Kur etkisi enflasyonda paniği arttırıyor
Haziran ayı enflasyonu yüksek olan beklentileri bile ikiye katlayınca, piyasaların havası bozuldu. Merkez Bankası’nın enflasyon değerlendirmesi, fiyat artışlarının sadece gıda fiyatlarında sınırlı kalmayıp, genele yayıldığını teyit etti.
İşte Hürriyet yazarı Erdal Sağlam'ın bugünkü yazısı...
Piyasa analistlerinin son dönemde sürekli artırdıkları enflasyon tahminlerini tekrar artırdıkları gözleniyor. Piyasada oluşan enflasyon paniğini, mevcut oranlardan çok fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve kur etkisinin büyüttüğü söylenebilir.
Şahsen, açıkça söylemese de, aynı kaygıların Merkez Bankası yönetimince de paylaşıldığını düşünüyorum.
Enerji enflasyonundaki yükselişin sürdüğünü kaydeden Merkez Bankası, döviz kuruna bağlı başta beyaz eşya ve otomobil olmak üzere dayanıklı tüketim mallarında yüksek oranlı fiyat artışları kaydedildiğini, TL’deki değer kaybının ithal içeriği yüksek temel malların yanı sıra bazı hizmet gruplarını da olumsuz etkilediğini belirtti. Bu dönemde hizmet enflasyonunda genele yayılan artışlar izlendiği, bu gelişmede maliyet unsurlarının yanında, talep yönlü etkiler de hissedildiği belirtilen Merkez Bankası değerlendirmesinde, bu çerçevede çekirdek göstergelerin kayda değer bir biçimde yükseldiğinin altı çizildi.
Piyasa uzmanları alkollü içkilerde gerçekleşen yüzde 15’lik ÖTV zammının enflasyonu fazla etkilemeyeceğini ancak zamların devam etmesini beklediklerini kaydediyorlar.
Kurlarda yeniden başlayan çıkış trendinin beklentileri bozan asıl unsur olacağını kaydeden uzmanlar, biriken zamların yanı sıra kur artışının hızlanmasının enflasyondaki paniği daha da arttırmasından korkuyorlar.
Enflasyon tahminlerinin giderek yükseldiğini kaydeden bir bankacı, yukarı doğru revizyonların devam edeceğini belirtirken, kurlar ve beklentilere paralel olarak yüzde 20’lik rakamların konuşulmasının bile normal olabileceğini söyledi.
FAİZ ARTIŞI YETERLİ Mİ?
Son enflasyon rakamları ve büyüyen enflasyon paniğinin ardından özellikle yabancı yatırımcılarda, ilk toplantıda Merkez Bankası’nın faiz artıracağı beklentisi yükselmeye başladı. Şimdiden 1 puan ve üzerinde faiz artışı gerektiğinin konuşulduğunu görüyoruz.
Yeni cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Merkez Bankası’nın ilk toplantısının 24 Temmuz’daki toplantı olacağı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takınacağı tutum ile yeni ekonomi yöneticilerinin kimlikleri ve görüşlerinin bilinmediği, bu nedenle faiz artışı konusunda bir belirsizlik yaşandığı söylenilebilir. Bu belirsizliğin kur ve faizlerde dalgalanmaya neden olduğu da açık.
Bu arada faiz tartışmasının yeni bir boyut kazandığını da söyleyebiliriz. Faiz artışı olmazsa kurların yeniden yükseleceğini herkes kabul ediyor ama artık tek başına faiz artışlarının da istikrar için yetmeyeceği konuşulmaya başladı.
Dün bu tartışmaya katılan uluslararası reyting kuruluşu JCR’ın yetkilisi Orhan Ökmen, sadece faiz arttırmanın geçerli ve doğru bir yol olmayacağını, enflasyon artışlarının, çok katmanlı yapısal sorunlar yumağına dayandığını ve para politikasının boyutlarını çoktan aştığını belirterek, kalıcı çözüm için, “Türkiye ekonomisinin, uluslarüstü kurumların ve AB orijinli sponsorların destekleyeceği orta-uzun vadeli yapılandırılmış, dışa dönük stratejik istikrar programlarına ihtiyacı bulunduğunu” söyledi.
Ökmen, yabancı fonların devamlılığı için yüksek faiz oranlarından ziyade geri dönüş güvencelerinin kalitesinin önem arz ettiğini söyledi.
Bu tartışmaların önümüzdeki dönem büyümesi kaçınılmaz. Gerekli parasal tedbirler alınırken bununla birlikte güven sağlayacak reform programına olan ihtiyacın artık aciliyet kazandığı söylenilebilir.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN