Borsalara Trump desteği
Dış borsalardaki olumlu hava iç piyasaları da etkisi altına almış durumda. Borsalardaki iyimserlik altın fiyatında düşüş, ABD Doları’ndaki değerlenmeye ivme kaybı olarak yansıdı. ABD Başkanı Trump’ın virüs tedbirlerini gevşetme planı ve korona için ilaç konusu ciddiyet kazanırsa iyimserlik devam edecektir.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bugünkü yazısı...
Finans piyasalarında özellikle borsalarda yoğunluk kazanan bir iyimserlik havası var. Faiz düşüşü ve teşvik paketlerine bağlı bollaşan likidite finans piyasalarını olumlu yönde desteklemeye devam ediyor. ABD Merkez Bankası (Fed) bilanço büyüklüğü 6.4 trilyon dolara yükseldi. Bir önceki hafta 6.1 trilyon dolardı. Benzer büyüme Avrupa ve diğer merkez bankaları için de geçerli. TCMB emisyon tutarı 200 milyar TL’ye ulaştı. Geçen hafta 195 milyar TL seviyelerinde bulunuyordu. Faizler ise düşük ve Fed Başkanı Powell’in dediği gibi gerektiği kadar yani uzun bir süre düşük kalmaya devam edecek. Düşük faiz ve bol paranın ilk adresleri doğal olarak altın ve borsa oldu. Bunun üzerine ABD Başkanı Trump’ın “COVID-19 önlemlerinin 3 aşamalı şekilde gevşetileceği ancak kararın eyalet valilerinde olduğu” açıklaması geldi. Ayrıca ABD’li bir ilaç firmanın ürettiği ilacın korona hastalarını iyileştirdiği haberi basına haber olarak düşünce dış piyasalarda iyimserlik biraz daha arttı.
İŞSİZLİK MAAŞI BAŞVURUSU
Borsalardaki iyimserlik altın fiyatına düşüş, petrol fiyatına tepki yükselişi ve ABD dolarındaki değerlenmeye ivme kaybı olarak yansıdı. Cuma günkü haberlerle birlikte risk iştahı artarken güvenli liman ihtiyacı biraz azaldı. Ancak Trump’ın virüs ile ilgili tedbirleri gevşetme planı bir niyet beyanı, yetki valiliklerde, ayrıca bulunan ilaç henüz Dünya Sağlık Örgütü’nden onay almadığını dikkatte tutmakta yarar var. Buna benzer haberler daha önce çıkmıştı. Piyasalar son aylarda aşırı baskı altında kaldığından iyi haberleri daha kolay fiyatlıyor. Ancak Trump’ın planı ve ilaç konusu ciddiyet kazanır, doğrulanırsa iyimserlik devam edecektir tabi ki. Diğer yandan virüse bağlı ekonomik durgunluk artık ekonomik verilere çok belirgin bir şekilde yansımaya başladı. ABD’de perşembe günü açıklanan verilere göre haftalık işsizlik maaşı başvuruları 5.24 milyon oldu. Son bir aylık toplam işsiz sayısı yaklaşık olarak 22 milyon kişiye ulaştı. Fed’in üç ay içinde 47 milyon kişi işsiz kalacağı yönünde bir tahmini vardı. ABD mart sanayi üretimi yüzde -5.4 gerçekleşirken 1946 yılından bu yana en hızlı düşüşünü gerçekleştirdi. Perakende satışlar ise yüzde -8.7 ile rekor seviyede geriledi, konut başlangıç verisi 1984 yılından bu yana en fazla düşüşü gösterdi.
ÇİN İLK ÇEYREKTE KÜÇÜLDÜ
Çin ekonomisi 28 yıl sonra ilk defa küçüldü ve ilk çeyrek GSYH ilk çeyrekte yüzde -6.8 olarak gerçekleşti. Beklentiler yüzde -6 küçülme yönündeydi. Bir bakıma tarihe not düşülen veriler gerçekleşiyor. İçeride ise ekonomideki yavaşlamanın ilk dikkat çeken yansımaları hazine ve bütçe verilerinde görüldü. Mart ayında Hazine 40, bütçe ise 43 milyar TL açık verdi. TCMB rezervlerindeki gerileme ise devam ediyor. Geçtiğimiz aylara ait olduğu için işsizlik verilerine henüz yansıma görülmezken enflasyonda talep gerilemesine bağlı olarak belirgin bir değişim görülmüyor. 22 Nisan Çarşamba günkü Merkez Bankası toplantısında ise küçük bir adım faiz indirimi muhtemeldir. Ekonomik durgunluk ve dış dünyadaki düşük faiz TCMB’nin elini rahatlatmış durumda. Her ne kadar enflasyon düşüşü henüz görülmezse de ekonomideki durgunluğa bakınca faiz indirimi biraz da ihtiyaçtan olacak. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama beklenti olarak finans piyasaları tarafından kısa bir süre için sert şekilde olumsuz fiyatlandı. Sonrasında hükümetler ve merkez bankalarının arttığı parasal genişleme ve teşvik paketleriyle kayıplarının bir bölümünü hızla geri alındı. Ancak reel ekonomiler için sıkıntı ve belirsizlik sürüyor.
TEMKİNLİ YAKLAŞIM
Trump ekonomileri açmaya hazırlansa da kesinleşmiş bir tarih yok. Kredi derecelendirme kuruluşlarından yabancı yatırım bankalarına kadar bir çok kurum ve kuruluştan tarihin en büyük ekonomik durgunluğu değerlendirmeleri yapılırken finans piyasalarının kısa bir şokun ardından çok çabuk toparlanma eğilimine girmesine temkinli yaklaşmak gerekir. En azından bu aşamada. Genelde kıyaslamalar 2008 sonrası ile yapılıyor. 2008 yılında dünya çok derin bir kriz yaşamış yine merkez bankaları ve hükümetler tarafından alınan düşük faiz, bol para ile borsalarda hızlı bir toparlanma yaşanmıştı. Daha borçlu bir global ekonomiyle birlikte tabi ki. Bu aşamada finansal piyasalar doğal olarak günü yaşıyor ve ticaretini yapıyor. Ekonomideki yüksek borçlanmaya bağlı sorunlar, büyüme ve enflasyon endişeleri gibi daha geniş vadede fiyatlanacak konular bu aşamada gündemde fazla yer tutmuyor.
YÜKSELİŞ ZAYIFLAYABİLİR
Türkiye’nin de bu gelişmeleri dış dünya ile birlikte az veya çok hissetmesi olasıdır. İlk aşamada Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının karşılanması önem arz ediyor. Yapılan açıklamalarla IMF gündemden düşünce geriye önemli kaynak olarak ABD ve Avrupa merkez bankalarıyla yapılan swap görüşmeleri kalıyor. Veya piyasa öyle görüyor. Bu yönden sağlanacak olası bir kaynak temini iç piyasalarda özellikle döviz kurları başta olmak üzere finans piyasalarındaki fiyatlamalarda önemli rol oynayabilir. Hatırlanırsa Endonezya 7 Nisan tarihinde Fed’den 60 milyar dolarlık swap imkanı sağlamıştı. Bu tarihten sonra değer kazanımı devam eden Endonezya Rupisi’nin seyrine bakmak yeterli olacaktır. Düşük faiz, parasal genişleme, yabancı çıkışları, özel sektör ağırlıklı dış borç ödemeleri ve rezervlerdeki gerileme her ne kadar döviz kurlarını yukarı çekse de ciddi bir dış kaynak girişi sağlanması durumu söz konusu olursa kurlardaki yükseliş zayıflayabilir.
OLUMLU HAVA ETKİLEDİ
Bankalardaki kredi ve mevduat artışları yanında 3 nisan haftasında 194 milyar dolara gerileyen yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 10 nisan itibariyle 195 milyar dolara yükselmiş durumda. Geçen ay 201 milyar dolar seviyelerini görmüştü. TCMB verilerine göre 10 nisan haftasında yabancılar 511 milyon dolarlık menkul kıymet satışı gerçekleştirdi. (hisse senedi: 182.5 milyon dolar, DİBS: 328.2 milyon dolar). Son aylarda ağırlıklı olarak satışta görülüyorlar. Borsa İstanbul’da yabancı takas saklama oranı yüzde 58 seviyelerinde seyrediyor. Ocak ayı itibariyle yüzde 65 seviyelerine kadar ulaşmıştı. Dış borsalardaki olumlu hava iç piyasaları da etkisi altına almış durumda. İyimserliğin devamı ise virüs kaynaklı gelişmelere bağlı olacak.
BORSADA TEPKİ ÇIKIŞI SÜRÜYOR
Borsada tepki yükselişi devam ediyor. İlk dirençler 99.000-100.000 seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. 100.000 seviyesinin üzerinde verilecek dirençler ise 104.000-105.000 ve 108.500 seviyelerinde. İlk destek noktaları 96.500-94.600 olarak görülüyor. Çıkışın devamı için 96.500 seviyesinin üzerinde kalınması önemli olacak. Sonraki destekler 92.000-90.500 seviyelerinde. Kâr satış denemelerine rağmen tepki çıkışı gücünü koruyor.
DOLAR/TL KURUNDA DİRENÇLERE DİKKAT
Dolar/TL kurunda çıkış hareketi sürmekle birlikte önemli direnç seviyelerine yaklaşılmış görülüyor. Bu açıdan direnç seviyelerinin yakından izlenmesinde yarar var. İlk önemli dirençler 6.96-7.00 seviyelerinde. Sonraki dirençler ise 7.10-7.20 seviyelerinde bulunuyor. Geri çekilmelerde ilk destekler 6.83-6.80 seviyelerinde. Bu seviyelerin üzerinde tutunamaması durumunda 6.75 ve 6.64 sonraki destek seviyeleri olarak görülüyor. Direnç noktalarında kâr satışları görülebilir.
YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN