Türkler, Almanya`da Alo Vatan Kullanıyor
Reklam televizyon ekranından kaybolduktan sonra, bütün gözler sahibi olduğu Alo Vatan telefon şirketinin çağrı merkezinde gergin bir şekilde duran Gökhan Matthew İnan`a çevrildi. Ve telefonlar çalmaya başladı.
Şirketin Türkçe yayın yapan televizyon kanalında bir buçuk yıl önce yayınlanan ilk reklamı; Alo Vatan`ın hızlı kuruluşunda ve telekomünikasyon devleri Deutsche Telekom AG ve Vodafone Group PLC.`nin ardından Almanya`da yaşayan Türkler için telefon hizmetleri sağlayıcılığında 3 numaraya yükselmesinde etkili oldu. Şirketin kurucusu İnan, o anı Herkes bana bakıyordu. Telefonlar çalmaya başlayınca, müşterilerimiz olduğunu gördük. Savaş kazanılmıştı ve piyasaya giriş yapmıştık, diyerek anımsıyor. 220,000 abonesi olduğunu iddia eden Vodafone o.tel.o `nun ardından gelen 40,000 kontrata sahip Alo Vatan gelecek yıl karlı olmayı bekliyor ve hızla büyüyor. İnan, Bu yıl sonu itibariyle pazar payımızı ikiye katlamayı umuyoruz, diyor.
GÖRÜNMEYEN TÜKETİCİLER;
Almanya`da nüfusun yaklaşık yüzde 3`üne karşılık gelen, 2.4 milyondan fazla Türk yaşıyor ve bu Türkler yakın zamana kadar, bir çok Alman şirketi için görünmez tüketicilerdi. 1998`de telekomünikasyon pazarı liberalleşince, yerel telefon monopolü Deutsche Telekom da, bu tüketicileri dikkate almadı. Ancak rakipleri, Almanya`da yaşayan 750,000 Türk hanesinin bir yıl içinde yerel ve uzun mesafe telefon konuşmalarına bir milyar marktan fazla harcadığını farkettiler. Deutsche Telekom`un rakipleri Türk müşterilerinin üzerine düşmeye başlayınca, Alman telefon devi de, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğini farketti.
Almanya`daki Türklerin sahip olduğu ilk telefon şirketi olsa da, Alo Vatan Almanya Türklerine telefon hizmetleri sağlamaya odaklanmış ilk firma değil. 1998 yılında, mevcut durumda Britanya`dan Vodafone`un sahip olduğu telefon girişimi o.tel.o, bir Türkçe lisanınd hotline açtı ve Türk gazeteleri, televizyon ve radyosunda reklamlarda yer aldı.
Durum başlangıçta Deutsche Telekom`un yalnızca dikkatini çekti. O.tel.o`nun etnik pazarlama bölümü başkanı Andrea Mellewigt, Türkler için spesifik teklifler olmadığını gördük. Türkler en büyük azınlık grubunu oluşturuyor ve cazip müşteriler. Türkiye`ye çok fazla telefon açıyorlar ve Alman hanelerine kıyasla telefon faturaları daha yüksek, diyor.
DEUTSCHE TELEKOM MÜCADELEYE BAŞLIYOR;
Deutsche Telekom, işine yönelik tehditi görmekte yavaş kaldığını ve iki yıldan az bir süre içinde Türk müşterilerinin yaklaşık yüzde 30`unu kaybettiğini belirtiyor. Şirket, Türk müşterilerinden elde ettiği kazancı detaylandırmaktan kaçınsa da, kaybını telafi için yeniden mücadele etmeye başlıyor. 1998`den bu yana Deutsche Telekom, Almanya`dan Türkiye`ye telefon açma fiyatını yüzde 70 indirdi. Şirket, son zamanlarda Türkçe yayın yapan tv kanalında bir dizi reklam da yayınlıyor. Reklamda, bir Türk ailenin Deutsche Telekom`un ürünleriyle yaşadığı tecrübeler, soap - opera mantığıyla dile getiriliyor. Deutshe Telekom`un etnik pazarlama bölümü başkanı Stefan Hensel, Piyasanın durumunu görünce harekete geçtik, diyor.
KENDİNİ EVİNDE HİSSETMEK;
Türkler, o dönem Batı Almanya olarak anılan bölgedeki fabrikalara işçi açığını kapatmak için, iyi ücret koşullarıyla konuk işçi olarak gelmeye başladıklarında yıl 1961 idi. Almanlar, bu Türk işçilerin tasarruflarını biriktirip, ülkelerine geri döneceğini bekliyordu. Ve Türklerin birçoğu da, yeterince para kazanıp, kendi vatanına dönüp, kendi işini kurmayı umuyordu. Ancak, bir çoğu kaldı. Ve mevcut durumda, ilk kuşak Türk göçmenlerin torunları artık, montaj hattı işleri, sebze ya da döner sandviç satma gibi işlerle tatmin olmuyorlar. Almanya`da Türkiye`ye oranla kendilerini daha fazla evlerinde hisseden genç Türkler, Alman okul arkadaşlarının özlemlerini paylaşıyorlar. Alo Vatan, Türk göçmenlerin çocukları tarafından başlatılan ve refaha ulaşan yeni bir kuşağı temsil eden küçük bir iş girişimi.
Türkler Almanlara göre daha geniş ailelere sahip olma eğilimindeler ve ortalama olarak, reklamcıların hedefledikleri 20 - 40 yaş arası kitlenin yüzde 5`ine karşılık geliyorlar. Genç Türkler daha fazla tüketiyor ve ebeveynlerine kıyasla daha fazla marka bilincine sahipler. Berlin şehir meclisinde, Türklerin yoğun olduğu Kreuzberg bölgesini temsil eden Yeşiller Partisi üyesi Özcan Mutlu, Bugün Kreuzberg`de caddedeki neredeyse herkes mobil telefon kullanıyor ve Audi, BMW marka araba kullanıyor, diyor. Pazarlama çabalarını 1992 yılında direkt olarak Almanya Türklerine yönlendiren araba üreticisi DaimlerChrysler AG, bir çok Alman şirketine kıyasla bu eğilimin daha erken farkına vardı. Şirket, belli başlı Alman şehirlerindeki showroomları için Türk satıcıları işe aldı ve bunu Almanya`daki Türkçe lisanda yayın yapan medyada duyurdu. Şirket ayrıca, son tv reklamlarında, E - Sınıfı Mercedes - Benz marka arabalarında ülkelerini ziyarete gitmiş Almanyalı Türklere yer verdi.
LİSAN VE KÜLTÜR;
Pazarlamacılara göre Türk tüketicileri çekmede kilit nokta, kendi dillerinde reklama yer verme, Türk kültürünü anlayan ve saygı duyan bir tutum sergilemede yatıyor. Berlin`de yerleşik etno - pazarlama ajansı WFP GmbH`dan Mithat Çınar, Almanca spotları Türkçe olarak seslendirirken, grubun dini, kültürel ya da sosyal değerlerini göz ardı etmediğinize emin olmalısınız, diyor. Spesifik olarak Türk azınlığa yönelik pazarlama çabaları ayrıca, kendi içine dönük dindar kanattan, kendilerini Alman orta sınıfının bir parçası olarak gören profesyonellere kadar geniş bir yelpazeyi hesaba katmak zorunda. Frankfurt`da yaşayan ve Türk ve Alman şirketlerine danışmanlık yapan Hulisi Bayam, Almanya`daki Türk toplumu homojen değil. Ancak, şirketler bu gruptan para kazanabilineceğini keşfetti. Sorun, bu gruba kimin ve nasıl erişeceği, diyor.
Ofisinde Türkçe ve İngilizce olarak telefonlara yanıt verirken bir yandan da, ince belli cam bardaktaki karamel rengindeki Türk çayından yudumlar alan İnan, emekli iki yıldızlı Türk hava kuvvetleri generalinin oğlu. İnan gençliğinde, görevi nedeniyle NATO hava üstlerini dolaşan babasıyla beraber Avrupa`yı dolaştı, New York`da bir yatılı okula gitti ve daha sonra da İstanbul Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesi`nde işletme okudu.
AMERİKA`DAKİ KISITLI PAZAR;
İnan`ın ABD`deki müşterilerinin bir çoğu, kendi dillerinde konuşmaktan hoşlanan Türk işadamlarıydı. Background itibariyle bu müşteri kitlesine yakın olsa da, pazar kısıtlıydı. 1997 yılında mevcut işinin büyüyeyebileceği kadar büyüdüğünü hisseden İnan`ın dikkatini, Avrupa`nın telefon piyasalarını liberalleştirme planı çekti. İnan, Almanya, Avrupa`da Türklerin en fazla bulunduğu ülkeydi ve telekomünikasyon piyasası liberalleştiriliyordu. Fırsat dönemiydi, diyor.
Bugünün Alo Vatan`ını oluşturan fikri kabaca kağıda döken İnan, 1998 yılında Almanya Hannover`de gerçekleşen CeBIT teknoloji fuarında fikrini pazarlamaya başladı. Devlet bankası Landesbank Berlin`in girişim sermayesi kanadı ve ICG InterConnect AG`nin girişim kısmı, İnan`a başlangıç finansmanı olarak 2.5 milyon mark sağlayarak, İnan`ın Alo Vatan`ına da sahip olan holding şirketi European Telecommunications Holding GmbH`a hissedar oldular. 1998 Aralığındaki ikinci finansman turu, 21 milyon mark ve yeni hissedarlar getirdi: BMP Venture Capital, Arche Finanz GmbH ve Aetna GmbH.
Daha sonra bu yılın Mayıs ayında Türk mobil telefon şirketi Turkcell İletişim Hizmetleri, European Telecommunications`ın yüzde 60`ını aldı. Turkcell`in de desteğiyle, İnan Almanya`daki Türk topluluğa yönelik internet - hizmet sağlayıcılığı ve dijital televizyon hizmeti başlattı. Alo Vatan müşterileri, en ucuz fiyatı öneren rakiplerinin yaklaşık üçte bir fiyatı olan dakikada yalnızca bir pfennig ödeyerek birbirlerini arayabiliyorlar. Alo Vatan tarafından hazırlıksız yakalandıklarını dile getiren Deutsche Telekom ve o.tel.o, hala benzer bir fiyat teklifi sunmadılar. Alo Vatan ayrıca, Türkçe olarak bedava hukuki danışmanlık, okullara ilişkin öneri ve spor bilgi hizmetleri de veriyor. (FİNANSAL FORUM - THE WALL STREET JOURNAL)
Şirketin Türkçe yayın yapan televizyon kanalında bir buçuk yıl önce yayınlanan ilk reklamı; Alo Vatan`ın hızlı kuruluşunda ve telekomünikasyon devleri Deutsche Telekom AG ve Vodafone Group PLC.`nin ardından Almanya`da yaşayan Türkler için telefon hizmetleri sağlayıcılığında 3 numaraya yükselmesinde etkili oldu. Şirketin kurucusu İnan, o anı Herkes bana bakıyordu. Telefonlar çalmaya başlayınca, müşterilerimiz olduğunu gördük. Savaş kazanılmıştı ve piyasaya giriş yapmıştık, diyerek anımsıyor. 220,000 abonesi olduğunu iddia eden Vodafone o.tel.o `nun ardından gelen 40,000 kontrata sahip Alo Vatan gelecek yıl karlı olmayı bekliyor ve hızla büyüyor. İnan, Bu yıl sonu itibariyle pazar payımızı ikiye katlamayı umuyoruz, diyor.
GÖRÜNMEYEN TÜKETİCİLER;
Almanya`da nüfusun yaklaşık yüzde 3`üne karşılık gelen, 2.4 milyondan fazla Türk yaşıyor ve bu Türkler yakın zamana kadar, bir çok Alman şirketi için görünmez tüketicilerdi. 1998`de telekomünikasyon pazarı liberalleşince, yerel telefon monopolü Deutsche Telekom da, bu tüketicileri dikkate almadı. Ancak rakipleri, Almanya`da yaşayan 750,000 Türk hanesinin bir yıl içinde yerel ve uzun mesafe telefon konuşmalarına bir milyar marktan fazla harcadığını farkettiler. Deutsche Telekom`un rakipleri Türk müşterilerinin üzerine düşmeye başlayınca, Alman telefon devi de, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğini farketti.
Almanya`daki Türklerin sahip olduğu ilk telefon şirketi olsa da, Alo Vatan Almanya Türklerine telefon hizmetleri sağlamaya odaklanmış ilk firma değil. 1998 yılında, mevcut durumda Britanya`dan Vodafone`un sahip olduğu telefon girişimi o.tel.o, bir Türkçe lisanınd hotline açtı ve Türk gazeteleri, televizyon ve radyosunda reklamlarda yer aldı.
Durum başlangıçta Deutsche Telekom`un yalnızca dikkatini çekti. O.tel.o`nun etnik pazarlama bölümü başkanı Andrea Mellewigt, Türkler için spesifik teklifler olmadığını gördük. Türkler en büyük azınlık grubunu oluşturuyor ve cazip müşteriler. Türkiye`ye çok fazla telefon açıyorlar ve Alman hanelerine kıyasla telefon faturaları daha yüksek, diyor.
DEUTSCHE TELEKOM MÜCADELEYE BAŞLIYOR;
Deutsche Telekom, işine yönelik tehditi görmekte yavaş kaldığını ve iki yıldan az bir süre içinde Türk müşterilerinin yaklaşık yüzde 30`unu kaybettiğini belirtiyor. Şirket, Türk müşterilerinden elde ettiği kazancı detaylandırmaktan kaçınsa da, kaybını telafi için yeniden mücadele etmeye başlıyor. 1998`den bu yana Deutsche Telekom, Almanya`dan Türkiye`ye telefon açma fiyatını yüzde 70 indirdi. Şirket, son zamanlarda Türkçe yayın yapan tv kanalında bir dizi reklam da yayınlıyor. Reklamda, bir Türk ailenin Deutsche Telekom`un ürünleriyle yaşadığı tecrübeler, soap - opera mantığıyla dile getiriliyor. Deutshe Telekom`un etnik pazarlama bölümü başkanı Stefan Hensel, Piyasanın durumunu görünce harekete geçtik, diyor.
KENDİNİ EVİNDE HİSSETMEK;
Türkler, o dönem Batı Almanya olarak anılan bölgedeki fabrikalara işçi açığını kapatmak için, iyi ücret koşullarıyla konuk işçi olarak gelmeye başladıklarında yıl 1961 idi. Almanlar, bu Türk işçilerin tasarruflarını biriktirip, ülkelerine geri döneceğini bekliyordu. Ve Türklerin birçoğu da, yeterince para kazanıp, kendi vatanına dönüp, kendi işini kurmayı umuyordu. Ancak, bir çoğu kaldı. Ve mevcut durumda, ilk kuşak Türk göçmenlerin torunları artık, montaj hattı işleri, sebze ya da döner sandviç satma gibi işlerle tatmin olmuyorlar. Almanya`da Türkiye`ye oranla kendilerini daha fazla evlerinde hisseden genç Türkler, Alman okul arkadaşlarının özlemlerini paylaşıyorlar. Alo Vatan, Türk göçmenlerin çocukları tarafından başlatılan ve refaha ulaşan yeni bir kuşağı temsil eden küçük bir iş girişimi.
Türkler Almanlara göre daha geniş ailelere sahip olma eğilimindeler ve ortalama olarak, reklamcıların hedefledikleri 20 - 40 yaş arası kitlenin yüzde 5`ine karşılık geliyorlar. Genç Türkler daha fazla tüketiyor ve ebeveynlerine kıyasla daha fazla marka bilincine sahipler. Berlin şehir meclisinde, Türklerin yoğun olduğu Kreuzberg bölgesini temsil eden Yeşiller Partisi üyesi Özcan Mutlu, Bugün Kreuzberg`de caddedeki neredeyse herkes mobil telefon kullanıyor ve Audi, BMW marka araba kullanıyor, diyor. Pazarlama çabalarını 1992 yılında direkt olarak Almanya Türklerine yönlendiren araba üreticisi DaimlerChrysler AG, bir çok Alman şirketine kıyasla bu eğilimin daha erken farkına vardı. Şirket, belli başlı Alman şehirlerindeki showroomları için Türk satıcıları işe aldı ve bunu Almanya`daki Türkçe lisanda yayın yapan medyada duyurdu. Şirket ayrıca, son tv reklamlarında, E - Sınıfı Mercedes - Benz marka arabalarında ülkelerini ziyarete gitmiş Almanyalı Türklere yer verdi.
LİSAN VE KÜLTÜR;
Pazarlamacılara göre Türk tüketicileri çekmede kilit nokta, kendi dillerinde reklama yer verme, Türk kültürünü anlayan ve saygı duyan bir tutum sergilemede yatıyor. Berlin`de yerleşik etno - pazarlama ajansı WFP GmbH`dan Mithat Çınar, Almanca spotları Türkçe olarak seslendirirken, grubun dini, kültürel ya da sosyal değerlerini göz ardı etmediğinize emin olmalısınız, diyor. Spesifik olarak Türk azınlığa yönelik pazarlama çabaları ayrıca, kendi içine dönük dindar kanattan, kendilerini Alman orta sınıfının bir parçası olarak gören profesyonellere kadar geniş bir yelpazeyi hesaba katmak zorunda. Frankfurt`da yaşayan ve Türk ve Alman şirketlerine danışmanlık yapan Hulisi Bayam, Almanya`daki Türk toplumu homojen değil. Ancak, şirketler bu gruptan para kazanabilineceğini keşfetti. Sorun, bu gruba kimin ve nasıl erişeceği, diyor.
Ofisinde Türkçe ve İngilizce olarak telefonlara yanıt verirken bir yandan da, ince belli cam bardaktaki karamel rengindeki Türk çayından yudumlar alan İnan, emekli iki yıldızlı Türk hava kuvvetleri generalinin oğlu. İnan gençliğinde, görevi nedeniyle NATO hava üstlerini dolaşan babasıyla beraber Avrupa`yı dolaştı, New York`da bir yatılı okula gitti ve daha sonra da İstanbul Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesi`nde işletme okudu.
AMERİKA`DAKİ KISITLI PAZAR;
İnan`ın ABD`deki müşterilerinin bir çoğu, kendi dillerinde konuşmaktan hoşlanan Türk işadamlarıydı. Background itibariyle bu müşteri kitlesine yakın olsa da, pazar kısıtlıydı. 1997 yılında mevcut işinin büyüyeyebileceği kadar büyüdüğünü hisseden İnan`ın dikkatini, Avrupa`nın telefon piyasalarını liberalleştirme planı çekti. İnan, Almanya, Avrupa`da Türklerin en fazla bulunduğu ülkeydi ve telekomünikasyon piyasası liberalleştiriliyordu. Fırsat dönemiydi, diyor.
Bugünün Alo Vatan`ını oluşturan fikri kabaca kağıda döken İnan, 1998 yılında Almanya Hannover`de gerçekleşen CeBIT teknoloji fuarında fikrini pazarlamaya başladı. Devlet bankası Landesbank Berlin`in girişim sermayesi kanadı ve ICG InterConnect AG`nin girişim kısmı, İnan`a başlangıç finansmanı olarak 2.5 milyon mark sağlayarak, İnan`ın Alo Vatan`ına da sahip olan holding şirketi European Telecommunications Holding GmbH`a hissedar oldular. 1998 Aralığındaki ikinci finansman turu, 21 milyon mark ve yeni hissedarlar getirdi: BMP Venture Capital, Arche Finanz GmbH ve Aetna GmbH.
Daha sonra bu yılın Mayıs ayında Türk mobil telefon şirketi Turkcell İletişim Hizmetleri, European Telecommunications`ın yüzde 60`ını aldı. Turkcell`in de desteğiyle, İnan Almanya`daki Türk topluluğa yönelik internet - hizmet sağlayıcılığı ve dijital televizyon hizmeti başlattı. Alo Vatan müşterileri, en ucuz fiyatı öneren rakiplerinin yaklaşık üçte bir fiyatı olan dakikada yalnızca bir pfennig ödeyerek birbirlerini arayabiliyorlar. Alo Vatan tarafından hazırlıksız yakalandıklarını dile getiren Deutsche Telekom ve o.tel.o, hala benzer bir fiyat teklifi sunmadılar. Alo Vatan ayrıca, Türkçe olarak bedava hukuki danışmanlık, okullara ilişkin öneri ve spor bilgi hizmetleri de veriyor. (FİNANSAL FORUM - THE WALL STREET JOURNAL)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
