MB'yi ve piyasaları ilgilendiren tek soru!
Hem Merkez Bankası'nı, hem de mali piyasaları ilgilendiren tek soru var...
<ımg class="yeniImg" border="0" src="https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/66cf4c2c601c04688fbd4764.jpg">
Radikal Gazetesi yazarı Uğur Gürses bugünkü yazısında, 'Aralık ayında yüzde 3.5 yükselen kur burada kalabilir mi? Akaryakıta indirim etkisi son buldu mu?' sorusunu analiz etti.
ımg>
İşte Gürses'in yazısı...
Hem Merkez Bankası'nı, hem de mali piyasaları ilgilendiren tek soru var; Aralık ayında yüzde 3.5 yükselen kur burada kalabilir mi? Akaryakıta indirim etkisi son buldu mu?
Türkiye'ye para akan ve yüksek büyümenin 'havasının atıldığı' iyi günlerde Merkez Bankası basiretli bir para politikası izlemiş olsaydı, epey düşük bir enflasyonumuz olacaktı.
Bugün sermaye girişlerinin yavaşladığı ve ekonomik büyümenin durulduğu bu günlerde, ekonomik büyümeye destek olmak için faizleri aşağı çekme konusunda kısıtlarımız olamayacaktı.
Türkiye, kurdaki yükselişin, faizdeki yükselişe göre topluma daha pahalıya mal olduğunu öğrenmiş oldu. Şimdi yoğurdu üfleyerek geçiyor zaman. Şimdi, faizleri aşağı çekmek için hem mali piyasayı iyice ikna etmek gerekiyor, hem de kurun istikrarlı kalması şart.
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatındaki düşüş, son 4 yılda iyice itibar kaybeden Merkez Bankası'na mali piyasayı biraz ikna etme fırsatı sağladı; 'Petrol fiyatı düştü, bu akaryakıtı ucuzlatır, bu da enflasyonu aşağı çeker' beklentisi tam aynı oranda olmasa da gerçekleşiyor.
Ağustos sonundan bu yana brent tipi ham petrol fiyatı yüzde 42 gerilerken, yurtiçi benzin fiyatındaki gerileme yüzde 13'le sınırlı kaldı. Aralık ayı tüketici fiyatları endeksi (TÜFE), yüzde 0.44 geriledi. Ağırlıklı nedeni, gıda fiyatlarındaki fiyat artışının sıfır olması, akaryakıttaki indirimler ve mevsimsel giyim ve ayakkabı indirimleri oldu.
Bu tablo, ekonomideki temel fiyatlama eğiliminde belirgin bir iyileşme tablosu değil. Dışsal ya da mevsimsel düşüşleri yansıtıyor. Çekirdek enflasyon verilerindeki iyileşme, ana TÜFE'deki iyileşme kadar hızlı değil. Dış ticarete konu olmayan, yani döviz kuruyla ilgisi olmayan kesimlerden klasik örnek berber fiyatları bunun iyi bir göstergesi; sadece Aralık ayında berber ücretleri erkeklerde yüzde 1, kadınlarda yüzde 0.5 artarken, son bir yıldaki artışlar ise sırasıyla yüzde 10.5 ve yüzde 15.4'e çıkmış. Bu, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın henüz onarılmadığının, hatta kimi kalemlerde devam ettiğinin işareti olsa gerek.
Şimdi, 7 Haziran'da yapılacak seçim öncesinde siyasetçiler faiz düşsün isteyecekler. Ancak durum geçmiş deneyimlerdeki gibi değil; hem ödemeler dengesinde geçmişteki gibi bolca döviz akışı yok, kur baskısı artık nefesini hissettiriyor. Hem de dış konjonktürdeki koşullar lehimize gelişmiyor. Fed'in faiz artırma ufku netleşiyorken, Avrupa'da politik rüzgârlar yeniden Yunanistan'dan esmeye başladı. En azından bu ayın 28'indeki seçimlere kadar finansal açıdan daha dalgalı bir dünya söz konusu.
Ankara'da Erdem Başçı, 2014'te Eylül ayına kadar madalyonun güzel yüzünü ön plana çıkarıp, piyasalara 'siz uzun vadeli faizi düşürün, ben de sizi takip edeceğim' havucu uzatırken, şimdi Ankara'da kendini sıkıştıran politikacılara doğrusunu, 'biz sıkı durursak uzun vadeli faiz iner, bize de hakkıyla faizi aşağı çekme kapısı açılır' tablosu çiziyordu. Ancak, tek engel var; o da kur. Başçı bunu daha önce Eylül ortasında kadar denemiş, ancak yükselişe geçen kur nedeniyle (belki de kamuoyuna açıklamasa da fiyatlama davranışındaki bozulmanın devam ettiğini görüp) gecelik faizleri yeniden yüzde 11.25'e yanaştırmak zorunda kaldı.
Mali piyasalar, baz etkisinin de katkısıyla yüzde 8.1'lik yıllık enflasyonun Şubat-Mart'ta yüzde 6'lara düşebileceğini, bunun da Merkez Bankası'na, gecelik yüzde 11.25'e yaklaştırdığı kısa vadeli faizleri yeniden yüzde 8.25'e yaklaştırma olanağı sağlayacağını varsayıyor ve tahvil alıyorlar. Bu da uzun vadeli tahvil faizlerini aşağı çekiyor.
Hem Merkez Bankası'nı, hem de mali piyasaları ilgilendiren tek soru var; sadece Aralık ayında yüzde 3.5 yükselen kur burada kalabilir mi? Akaryakıtta indirim etkisi son buldu mu?
Benim yanıtım; yukarı yönlü kur baskısının devam edeceğidir. İkincisi de, uluslararası piyasalarda yüzde 42 düşen, ham petrol fiyatlarının TL karşılığının da yüzde 38 düşüşe karşılık geldiği, ama içeride sadece yüzde 13'ünün yansıdığı, indirim sürecinin bittiği anlaşılıyor (yılbaşı sonrası önce 4 kuruş zam, sonra 6 kuruş indirim yapılması durumu değiştirmiyor). Bu yüzden, izleyen aylarda indirim katkısının kalmayacağını düşünüyorum. Bunun da, Merkez Bankası'na faizleri aşağı çekmede, dar bir çerçeve bıraktığını düşündürüyor.
<ımg class="yeniImg" border="0" src="https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/66cf4c2c601c04688fbd4766.jpg">
ımg>
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN