Uzmanlar Merkez Bankası'nın kararını değerlendirdi
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), geç likidite penceresi borç verme faiz oranını 50 baz puan artırarak yüzde 12,25’ten yüzde 12,75’e yükseltti. Piyasa en az 1 puanlık artış bekliyordu. Merkez Bankası politika faizi yüzde 8'i ise sabit bıraktı.
Merkez Bankası’nın kritik faiz kararına dolar ve euro sert tepki verdi. Karar öncesi 3.8284 seviyesinde hareket eden dolar kuru, sonrasında en yüksek 3.8912 seviyesini gördü. Euro/TL ise Merkez Bankası'nın kararı öncesi 4.53'den seviyesindeyken, karar sonrası en yüksek 4.6088 seviyesini gördü.
Piyasanın uzman isimleri Merkez Bankası'nın kararını ve piyasa tepkisini bigpara.com'a değerlendirdi.
ORTA VADEDE ETKİSİ OLMAYACAK
Gedik Portföy Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, “TCMB’nin beklentilerin altında kalarak geç likidite faiz oranını 50 baz puan yükseltmesinin refleks fiyatlamada ( yakın vade ) limitli negatif bir etki göstereceğini ancak orta vadede önemli bir etkisi olmayacağını düşünüyorum” şeklinde değerlendirdi.
Karayazıcı şunları ekledi: “Eylül başından Kasım sonuna Türk Lirasına benzeyen Rus Rublesi, G.Afrika Randı, Brezilya Reali ve Meksika Pesosu dolara karşı yüzde 5 değer kaybı yaşarken ABD para birimi ülkemizde yüzde 14 değer kazanmıştı.
Aralık ayında bu seyir tersine döndü ve USD bu ülke grubunda ortalama yüzde 1 değer kazanırken ülkemizde yüzde 2,2 değer kaybetti. Başka bir deyişle TL kaybının üçte birini geri almayı başardı.
TCMB kararı Aralık kazanımının geçici süre ile geri verilmesine neden olabilecekse de dolar/TL’yi 3,92 üzerine taşır mı derseniz ben beklemiyorum. Çünkü TL halen alternatiflerine göre çok ucuz ve bu avantaj koruma kalkanı olmaya devam edeceğe benziyor.”
YENİ BİR KONFOR ALANI YARATILDI
İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, “TCMB geç likidite penceresi faiz oranında 50 baz puanlık artırım yaptı ve yüzde 12.75 seviyesine yükseltti. Merkez’in hareketi piyasa beklentilerinin gerisinde kalırken, dolar kurunun 3.81 seviyesinden 3.89 sınırına kadar yükselmesi de piyasayı fazla tatmin etmediğini gösteriyor zaten” dedi.
Turşucu, “TCMB bu hamle ile kendisine fonlama maliyeti açısından yukarıda 50 baz puanlık bir alan yaratmış oldu. Mevcut durumda fonlama maliyetinin yükselmesi için bir alan kalmamıştı. Şimdi yeni bir konfor alanı yaratmış oldu.
Ancak piyasa beklentilerini karşıladığı ve tatmin ettiği pek söylenemez. Piyasanın önünde olan bir karar değil. Karar metninde ekonomik faaliyetlerdeki iyileşmeye daha güçlü vurgu yapılırken, enflasyon konusundaki ve sıkı duruş hakkındaki görüşler aynen korunmuş.
Kur cephesinde ise kararın ardından TL değer kaybetti. Ancak dolar kurunda sınırlı yükseliş bekliyoruz. Çünkü yüzde 12.25 fonlama maliyeti ile zaten kurdaki oynaklık 20 Kasım tarihinden bu yana giderilmişti. Mevcut karar sonrasında fonlama maliyetindeki seyri izleyeceğiz. Kurdaki oynaklık zaten giderildiği için, piyasa mevcut kararı sınırlı karşılayacaktır” şeklinde ekledi.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRDI ANCAK...
KapitalFX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) geç likidite penceresinde beklentilerin altında kalan 50 baz puanlık bir artış yaptı ve yüzde13,25 olan piyasa medyanının altında yüzde12,75 seviyesine yükseltti. Faiz koridorunda ise herhangi bir değişiklik yok; 1 haftalık repo yüzde 8,00, gecelik borçlanma yüzde7,25 ve gecelik borç verme faizleri yüzde9,25 seviyesinde kaldılar” dedi.
Erkan şöyle devam etti:
“Açıkçası; enflasyonun ulaşmış olduğu noktalar baz alınacak olursa Merkez Bankası’nın yaptığı faiz artışının yetersiz bir miktarda olduğu teoride bile anlaşılabilir. Bu biraz da yetersiz iletişim kanalları ve karmaşık para politikası yapısının bir sonucu desek yanlış olmaz. Çünkü biz Fed’in ne yapacağını 3 ay öncesinden söyleyebilirken, TCMB’nin bugün atacağı adım için ise bu sabaha kadar her kafadan bir ses çıkıyordu. Sonuç; oldukça yetersiz bir adım, ne fiyat istikrarına katkı sağlayacak, ne de enflasyona bir etki edecektir.
Eylem yetersiz kalırken, söylem kısmı olan politika açıklamasında enflasyona dair ifadelerde şahinleşme olsa da Fed’in önceki akşam yarattığına benzer bir güvenden yoksun olduğunu, beklentilerin altında kalan faiz adımının enflasyonla mücadele konusunda yeterli kararlılık sergilemediğini, kredibiliteye zarar verdiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası, en azından medyan beklenti dahilinde bir adım atsaydı piyasanın tepkisi daha farklı olabilirdi. Bu açıdan değerlendirdiğimizde; Merkez Bankası’nın daha şeffaf ve anlaşılır bir iletişim ile daha öngörülebilir ve sade bir politikasına geçiş yapması gerekliliği anlaşılıyor. Bunun için de çok uzağa gitmeye gerek yok, büyük ülkelerin Merkez Bankaları’nın uygulamalarına bakmak yeterlidir. Biz bugün teoride atılacak en doğru adımın fonlamayı tek bir faiz oranına yöneltmek ve o faiz oranını da artırarak açık bir niyet belirtmek olduğunu düşünüyorduk, ancak teoride doğru olduğunu düşündüğümüz bu adımın pratikte atılacağına hiç ihtimal vermedik. Yani GLP’yi artırmaktan ziyade, GLP’yi devreden çıkartarak tek bir politika faizinin belirlenmesi daha olumlu karşılanırdı. GLP’nin sınırlı arttırılması, bir sonraki toplantıya kadar manevra alanını da bence daraltmıştır. Yüksek oranda bir faiz artırımı sonrasında GLP’deki artışın yüzde75’i kadar bir oran ağırlıklı ortalama fonlama maliyetine yansıtılarak, piyasa koşullarındaki değişime göre hareket marjı bırakılabilirdi. Merkez Bankası’nın GLP’de attığı kısıtlı adımın tamamını ay sonuna kadar ağırlıklı ortalama fonlama maliyetine yansıtmasını bekliyorum.
Sonuç olarak; enflasyon ve kur beklentileri bozulduğunda hiçbir adım atmayan Merkez Bankası görüldüğü kadarıyla kurda son günlerde yaşanan düşüşe ve Aralık ayında baz etkisinden dolayı düşecek olan enflasyona güvendi ve faiz adımını küçük attı. Ama böyle düşündüyse de, o zaman faiz artırması çok anlamlı değil çünkü zaten enflasyon Aralık’ta düşecek. Teori ile pratik birbirinden ayrıştığı zaman bu “yanıtınız evetse şu sayfayı, yanıtınız hayırsa şu sayfayı çevirin” diye dallanıp budaklanarak giden anketlere benziyor. Kararın açıklanmasından bir gün önce “Merkez Bankası’nın piyasaları hem sıkılaşmaya, hem de enflasyonda düşüşe ikna etmesi gerekiyor” demiştim, ki zaten ikincisini gerçekleştirmesinin yolu birincisini gerçekleştirmekten geçiyor. İkisi de olmamış görünüyor. Piyasa hareketi belki soğuyacaktır, ancak söylem ve eylem farklılığı piyasa davranışlarını genel fiyatlama davranışı bakımından olumsuz etkileyecektir.
Piyasa tepkisine bakacak olursak; TCMB kararından önce 3,83 olan USDTRY kuru kararın açıklanmasının ardından 3 dakikada 3,89’a kadar yükseldi. Bu yükseliş şimdilik yeterli gibi, çünkü kur 3,90 üzerinde seyrederken destek bölgesi aşağı yukarı burasıydı, haliyle şu anda da direnç. Fed’in beklentilerin dışına çıkmayan ve nokta grafiğini yukarı hareket ettirmeyen faiz kararı ve politika açıklamalarının şu anda bizim için ne kadar olumlu olduğunu görüyoruz. Yoksa kur bugün 4’ün üzerini görebilirdi. Kurun 3,84 altında kalıcı olmasını beklememekle birlikte, 3,91 ve üzerinde 3,98 ve 4,05 seviyelerinin radarda olacağını belirtelim. 3,80 üzerinin normalleştirildiğini düşünüyorum.”
DAHA “SIKI PARA POLİTİKASI” - NİSPETEN “SIKI PARA POLİTİKASI” - ÇOK “SIKI PARA POLİTİKASI”
Alnus Yatırım Araştırma Uzmanı Vahap Taştan, “Aslında başlık konusunda emin olamadım, o nedenle bunlardan biri tercih edilebilir ya da nereden bakıldığına göre değişir. TCMB – PPK kararlarına göre faizlerin bütününde bir yükseliş beklentisi olsa da sadece GLP’de (geç likidite penceresinde) 50 baz puanlık bir artış aldık ve 12,25’lik faiz 12,75’e yükseldi. Gecelik borç verme faizi de 9,25’de sabit kaldı. Hemen söyleyelim muhtemelen bu cümleden sonraki soru fonlama kompozisyonu değişecek mi olacaktır? Hayır fonlama GLP’den yapılmaya devam edilecek. Açıkçası bu TCMB benim de genel piyasa beklentileriyle birlikte yanıldığım bir karar oldu. Beklentim, fonlama yapısında da değişiklik olacak şekilde hem GLP’yi hem de gecelik borç verme faizini yukarı çekmesiydi. TCMB, bu hamleyi yaparken ne düşünmüş olabilir? Bunun cevabını sonuç bölümünde paylaşacağım fakat aşağıdaki grafik, genel resmi özetliyor. İkinci grafikte yuvarlak içerisinde işaretlediğim bölümler TCMB’nin sıkı para politikası uygulamadığı bir döneme işaret ediyor. Neden mi? Halihazırda piyasada oluşmuş bir faizden daha düşük bir faize bankalar fonlanıyor? TCMB daha düşük bir faiz öneriyorsa piyasa olabildiğince TCMB’den borçlanmaya çalışacaktır. Buna da sıkı para politikası denmez. O nedenle başlığa aldırmayın” dedi. Taştan şöyle devam etti:
Sonuç: Yukarıdaki grafik açık bir şekilde resmi gösteriyor. O nedenle içeriğine daha çok girmeyeceğim. İlk grafik, AOF, enflasyonu ve malum bütün fonlamanın yapıldığı GLP’yi gösteriyor. İkinci grafik ise 2 yıllık tahvil faizi, ortalama fonlama faizi ve bu ikisi arasındaki makası gösteriyor. Bu makasın negatif olması, yani açık mavi alanın negatif bölgede olması benim için sıkı para politikasının sadece söylemde kaldığına işaret ediyor. Peki TCMB bu kararı neden aldı. Onun da cevabı bir sonraki grafikte olabilir. Öncelikle bir iktisat Doktora öğrencisi ve naçizane bir piyasa analisti olarak olması gerekenin daha yüksek olduğunu daha önceki yazılarımda da dile getirdim.
1) TCMB, faizlerdeki bu dalgalanmayı geçici görüyor olabilir. Türkiye finans piyasaları Ekim ve Kasım aylarında önemli şoklardan geçti. Borsalar bu hareketleri hızlı atlattı fakat faizler için aynı şeyi söyleyemem. Neden? Çünkü faizleri sadece şoklar yukarı çekmedi. Bir taraftan da yükselen ve son yılların en yüksek düzeyine ulaşan bir enflasyonumuz var. Ama TCMB, hem faizlerin hem de enflasyonun 2018 ilk aylarında düşeceğini bekliyor. (Bu beklenti aslında 2017’nin son çeyreğindeydi ki aslında piyasanın da beklentileri oldukça bu yöndeydi) Yıl başında yeni zamlarla karşılaşmamız muhtemel, yeni yıl için aslında tüm fiyatlarda bir yükseliş beklentisinden dolayı 2018 ilk çeyreğindeki baz etkisinin çok yüksek olmayacağını söyleyeyim.
2) Kur açısından evet kararla beraber 3,90’ların hemen altındayız fakat TCMB kurun olağandan daha yüksek olduğunu da düşünüyor olabilir. Bunun nedeni de opsiyon piyasasındaki görüntü. Aşağıdaki grafiğin ilk kısmı Dolar/TL’yi gösterirken, aşağıdaki kızım ise opsiyon piyasasında risk reversal ve zımni volatiliteyi gösteriyor ve her üç grafikte de yön aşağı. Bu ne demek? Opsiyon piyasasındaki volatilitenin şu anda short tarafta arttığını ya da long tarafta azaldığına işaret ediyor. Acaba TCMB, enflasyona değil de kura mı bakıyor? Sanmıyorum fakat kurdaki değişkenliğin enflasyonu ne denli etkilediğini biliyor.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN