‘Merkez’lerden ortak tavır
ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası(BOE) beklendiği gibi faizi 50 baz puan arttırdı. Alınan kararla dış piyasalar dalgalandı. Yapılan açıklamalarda, enflasyonda ikna edici bir düşüş görülene kadar faizin yüksek seviyelerde kalması gerektiği vurgusu yapıldı. Merkez bankalarının tavrıyla resesyon beklentileri canlanırken, piyasalarda risk iştahı azaldı.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bu haftaki yazısı...
Piyasalar geçen haftayı merkez bankalarının gölgesinde tamamladı. ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere Avrupa (ECB), İngiltere (BOE) Merkez Bankaları faiz kararlarıyla birlikte toplantı sonrası gelen açıklamalar dış piyasaları dalgalandırdı. Her üç bankanın faiz artışı beklendiği gibi 50 baz puandı ve sürpriz yoktu. Ancak toplantı sonrası yapılan açıklamalar “şahin” bulundu. Fed Başkanı Powell’ın “faiz artırımının devamı ve enflasyonda ikna edici bir düşüş görülene kadar faizin yüksek seviyelerde kalması gerektiği” açıklamalarına bir gün sonra Avrupa Merkez bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde de uydu. Lagarde, “Enflasyonun çok yüksek olduğunu ve daha fazla faiz artırmayı düşündüklerini, ECB’nin faizde piyasanın fiyatladığından fazlasını yapması gerektiğinden” söz etti. Mart ayından itibaren de “parasal sıkılaşmanın” başlayacağı sinyali verildi. ABD’de enflasyon (TÜFE) verisinin düşüşü sonrası, faiz artırımında yavaşlama beklentisiyle oluşan algı zayıfladı.
RESESYON BEKLENTİSİ
Enflasyondaki düşüşe rağmen öncü merkez bankalarının tavrında fazlaca bir değişim olmadığı görülürken “resesyon” beklentileri canlandı, piyasalarda risk iştahı azaldı. Bu durum ABD ve diğer dış borsalara satış olarak yansıdı. Borsalar dışındaki piyasa parametrelerinde ise çok belirgin bir değişim olmaması dikkat çekti. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 3.50 seviyesinin altına çekilirken ABD dolarında hafif toparlanma, Euro’da ise biraz zayıflama görüldü. Dolar Endeksi 104, euro/dolar paritesi 1.06 seviyelerinde işlem görmeye devam etti. Bu gelişmelere bağlı olarak altının ons fiyatındaki çıkış yerini düşüşe bıraktı, 1.775 dolara kadar çekildikten sonra tepki verdi. Altın hafta içinde merkez bankalarının faiz artırımında yavaşlama beklentileriyle 1.825 doları görmüştü. Ancak parasal sıkılaşmaya devam tavrı ortaya çıkınca kazançlarını geri verdi. Piyasalar geçen hafta merkez bankalarından faiz artırımında yavaşlama ve “güvercin” tonda açıklamalar beklerken haftanın sonunda farklı bir durum ile ve ekonomide resesyon olasılıklarını tekrar tartışır hale getiren bir sonuç ile karşı karşıya kaldı.
PETROL FİYATINDA KARARSIZLIK HÂKİM
Merkez bankalarının tavrı petrol fiyatları üzerinde de etkili oldu. Brent petrol 83 doları gördükten sonra geriledi. ABD dolarındaki değer kaybı, enflasyondaki gerilemenin faizdeki yavaşlama ile ekonomideki resesyon kaygılarını azaltması ve Çin’de COVID-19 önlemelerinin yumuşatılması petrol fiyatında çıkışı beraberinde getirmişti. Üstelik OPEC petrol üretim artışı ve ABD ham petrol stoklarındaki artışa rağmen. Ancak Fed ve ECB başkanlarının açıklamalarıyla ekonomide yavaşlama öngörüleri tekrar dillendirilince petrol fiyatlarındaki çıkış zayıfladı. Bununla birlikte Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) gelecek yıl Rusya’nın ihracatındaki azalma ve talebin tahminlerin üzerinde artmasıyla petrol fiyatlarında ralli görülebileceği öngörüsünü paylaştı. Morgan Stanley, artan talep ve devam eden arz sıkışıklığından bahisle Brent petrolün 2023 ortasına kadar varil başına yaklaşık 110 dolar seviyesine yükselmesini beklediğini açıkladı. Goldman Sachs ise aksi bir tahminle 2023 için petrol fiyatı beklentilerini düşürdü ve gelecek yılın başlarında fiyat artış risklerini hafiflettiğini belirtti. Görünen şu ki petrol fiyatları konusunda herkesin kendine göre bir görüşü var. Teknik grafikteki görünüm ise tepki yükseliş denemelerine rağmen düşüş eğiliminin devam ettiği yönünde.
TCMB BRÜT REZERVLERİ ARTIYOR
Son haftalarda bankalar döviz mevduatında düşüş, buna karşılık TCMB brüt rezervlerinde artışın sürüyor olması önemli bir veri. Net rezervlerdeki eksi tutarı ise küçüldü. 9 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre; TCMB brüt rezervlerinde 3.8 milyar dolar artış, bankalardaki döviz mevduatında 2.4 milyar dolar azalış kaydedildi. Son bir ayda (4 haftada) yaklaşık olarak, TCMB brüt rezervleri 11 milyar dolar artarken bankalardaki döviz mevduatı aynı tutarda 11 milyar dolar azalmış. Geçen haftanın diğer önemli verisi konut satışları oldu. TUİK’e göre konut satışları; Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34.1 azalarak 117 bin 806 oldu. Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,0 artışla 1 milyon 277 bin 659 olarak gerçekleşti. Bu bir ölçüde, fiyatlardaki artışın konuta erişimi zorlaştırdığı görüşünü destekliyor. İpotekli satışlar ve yabancıya satışlarda da gerileme var. Buna karşılık TCMB kaynaklı verilerde ekim ayı itibarıyla konut fiyat artışı, aylık yüzde 5.4, yıllık yüzde 188.2 olarak açıklandı. Bir süredir düşüşünü sürdüren Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi tekrar 500 seviyesinin üzerine çıkarken düşüş eğilimindeki 10 yıllık eurobond faiz oranı yüzde 9.00’un altında işlem görmeye devam ediyor.
BORSA İSTANBUL’DA İYİMSERLİK KORUNUYOR
Borsa İstanbul, dış piyasalardaki gelişmelere duyarsız, sanki akvaryumda gibi. Yerli para girişlerinin sürüyor olması, yüksek enflasyona karşı getiri arayışı ve alternatif piyasalardaki hareketsizlik çıkışa etki eden nedenler olarak geçerliliğini koruyor. Yıl sonu yaklaşırken 12/2022 dönem bilanço beklentilerinin de fiyatlanmaya başladığı anlaşılıyor. Diğer dikkat çeken gelişme ise geçen haftaki agresif hareketlenmelere bakıldığında lokomotif işlevinin bankalara geçmesi oldu. Bankalardaki hareketin devamının gelip gelmeyeceği endeksin seyri açısından önem arz etmeye başladı. Bununla birlikte hisse değişimi olup olmayacağı konusu takip edilecek. İzleyip göreceğiz. Döviz kurları ve faiz tarafında kayda değer bir gelişme bu aşamada görülmüyor. Döviz kurları yatay, tahvil faiz oranları ise düşüş eğilimini sürdürüyor. Dikkatler Borsa İstanbul’da olmaya devam ediyor. Bir süre daha bu görünüm korunacak gibi. Kayda değer bir diğer gelişme yabancı yatırımcı tarafında oldu. Son beş haftadır yabancı alımları vardı. TCMB verilerine göre 9 Aralık ile biten haftada yabancı yatırımcılar 321.5 milyon dolarlık hisse satışı yaptılar. Tahvil bonodaki satışları ise 6.9 milyon dolar. Borsada son haftalarda hafiften esmeye başlayan yabancı rüzgarı kesilmeye başlamış gibi görülüyor. Bu arada yabancı takas saklama oranı yüzde 30’un altında kalmaya devam etti (%29.60). Borsadaki çıkışa omuz verme işi yine yerli yatırımcıya kalmış görülüyor.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ SÜRÜYOR
Borsada satış denemelerine rağmen çıkış trendi sürüyor. Geri çekilmeler alım yönünde kullanılıyor. İlk destekler 5.040 ve 4.950 seviyelerinde. 4.950 seviyesinin üzerinde çıkış trendi korunabilir. Aksi takdirde sonraki destekler 4.700 ve 4.450 olarak görülüyor. İlk direnç ise 5.300’de bulunuyor. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi önemli olacak. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. 5.300’ün üzerinde kalınması durumunda sonraki dirençler 5.450-5.500 ve 5.600 seviyelerinde olacak. Yükseliş hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satış olasılığını dikkate almakta yarar var.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN