S&P Türkiye`yi risklere karşı uyardı
S&P`nin Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölge başkanı Zeynep Holmes değerlendirmelerde bulundu
<ımg hspace="10" vspace="5" align="right" src="https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/66cf5dda601c04688fbdb656.jpg">Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye`nin dış kırılganlıklarının ekonomide bir sert iniş riski yarattığını belirtti.ımg>S&P`nin Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölge başkanı Zeynep Holmes yaptığı değerlendirmede, `Not verdiğimiz Türk şirketlerinin çoğu lirada devalüasyona hazırdı, ekonomik belirsizlikler ışığında ihtiyatlı olmaya devam ediyorlar ve herhangi bir yurtiçi riske karşı operasyonlarını çeşitlendirmeye devam ediyorlar. Bizim görüşümüze göre, not verdiğimiz Türk finans-dışı şirketleri için ana risk, cari işlemler açığının azaltılması ve kontrol altında tutulması için TCMB ve BDDK tarafından uygulanan planların kredilerde büyümenin beklenenden daha yüksek şekilde yavaşlamasına yol açması. Yönetimsel konularda gelişen bir endişe, özellikle gelirlerini kamu altyapı projelerinden yaratan şirketler için` ifadelerine yer verdi.
DÖVİZ KURLARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
S&P, göreceli olarak düşük büyümeye karşı Türkiye için 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin olarak projeksiyonlarının pozitif olduğunu belirten S&P, yılın ilk çeyreğine ilişkin ölçümlerin 2014 yılı için yaptıkları yüzde 2,4 ekonomik büyüme tahminlerine büyük ölçüde paralel olduğunu vurguladı. Türkiye`nin dış kırılganlıklarının ekonomide bir sert iniş riski yarattığını belirten S&P, ancak böyle bir inişin zamanlamasının yurtiçi parasal ve ekonomik politikalar kadar global faktörlere de bağlı olduğunu ifade etti.
Ekonomik baskılara karşın Türk şirketlerinin daha muhafazakar olmakla birlikte büyüme planlarına devam ettiklerine işaret eden S&P, şirketlerin gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye çalıştıkları ortamda bu planların daha önemli hale geldiğini vurguladı. S&P, yurtiçi ekonomiden dış piyasalara yönelmeyi hedefleyen bu planların yurtiçi tüketici kredileri büyümesinde devam eden yavaşlamanın risk olarak görülmeye devam edilmesini değiştirmeyeceğini belirtti.