Sami Selçuk: Devlet Memurunun Karnını Doyurmalı
Yargıtay Başkani Sami Selçuk, yolsuzlukların önlenmesi için kamu çalışanlarının onurlu biçimde yaşayacak gelir düzeyine kavuşturulmaları gerektiğini bildirdi.
Sami Selçuk bu görünüşünü, Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK) tarafından düzenlenen Yolsuzlukla Mücadele; Türkiye ve Dünya konulu paneldeki konuşmasında dile getirdi. Selçuk, kamu çalışanlarının ekonomik durumlarının iyileştirilmesinin yolsuzluklara meydan vermeme açısından taşıdığı öneme işaret ederek, Devlet memurunun karnını doyurmak zorundadır. Devlet memurunu onurlu yaşayacak duruma getirmelidir. Getirmezse o memurdan dürüst görev beklemek çok zorlaşır diye konuştu.
Yolsuzlukların sıfıra indirilmesinin mümkün olmadığını ancak etkin bir mücadele ile azaltılabileceğini vurgulayan Selçuk, ağır işleyen karmaşık bürokrasinin ve bugün git yarın gel anlayışının da yolsuzlukları teşvik ettiğini anlattı.
Selçuk, devletin saydam olmasının önemine de işaret ederek, devlet dediğiniz zaman cam gibi olmalı, yurttaş onun her tarafını görebilmelidir. Saydımlığı gerçekleştiremediğimiz sürece yolsuzluklarla mücadele düşte kalır dedi.
Yargının yalnızca bağımsız değil, aynı zamanda güçlü olması gerektiğini belirten Selçuk bütçedeki payı yüzde 1`in altında olan bir yargı sisteminin güçlü kılınamayacağını vurguladı.
Selçuk, yolsuzluklara karşı başlatılan son operasyonları da değerlendirerek, bunların üzerine asıl yargının gitmesi gerektiğini söyledi.
MASAK Başkanı`nın konuşması
Panelde konuşan Mali Suçları Araştırma kurulu (MASAK) Başkanı Nejat Coşkun da kayıt dışı ekonominin boyutunun yüzde 50`lerle ifade edildiğine dikkat çekerek, bu koşulda MASAK`ın görevinin çok zor olduğunu vurguladı.
Coşkun, Alaattin çakıcı, Orhan Aslıtürk ve Nuriş çetesinin kara para işlemleriyle ilgili olarak izleyicilerden gelen soruyu yanıtlarken, bu konularda yapılması gerekenleri yaptıklarını, kararı yargının vereceğini söyledi. MASAK`ın bu tür soruşturmalarda bir savcı yardımcısı gibi çalıştığını, hazırlık soruşturmasına katkıda bulunduğunu anlatan Coşkun, MASAK şu anda buralarda kara para vardır, yoktur deme noktasında değil dedi.
Soruşturmaların ilgili merciler arasında karşılıklı koordinasyon içinde yürütüldüğünü söyleyen Coşkun, Telaş edecek, vehme kapılacak birşey yoktur dedi.
Coşkun, örgütlü suçlarla mücadele konusunun MASAK`ın görev alanına girmediğini belirtirken, kara para incelemelerinin ise yıllar süren bir süreç olduğunu anlattı. MASAK`ın kurulduğu 1996`dan bu yana 42 olayı yargıya intikal ettirdiklerini bildiren Coşkun, bunlardan yalnızca birinin sonuçlandığını, First Marchant Bank adlı bankanın iki yöneticisinin suçlu bulunarak mahkum edildiğini söyledi.
VAVEK Başkanı kemal Kılıçdaroğlu panelde yaptığı konuşmada, yolsuzluklarla mücadelenin başarısı için yargı bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler yapılması, adı yolsuzluğa karışan politikacıların yargalınmasını engelleyen hukuksal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini önerdi. Bankacılık Yasası`nı da eleştiren Kılıçdaroğlu, Adeta yolsuzluğa çarşaf ören ve bankacılık sırrı olarak bize sunulan Bankalar Yasası`nın ilgili maddesi ivedilikle değiştirilmeli, bankacılık sırrı kişinin banka ile olan ilişkilerinde geçerli olmalıdır dedi. Kılıçdaroğlu, geniş kitlelerin duyarsız kalmasına yol açan Sendikalar Yasası`nın da değiştirilmesi, sendika ağalığına son verilmesini istedi. Kamunun yanında siyasal partilerin de saydamlaşmasını isteyen Kılıçdaroğlu, politikacılar ve partilerin de siyasetin finansman kaynaklarını düzenli aralıklarla açıklamaları gerektiğine işaret etti.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimi Ergin Ergül, dünyadaki suç örgütlerinin 55 vergi cennetinden yönettikleri kirli paranın tutarının 3 trilyon dolar olduğunu, bunun da dünya GSMH`ının yüzde 15`ine denk geldiğini söyledi.
Ankara Baro Başkanı Sadık Erdoğan, uyuşturucu çetelerinin bazı çevreleri maaşa bağladığını iddia etti. Erdoğan, trilyonlarla ifade edilen yolsuzlukları araştırmakla görevli müfettişlerin içinde bulundukları mali olanaksızlıklara dikkat çekti.
Gazeteci Tuncay Özkan da Türkiye`nin yaklaşık 100 yıldır içinde bulunduğu ekonomik açmazın yolsuzluklara uygun bir ortam yarattığına işaret etti. (ANKA)