kısa dönem nakde geçme eğiliminin baskısı altında kalsa da salgın hastalığın verdiği belirsizlik ile yine düşük faiz ve bol likiditeden besleniyor. Geri çekilmelerde tekrar toparlanması bu sebepten.
HAZİRANA KAYDI
Petrol ise ABD Başkanı Trump müdahil olunca üzerindeki ölü toprağını atmaya başladı. Önce küresel ekonomideki yavaşlama ve ABD-Çin ticaret savaşı, ardından petrol savaşı ve sonrasında virüsün ekonomilerde ani duruşa neden olmasıyla sert bir düşüş yaşadı. Rusya tarafından çok kabul görmese de ABD Başkanı Trump’ın “Suudi Arabistan ve Rusya’nın fiyat savaşını sonlandırarak bir anlaşmaya varacağını, petrol üretimini 10 milyon varil azaltmasını beklediğini” yönündeki açıklamaları petrol fiyatına tepki yükselişi olarak yansıdı. Virüs ve sağlık sorunu öncelikli. Ancak sonra ekonomi geliyor. Bu sürecin ne zaman sonlanacağı kadar ekonomik faaliyetlerin ne zaman tekrar hareketleneceğine dair tahmin ve tarihler erteleniyor. Nisan sonu gibi öne çıkan tarihler yapılan açıklamalara bakılınca sanki haziran ayına doğru kaymaya başladı. Avrupa ve ABD’de olağanüstü hal, sokağa çıkma yasakları, üretime ara verme süreleri, hava yollarının sefere başlama tarihleri uzatıldı. Görünüme bakılınca bu süreçten çıkış V değil de daha çok U şeklinde olacak gibi.
Virüs ekonomik verilere de bulaştı
TAHMİNLERDE NETLİK YOK
Bu meyanda ekonomide yaşanan durgunluk ve beklentilerdeki bozulma artık verilere yansımaya başladı. Virüs datalara da bulaştı demek daha doğru tanım olsa gerek. ABD’de bir önceki hafta işsizlik başvuruları 3.3 milyon iken geçen hafta 6.6 milyonu aştı. İki haftada 10 milyon kişi işsiz kaldı. ABD mart tarım dışı istihdam verileri (-)701 bin gerçekleşti. Beklenti (-) 100 bin idi. Fed’in üç ay içinde yüzde 32 işsizlik oranı ve 47 milyon kişinin işsiz kalacağı tahminini dikkate aldığımızda son açıklanan işsizlik rakamının daha da büyümesi muhtemeldir. ABD, Çin, Almanya başta olmak üzere küresel ekonomiyle ilgili büyüme daha doğru tanımı küçülme tahminleri dramatik şekilde aşağıya çekilmiş durumda. Henüz Türkiye’deki ekonomik verilere ciddi bir yansıma görülmüyor. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Mart enflasyonu aylık bazda beklentilerin biraz üzerinde gelirken yıllık bazda geriledi. Gıda ve sağlıkta beklendiği üzere bir artış var. Enflasyon ile ilgili tahminlerde ise netlik yok. Gıda ve sağlık dışındaki talep gerilemesi veya çöküş, petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu aşağıya çekmesi beklenebilir. Ancak döviz kurlarındaki yükseliş ve tedarik kanallarındaki olası aksamaların enflasyon üzerinde yükseliş yönlü baskı yapması olağan bir gelişme olacak.
HANE HALKI VE ŞİRKETLER
Global enflasyon için ise en önemli etken faiz düşüşü ve piyasaya çıkan bolca likidite olacak tabi ki. Tedarik kanallarındaki aksamalar küresel ekonomi için de söz konusu olabilir. Ancak bu gelişmeler bir enflasyon yükselişine o da faiz artışına sebep olacak mı? Bunu zamanla göreceğiz. Hatırlanırsa geçtiğimiz aylara kadar düşük enflasyon özellikle Euro Bölgesi ve ABD’de sorun olarak görülüyordu. Ekonomide çarkların tekrar dönmesi ve olağan hale gelmesi zaman alacak. Bu dönemde hükümetler ve merkez bankalarının katkılarıyla hane halkı ve şirketler dayanmaya çalışacaklar. Dileriz bu sıkıntılı süreç en kısa sürede sonlanır ve ekonomik dengeler yerine oturmaya başlar. Aksi takdirde hem piyasaları hem de reel ekonomileri zor bir dönem bekliyor. Borsalardaki tepki yükselişlerine rağmen piyasalarda temkinli görünüm korunuyor.
BORSA DİRENÇLERDE ZORLANIYOR
Borsada tepki çıkış görülmekle birlikte direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. 88.000-86.500 ilk destekler olarak görülürken tepki çıkışının gücünü koruması için 86.500 seviyesinin üzerinde kalınması önemli olacak. Aksi takdirde sonraki destek noktası 82.000 seviyesinde bulunuyor. İlk direnç ise 92.300 seviyesinde. Tepki çıkışının devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 95.000-99.000 seviyelerinde bulunuyor. Destek seviyelerinde tepki çıkışı görülse de direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
DOLAR/TL KURUNDA ÇIKIŞ TRENDİ SÜRÜYOR
Dolar/TL kurunda yükseliş devam ediyor. İlk direnç 6.75 seviyesinde. Bu seviyelerde satış denemeleri görülebilir. Sonraki dirençler 6.83 ve 7.00 seviyelerinde. İlk destekler ise 6.65 ve 6.60 seviyelerinde. 6.60 daha önemli. Sonraki destek 6.55 seviyesinde. Kâr satış denemelerine rağmen çıkış hareketi korunuyor.
YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN