Türkiye Kaçak İşçi Cenneti
Türk emek piyasası, son yıllarda çok ciddi boyutlara ulaşan bir yabancı kaçak işçi sorunuyla karşılaştı. Türkiye`de yabancıların çalışmasına yönelik oldukça ayrıntılı mevzuatlar olmasına rağmen, özellikle çevre ülkelerdeki siyasi ve ekonomik krizler, adeta Türk emek piyasalarını işsizlik baskılarına rağmen bazı işçiler açısından cazip hale dönüştürdü. Yabancı kaçak işçilik büyük şehirlerde hızla genişlerken, 1993 yılı başlarında yapılan bir tahmine göre çoğu İranlı 2 milyon yakın kaçak işçi bulunuyor. Bir taraftan eski Sovyet cumhuriyetlerinden, diğer taraftan Doğu Avrupa ülkelerinden özellikle Romanya, Moldovya`dan hatta Filipinler`den gelerek Türkiye`de ev işlerinde ve hizmet sektörlerinde çok sayıda işçinin çalıştığı tesbit edildi. Filipinli işçilerin özellikle dokuma sanayiinde, Rumen işçilerin inşaat sektöründe çalıştıkları gözleniyor. Bazı denizcilik şirketlerinde Ukraynalı, Endonezyalı işçilerin, Doğu Karadeniz`de Rus işçilerin çay fabrikalarında çalıştığı ifade ediliyor. Bir diğer iddiaya göre, turist vizesi ile gelen Bulgar, Rumen ve Polonyalı işçiler, inşaat, dokuma, dericilik ve otel işyerlerinde istihdam ediliyor.
1994 yılında Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Azerbaycan`dan gelen yabancı kaçak işçilere, Cezayir, Filistin ve bazı Ortadoğu ülkelerinden, hatta Afrika`nın bazı ülkelerinden sayıları gittikçe artan yabancı kaçak işçiler ilave oldu. Son gelişmelerle Türkiye`nin adeta bir kaçak işçi cenneti-emek piyasasına dönüştüğü anlaşılırken, Teksif Sendikası yaptığı bir araştırmada, Trakya`da tekstil fabrikalarında çalışan her 20 kişiden 3`ünün Romanyalı kaçak işçi olduğunu açıkladı. Araştırmaya göre, bölgede 200 bin kaçak işçi bulunuyor. Genelde kaçak işçilerin, Türk işçilerin yarı ücretine, hiçbir sosyal yük getirmeden çalıştıkları bildiriliyor. Kitapta, 1998`deki ekonomik krizin, çok ciddi istihdam sorunlarına yol açtığı, yaşanan depremlerin de işsizlik sorunlarının boyutlarını derinleştirdiğine işaret ediliyor. (YENİ BİNYIL)