Yeni Model Bir Ordu
Avrupa`nın AB diplomasisine askeri ağırlık kazandırmak amacıyla çevik birliklerden oluşan bir barış gücü oluşturmaya ilişkin uzun dönemli stratejiler üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Avrupa yeni bir güvenlik mimarisi anlamına gelen bir yapılanmanın temellerini atmaya başlıyor. 51 yıldan bu yana savunma ve dışişleri bakanları Brüksel`e giderek NATO ittifakının devamlı meşgul binasında güvenlik sorunlarını konuştu.
Şimdi onların bir ABD çevik gücü oluşturmaya ilişkin taahhütleri, 15 üyeden oluşan bir askeri yapılanma oluşturarak, Avrupa`nın diplomatik baskılarına askeri ağırlık kazandırma amacı güdüyor. Söz konusu diplomasi askeri ağırlığı olmadan Yugoslavya`ya uygulanmış, ama herhangi bir başarı elde edilememişti.
Avrpalı liderler bu girişimlerinin NATO`yu indirgeme veya değiştirme anlamına gelmediğini ama 19 üyeden oluşan AB`ye daha güçlü bir askeri yaptırım kazandıracağını söylüyor. Bu yeni yapılanmanın temelinde AB`nin savunma yapılarını NATO`ya bağlayan unsurlar yatıyor. Bunlardan bazıları Nice`de yapılacak olan AB liderleri zirvesinde kabul edilecek. Birleşik Krallık savunma bakanı Geoff Hoon bu noktada hassas zira muhalefetteki Muhafazakar Parti Britanya`nın, Fransızların başını çektiği bir Avrupa ordusu fikrini kabul etmeye zorlandığını söylüyor.
Ayrıca bu ordunun NATO`yu taklit edeceği ve Britanya`nın yakın askeri dostu ABD`yi soğutacağı söylentileri var. Ancak Hoon dün yaptığı bir açıklamada, Britanya`nın Fransa ile birlikte AB`nin planlarını oluşturmada önde gelen role soyunduğunu belirtti: NATO yapılanmasını taklit ederek bir Avrupalı mini - NATO kurmak, mantıklı, pratik ve makul bir maliyette olamaz. Britanyalı yetkililer Muhafazkarların, yeni gücün ne olmayacağını söylemesinden rahatsız olmaya başladı. Bu bir ordu değil, hatta hazır bekleyen bir güç de değil; Washington karşı çıkmıyor - en azından şimdilik de olsa - ve aktif bir biçimde destekliyor; AB bayrağı altında savaşmayacak, veya Fransızca bu gücün resmi dili olmayacak; hiçbir ülke Brüksel tarafından bu güce katkıda bulunması için zorlanmayacak.
Ancak burada amaç AB`nin 2003 yılı itibarıyla barış gücü veya insanlık misyonları gibi durumlarda 60 bin kişilik bir orduyu süratle konuşlandırma kabiliyet ve kapasitesine kavuşması. İnsanlık misyonları arasında sivilleri savaş alanlarından kurtarmak gibi görevler de var.
Amerikalılar açısından burada en büyük sorun, Avrupa`nın bu yeni ordu kapasitesini desteklemek için yeterince kaynak ayırıp ayırmayacağı.
ABD yetkililerine göre bu Avrupa`nın NATO içindeki rolünü uygun bir biçimde oynayabilmesi bakımından önem taşıyor. Büyük hayaller kurarken bunu destekleyecek kaynak oluşturulmamaıs durumunu baştan halletmek için, Britanya geçenlerde savunma harcamalarını biraz artırdığını ilan etti. Britanya`nın bu açıklaması Kosova sonrasında gerçekleştirilecek iyileşmeler çerçevesinde uyumlu bir girişimdi. Ancak diğer AB ülkeleri savunma harcamalarını artırıp artırmama konusunu hala müzakere etmeyi sürdürüyor. Ancak Hoon açıklamasında, savunma harcamalarını artıran ülkeler arasında sadece Finlandiya ve Lüksemburg`u saydı. Bu iki ülkenin savunma harcamalarını artırması pek fazla bir şey ifade etmeyecek Ancak, AB`nin önünde duran sorun sadece kapasiteye ilişin değil. Başından bu yana NATO üyesi olan Türkiye`nin sorunlarının da çözülmesi gerekiyor.
Türkiye yeni oluşum sonucunda, Avrupa güvenliğini etkileyen karar mekanizmalarından soyutlanacağından korkuyor. AB yetkilileri yeni bir düzenlemeyle bu sorunu aşacaklarına inanıyor. Buna göre, NATO üyesi olan ama AB`ye henüz dahil olmamış diğer 5 Avrupa ülkesi, operasyonların planlama aşamasında önemli görevler alabilecek. Buna ek olarak AB, askeri kapasiteler çerçevesinde NATO ile kalıcı bağlantılara ilişkin tekliflerde de bulunuyor. (FİNANSAL FORUM - FİNANCİAL TİMES)