Sağduyulu analiz zamanı
Kurlarda geçtiğimiz hafta sonu yaşanan atağın nedenleri tüm hafta sonunda tartışıldı.
İşte Hürriyet Gazetesi yazarı Erdal Sağlam'ın bugünkü yazısı...
Bu hareketin ve ardından gelen soruşturma haberlerinin piyasalarda tedirginliğe yol açtığı açık. Merkez Bankası’nın borç verme faiz oranını yükseltip repo ihalelerini iptal etmesi doğru kararlar sayılabilir. Ancak piyasadaki psikolojinin değişmesi, beklentilerin olumluya dönmesi için bu adımların yetmeyeceği ortada.
Yaşanan atak için bir sürü neden sayılabilir ama ortak başlık altında “beklentilerin bozulması” diyebiliriz. Bu aniden olan bir şey de değil, kurlarda küçük hareketlenmeler biliniyordu. Fed kararından sonra piyasalar dolarda biraz gerileme beklese de sonrasında küresel anlamda yeniden yukarı doğru hareketler olabileceği söyleniyordu. Ancak küresel anlamda yaşanan hareket içerideki kur atağını açıklamıyor.
Daha önce de sık sık başımıza geldiği gibi; TL’nin olumsuz ayrışmasının nedeni yine bize özgü sorunlar ve riskler.
Bu köşede sürekli tekrarladığımız başka bir unsuru da saymamız gerekiyor; piyasalar iyiyi satın alma eğilimindeyken kötü haberleri fazla dikkate almazlar ama işler kötüye gitmeye başladığında kötü haberleri abartılı olarak satın alır, fiyatlandırırlar. Çünkü piyasa mantığı her iki yönde de geri kalmamak üzerine kurulu, oyuncuların geride kaldığı takdirde para kaybetme korkusu ağır basıyor. İşte Cuma günü gördüğümüz harekette de piyasalardaki toplu eğilimin varlığını gözardı etmemek gerekiyor. Nasıl işler lehimize giderken toplu hareketi alkışlıyorsak, işler kötüye giderken de bu eğilimi kötüleyemeyiz. Ekonomiyi yönetenlerin görevi hem iyiye hem kötüye giderken verileri ve piyasaların işaretlerini rasyonel biçimde anlamaya çalışmak, sakin ve sağduyulu analizler yapıp, karar verebilmektir.
ÇOK SAYIDA NEDEN VAR
Son kur atağı için birçok neden sayılıyor ve hepsinin haklılık payı olabilir. Yani İsrail’in Golan tepelerini ilhakı konusunda Trump’ın açıklamasına verilen sert tepkinin de, S-400 füzelerinin alımı konusunda ABD ile giderek büyüyen çekişmenin de, Venezuela konusundaki görüş ayrılıklarının da, yerel seçimlere ilişkin anketlerin de payı olduğu söylenilebilir.
Döviz rezervlerinde son haftalarda yaşanan düşüşün nedenleri ve ileriye dönük olarak yarattığı risk algısının etki yaptığı da ortada. Yine son dönemde bankalara mevduat akışını hızlandırmak için yatırım fonları için getirilen düzenleme, döviz tevdiat hesaplarına uygulanan stopajların artırılması da kurlardaki baskının artmasında biriken nedenler olarak sıralanabilir.
Ancak piyasaları tedirgin eden asıl nokta sürekli olarak işleyişe müdahale edilmesi, suni tedbirlerin giderek arttığı algısı. Yani bankaların mevduat toplaması istenirken, mevduata ödedikleri faizlere sınır konulması, böylece enflasyonunu altında faiz oranlarına inilmesi, buna karşılık kredi konusunda bankaların yine istemedikleri oranda artışa yönlendirilmeleri, kamu bankalarının kullanılması birer sorun.
Enflasyonun düşmesini yani mevcut faizin artıda kalacağını iddia etseniz de, belli ki buna piyasa inanmıyor.
Yönetimin görevi, kararlarıyla piyasayı inandırmak, yön vermektir.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN