Tedbirler piyasalarda paniği azalttı
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının ekonomiler üzerindeki etkisini azaltmak için hem hükümetler hem de merkez bankaları birbiri ardına tedbirleri devreye alıyor. Bu hamleler de piyasaların sakinleşmesinde önemli rol oynadı. Ekonomik faaliyetler tekrar başlar, aşı veya ilaç konusunda umut veren gelişmeler olursa farklı bir gündemi de konuşabiliriz.
İşte Hürriyet gazetesinden Zeynel Balcı'nın yazısı...
Koronavirüs piyasaların gündemi olmaya devam ediyor. Sağlık krizi olarak başlayan süreç, ekonomik durgunluğu tetikleyince merkez bankaları ve hükümetler bir çoğu 2008 krizinden tanıdık bildik tedbir paketlerini uygulamaya koydular. Faiz düşüşü ile birlikte görülmedik büyüklükte likidite verdiler. En dikkat çekeni tabi ki ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından geleniydi. Limitsiz likidite vaadi, ardından ABD hükümetinin 2 trilyon dolarlık teşvik paketinin onaylanması piyasaların sakinleşmesinde önemli rol oynadı. Avrupa Merkez Bankası’nın 750 milyar dolarlık teşvik paketi, İngiltere, Çin, Japonya ve Türkiye dahil bir çok ülkede benzer tedbirler uygulamaya alındı. Bütün bunlar ekonomilerdeki ani duruşun tahribatını azaltmaya yönelik adımlardı.
CEPHANEMİZ BİTMEDİ
Yapılacaklar akla gelen gelmeyen veya lazım gelen ne varsa yapıldı derken Fed Başkanı Powell, “Cephanemiz bitmedi, yeni para politikası alanlarımız var” dedi. Gerekirse yeni tedbirlerin gelebileceğini açıkça beyan etti. Bir zamanlar yapılan “helikopterden para atmak”esprisi tekrar yapılmaya başlandı. Fed bilançosu ilk defa 5.2 trilyon doları geçti. Daha da artması muhtemeldir. Peki bu yapılanlar çözüm mü? Sorunu ortadan kaldırmaya yeterli mi? Bu koronavirüs sürecinin ne kadar devam edeceğiyle ilgili. Süreç uzarsa piyasaları ve reel ekonomileri tahrip etmeye devam edecek. O konudaki belirsizlik sürüyor. Çin’den virüsle mücadele konusunda nispeten başarılı olunduğu yönünde çok da net olmayan, teyide muhtaç açıklamalar geliyor. Fakat virüsün etkileri özellikle Avrupa olmak üzere dünyada ağır şekilde hissedilmeye devam ediyor. Ancak ABD Başkanı Trump’ın işaret ettiği çok da kabul görmeyen 12 Nisan tarihinde yavaş yavaş ekonomik faaliyetler tekrar start alır ivme kazanırsa veya aşı, ilaç konusunda umut veren bir gelişme olursa bu tedbirlerin yeterli gelmesi olasılığı yüksek. O zaman da başka şeyleri konuşacağız. Piyasalar hızla toparlanır, eski dengeler yerine oturmaya başlar.
2008 KRİZİNİ AŞTI
Mevcut durumda ise para ve sermaye piyasalarının açısından teşvik ve tedbir paketleriyle bir süre daha taşınması mümkün olabilir. Ama reel ekonomiler için aynı şeyleri söylemek zor. IMF’den kredi derecelendirme kuruluşlarına ve birçok yabancı yatırım bankalarına kadar yapılan yorumlar 2008 krizini aşan bir sıkıntı olduğu yönünde. Ülke kredi not indirimleri gelirken ekonomideki durgunluk artık verilere yansımaya başlamış durumda. Petrol fiyatlarının tarihi dip seviyelerine yakın seyretmesi dışında geçen perşembe açıklanan ABD haftalık işsizlik başvurusu 1982 yılından bu yana en yüksek seviyesi olarak 3.3 milyon olarak gerçekleşti. Haftaya cuma günü açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verisi bakalım nasıl gelecek? Nasıl geleceği belli de ne kadar kötüleşme var onu göreceğiz.
DAHA BORÇLU DÜNYA
Koronavirüs global ekonomileri en borçlu olduğu dönemde yakaladı. 250 trilyon doların üzerinde borç yapısına sahip dünyada ekonomilerdeki durgunluk haliyle borç ödeme kabiliyetlerini zayıflatacaktır. Bu durum hem hükümetler, hem şirketler ve hane halkı için geçerli. Piyasaya verilen bolca para kısa vadeli likidite ihtiyaçlarını ancak bir süre karşılayabilir. 2008 küresel krizi sonrası dünyadaki borç stokunun daha fazla arttığını ivme kazandığını dikkate alırsak önümüzdeki süreçte daha borçlu bir dünya olacağını tahmin etmek zor değil. Buna karşılık geçen yıl 80 trilyon doların üzerindeki global milli gelirin bu yıl belki önümüzdeki yıl da yakalanması çok zor görünüyor. Daha borçlu ama daha az kazanan bir ekonomi yapısı bizi bekliyor. Piyasaya verilen hiç olmadığı kadar bol para bu şartlarda nasıl geri çekilecek? Nakit piyasada kaldığı sürece düşük faiz ile birlikte enflasyon demek. Ancak orta ve uzun dönemde enflasyonda yaşanacak olası bir yükseliş faiz oranlarını da yukarı çekecektir haliyle.
DÜŞÜK FAİZ PİYASALARI YUMUŞATTI
Dışarıda likidite ihtiyacı sürdüğü için ABD dolarında çok fazla da zayıflama beklemek bu aşamada doğru olmaz. Euro/dolar paritesindeki dalgalanmalar içeride dolar/TL ve euro/TL kurlarında da etkisini gösteriyor. Gram/TL altın ise hem altının dış piyasalardaki (ons/dolar) fiyat değişimlerinin hem de dolar/TL kurunun etkisinde. Doların dışarıda zayıflaması içeride dolar/TL kurunu baskılarken altının gram/TL fiyatındaki yükselişe biraz ivme kaybettirdi. Faiz düşük kaldığı için piyasalarda bir yumuşama olsa da döviz kurlarında çok fazla geri çekilme yaşanamıyor. Birbirini tamamlayan merkez bankaları ve devlet tedbirleri piyasaları biraz sakinleştirse de negatif havanın dağıldığını söylemek bu aşamada zor. Dalgalı bir hafta daha bizi bekliyor.
BUGÜNÜN GÜNDEMİ YANGININ SÖNDÜRÜLMESİ
Ekonomideki yavaşlama ve durgunluk nedeniyle gıda dışında talep gerilemesine bağlı enflasyonda kısa süreli bir gerileme olabilir. Ancak orta ve uzun dönemde bol ve ucuz para ile tedarik kanallarındaki olası aksamaların enflasyonu yukarı itmesi beklenen bir gelişme olacaktır. Ama bunlar belki yarının konuşulacakları olabilir. Bugünün gündemi piyasalardaki yangının söndürülmesi bu sıkıntılı sürecin en az kayıpla atlatılması. Para ve sermaye piyasalarında yön arayışıyla birlikte dalgalı seyir devam ediyor. Borsalar düşük faiz ve likidite bolluğuna kısa sürede ciddi tepki verdiler, kayıplarının bir kısmını telafi ettiler. Ancak sonuçta yaşanan bir tepki çıkışı. Henüz güçlü bir çıkışa dönmüş değil, dipten dönüş demek zor ve çok erken. Para piyasalarında ise dengeler sürekli ve hızlı değişiyor. Kısaca özetleyecek olursak; Krizin ilk günlerde nakde geçme eğilimi, nakit kraldır anlayışı ve likidite ihtiyacına bağlı olarak dış piyasalarda ABD doları değerlendi, “güvenli liman” oldu. Ancak Fed başta olmak üzere merkez bankaları piyasaya bolca nakit pompalayınca ABD dolarındaki değerlenme artan risk iştahının da etkisiyle yerini zayıflamaya bıraktı. Buna mukabil euro değer kazanmaya başlarken altın (ons/dolar) tekrar yükselişe geçti ve güvenli liman özelliğini geri aldı.
BORSADA TEPKİ ÇIKIŞI
Borsada sert düşüş sonrası tepki çıkışı görüldü. İlk önemli direnç 92.200 seviyesinde. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 95.000 ve 99.000-100.000 seviyelerinde. İlk destekler ise 88.000-86.500 seviyelerinde bulunuyor. 86.500 daha önemli. Bu seviyenin üzerinde tutunamaz ise sonraki destekler 84.000 ve 82.000-81.000 seviyelerinde. Dalgalı seyrin devamıyla birlikte tepki çıkışlarının direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
DOLAR/TL KURU KÂR SATIŞLARININ ETKİSİNDE
Dolar/TL kurunda çıkış hareketi sonrası kâr satışları görülüyor. İlk destek 6.38 seviyesinde. Bu seviyenin altına gelinmesi durumunda satışların devamıyla birlikte 6.26 ve 6.15 sonraki destek noktaları. İlk direnç ise 6.50 ve 6.60 seviyelerinde. Çıkışın devamı için daha önemli görülen 6.60 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Destek seviyelerinde tepki alım denemeleri görülse de kâr satışlarının etkisinde kalınabilir.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN