Piyasalar Rusya’nın gölgesinde
Son günlerde diplomasi vurgusuyla hava biraz yumuşamış olsa da Rusya-Ukrayna gerilimi, ekonominin ilk gündem maddeleri arasındaki yerini koruyor. Gerginlik henüz sonlanmış değil. Buna bağlı olarak borsalarda dalgalı seyir yaşandı. Altının ons fiyatı Haziran 2021’den bu yana ilk kez 1.900 doların üzerini gördü. Petrol fiyatları da 90 doların altını test etti.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bu haftaki yazısı...
Rusya-Ukrayna olayında tansiyon artıp azalmakla birlikte gündemde ilk sıralardaki yerini koruyor. Son günlerde diplomasinin öne çıkması havayı biraz yumuşattı gibi. Ancak temkinli görünüm korunuyor. Gerginlik henüz dağılmış değil. Borsalarda görülen zayıf tepki alım denemelerine rağmen dalgalı seyir sürüyor. Petrol fiyatındaki yükseliş ivme kaybederken 95 doların üzerini gören Brent Petrol 90 doların altını test etti. ABD doları sakin (Dolar Endeksi 95-96 seviyelerinde), ABD 10 yıllık bono faiz oranı %2.00 seviyesinin üzerini gördükten sonra 1.95’in altına geriledi. En sert tepkiyi ise altın verdi. Altının ons fiyatı “güvenli liman” özelliğinin öne çıkmasıyla 2021 Haziran ayından sonra ilk defa 1.900 doların üzerini gördü. Yatırım araçlarındaki hareketlerin seyrine bakılınca bu aşamada savaş fiyatlaması olduğunu söylemek zor. Daha çok bir gerginlik havası var buna yönelik fiyatlama söz konusu. Ama olayın ne yöne evrileceğini kestirmek şimdiden zor. Dileriz olmaz ama düşük ihtimal olsa da sıcak savaş bütün bölgeyi ve piyasaları ateş çemberinin içine çeker. Bu durumda sonuçlarını tahmin etmek zorlaşır. Piyasa dengeleri değişir, merkez bankalarından gelmesi beklenen faiz artırım kararları muhtemelen ertelenir. Aklıselimin galip gelmesiyle de olağan gündeme geri dönülür. Bu durumda esas gündem ABD Merkez Bankası (Fed) ve mart ayından itibaren parasal sıkılaşma beklentisi olacaktır. Diğer yandan olayın sıcak gündem olarak tutulmasına bağlı olarak; Rusya’nın önemli bir petrol ve doğalgaz ihracatçısı olması nedeniyle yüksek seyreden enerji fiyatları ve ABD’nin 6 milyar dolar tutarında Polonya’ya 250 tank satış haberi değişik yorumlara konu oldu. Eskilerin sözü ile “ticaret durmaz” diyelim. Bu arada “bu kimin işine yarıyor” diye soranlar da yok değil. Piyasaların bir süre daha Rusya-Ukrayna gerginliğinin gölgesinde kalması ve dalgalı seyrini sürdürmesi beklenebilir.
FED BEKLENTİSİ KORUNUYOR
Piyasaların mart ayından itibaren Fed ile ilgili faiz artırım beklentilerinde henüz bir değişim yok. Faiz arttırımı için şartlar tamam gibi. Yüzde 7.5 ile son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyon ile iyi durumdaki istihdam verileri vaktin geldiğini gösteriyor. Fed’in bu yıl için 6-7 kez faiz artırımına gidebileceği, varlık alımlarını sonlandırıp bilanço küçültmeye başlayacağı yönündeki beklentiler korunuyor. Bunun da varlık fiyatlarına olası etkileri malum. Borsaları besleyen en önemli kaynak bilindiği üzere merkez bankalarının düşük faiz ve bol likidite politikalarıydı. Bu sadece hisse senetleri değil gayrimenkul dahil varlık fiyatlarına etki eden bir gelişmeydi. Bu politikanın tersi bir sürecin doğal olarak aksi yönde etki etmesi beklenebilir. Ayrıca faiz oranlarındaki yükselişin hisse senetlerine alternatif olması, yine yüksek faizin ekonomiler üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin şirket bilançolarına etkileri önümüzdeki dönem takip edilecek gelişmeler arasında. 2022 yılı için IMF ve bazı önemli yabancı yatırım bankaları küresel ekonomi için büyüme tahminlerini aşağıya çekmişlerdi.
BİLANÇOLAR İYİ FİYATLAMALAR ZAYIF
Borsa İstanbul’da 2021 yıl sonu bilançoları yani 4.çeyrek bilançoları gelmeye devam ediyor. Bankalar ve lokomotif şirketlerin bir çoğunun bilançosu iyi. Kâr artışları hatta çok iyi. Ama hisse bazlı fiyatlamalara etkisi oldukça zayıf. Önemli bankaların fiyat kazanç ve piyasa değeri defter değeri oranları piyasa ortalamalarının oldukça altında seyrediyor. Aynı şeyler lokomotif bazı sanayi şirketleri için de geçerli. Hisse fiyatı için en önemli parametrelerden biri bilançodur. Bilançosu iyi gelen şirketlerin ertesi gün Borsa İstanbul’da fiyatının düşmesi, tepki ve biraz da şaşkınlıkla karşılanıyor. Bu durumu talebin zayıflığına bağlamak ilk akla gelen gerekçe. Fiyatın önemli iki ayağından biri arz diğeri taleptir. Talep zayıf olunca hisse olması gereken fiyatına ulaşamıyor. Geçmiş tecrübeler, piyasa şartları olağan seyrine döndüğünde hisse bazlı fiyatlamaların da normalleştiğini gösteriyor. Bu durumu uzun vadeli yatırımcılar dikkate alıyor olsa gerek. Bazıları biraz da haklı olarak şöyle bir noktaya dikkat çekebilir. 2022 yılında ekonomilerde yavaşlama bekleniyorsa bu kârlılık 2022 ve sonraki yıllarda korunabilecek mi? Bunu da zamanla göreceğiz. Bu noktada, önce bir mevcut durumu gereği gibi fiyatlayalım, sonrasına bakarız demek gerekecek. Borsa İstanbul’da olduğu gibi ABD’de 2021 4. çeyrek bilançoları yayınlanmaya devam ediyor. Ancak bilanço sonuçlarına ilişkin fiyatlamaların çok daha belirgin olduğu söylenebilir. Yüksek enflasyona karşı korunma aracı olarak geçtiğimiz günlerde hisse senetleri ve temettü gelirleri alternatif olarak öne çıkarılmıştı. Fakat bu ilginin çok fazla sürdürüldüğünü söylemek zor.
TCMB FAİZİ SABİT TUTTU
17 Şubat toplantısında TCMB, faiz oranını beklendiği üzere değiştirmedi. Bu açıdan kararın piyasalar üzerindeki etkisi hissedilmedi. Geçtiğimiz toplantılarda mart ayına kadar izlemede kalınacağı ve sonrasında durumun değerlendirileceği açıklanmıştı. Bu nedenle TCMB’nin önümüzdeki aylardan itibaren toplantıları daha yakından izlenecektir. Ayrıca öngörülerde bir değişiklik olmazsa Fed de mart ayından itibaren faiz artırımına başlayacağı için içerideki para politikasına etkileri önemli olabilir. Avrupa Merkez Bankası hatırlanacağı üzere Fed’in son toplantısının ardından yapılan ‘şahin’ açıklamalara bağlı olarak söylem değişikliğine gitmişti. TCMB için Fed kaynaklı açıklamalar referans alınıp henüz bir karar değişimi söz konusu olmadı.
BORSADA YATAY SEYİR SÜRÜYOR
Borsada yatay seyir devam ediyor. Geri çekilmeler destek seviyelerinde tutunurken yükseliş denemeleri satışla karşılaşıyor. İlk destekler 2.000 ve 1.975 seviyelerinde. Bu seviyeler kısa dönem için önem kazanabilir. Sonraki destekler 1.910-1.880 seviyelerinde bulunuyor. İlk dirençler ise 2.060-2.100 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için 2.100 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Endekste tepki alım denemeleri görülse de zayıf görünüm korunabilir.
DÖVİZ MEVDUATINDA DÜŞÜŞ EĞİLİMİ SÜRÜYOR
Yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatındaki gerileme 11 Şubat ile biten hafta da devam etti ve 223 milyar dolara çekildi. Yılbaşında 237 milyar dolardı. Kur garantili mevduatın bu görünümdeki etkisi malum. Teşvik ve vergi istisnalarının etkisiyle şirketlerin döviz mevduatındaki geri çekilme daha hızlı. 114 milyar dolar olan TCMB brüt rezervlerinde artış eğilimi sürüyor. Yurtdışı yerleşiklerin hisse senetlerindeki satışları ise deyim yerinde ise aralıksız devam ediyor. 11 Şubat haftasında yabancılar 24.5 milyon dolar satış yaptılar. Yabancıların elindeki hisse senetlerinin tutarı 18.9 milyar dolara kadar gerilerken takastaki yabancı payı yüzde 40’ın altında kalmaya devam etti. Borsa İstanbul’da fiyatlamaların olağan seyrine ulaşması için yabancı yatırımcıların geri dönmesi oldukça önemli. Bu arada geçen hafta ocak ayına ait konut satış rakamları açıklandı. TUİK verilerine göre ocakta 88 bin 306 satış oldu. 2021 yılı aralık ayında 226 bin 503, ocak ayında ise 70 bin 587 konut satılmıştı.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN