Kısa vadeli dış borç, kuru da faizi de açıklıyor
Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu geçen nisan ayı sonu itibariyle 125.5 milyar doları buldu.
İşte Erdal Sağlam'ın bugün Hürriyet'teki yazısı...
Dış borç rakamı ile birlikte milli gelirin yüzde 6.5’ine yükselmiş cari açık rakamını bir arada düşündüğünüzde, aslında son dönemde artan kurların ve faizlerin nedeni de kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.
Merkez Bankası dünkü dış borç açıklamasında, 2018 Nisan sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın, vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku rakamını 183.3 milyar ABD doları düzeyinde açıkladı. Bu stokun 21.2 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurtdışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşuyor.
İşte seçim öncesinde yabancı yatırımcıyı tedirgin eden rakamlardan biri bu. Türkiye ekonomisinin giderek bozulan dengeler ile bu döviz miktarını nasıl üreteceği merak konusu. Merkez Bankası bağımsızlığının tartışmalı hale geldiği bir ortamda, seçim sonrasına yıkılan yükler de göz önüne alındığında, nasıl olup da Türkiye ekonomisinin bu dövizi üretecek noktaya geleceği büyük bir endişe kaynağı oluyor.
Nereden baksanız, aylık dış ticaret açıklarını da katarak, önümüzdeki bir yıl içerisinde Türkiye’nin dışarıya kaba bir hesapla 200 milyar dolarlık geri ödeme yapması gerekiyor. Buna karşılık Türkiye ekonomisinin artık yüksek büyüme dönemini geride bıraktığı, giderek yavaşlaması gerektiği de ortadayken, ekonomi bu dövizi nasıl üretecek?
Zorluklar sadece bununla da sınırlı değil. Üretim için gereken finansman konusunda artık ciddi sıkıntılar var. Bankaların sürekli artan faizler nedeniyle, 100 bin TL üzerindeki mevduata yüzde 17-18 faiz teklif ettiğini biliyoruz. Bunun kredi faizlerini en az yüzde 23-24’lere çıkarması söz konusu. Bu faiz oranlarıyla kredi alıp üretime çevirmenin ne kadar zor olacağı da açık. Bu faiz oranlarıyla zaten yeni yatırıma kalkışmanın ne kadar akılcı olacağı da ortada.
Dolayısıyla çıkan ekonomik veriler, önümüzdeki dönem işin ne kadar zor olacağını, giderek daha fazla ortaya koyuyor. Bu tablo da başta yabancı yatırımcının üzerinde ciddi bir caydırıcı etki yaratıyor. Yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelmeye çekindikçe de, kur ve faizler daha da yukarı gidiyor.
EKONOMİ SOĞUMAK ZORUNDA
Dün yayımlanan, Merkez Bankası’nın “Kısa vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri - Nisan 2018” raporuna göre Nisan sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2017 yıl sonuna göre yüzde 6.5 oranında artışla 125.5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 5.7 oranında artarak 70.7 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 7.6 oranında artarak 54.8 milyar ABD dolar düzeyine ulaştı.
Borçlu bazında incelendiğinde, büyük çoğunluğu kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2017 yıl sonuna göre yüzde 12.1 oranında artarak 27.8 milyar ABD doları olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 5.2 oranında artarak 100.7 milyar ABD dolar oldu.
Dolayısıyla sadece özel sektörün değil kamunun borcu da artış eğiliminde.
Son dönemde artan kısa vadeli dış borçların büyük bölümünün geçmişten gelen borçları ödemek için yeniden kredi kullanımından kaynaklandığı ortada. Ekonomi büyürken kamu da özel sektör de yeniden borçlanabildi. Şimdi ekonomi, seçimden sonra, kime kazanırsa kazansın, soğutulmak zorunda.
Özetle; yabancıların da gördüğü gibi; ekonomide çok zor bir dönemin bizi beklediği ortada.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN