Polat Çok Kemer Sıktık Ama Atlattık
Adnan Polat, zor günler yaşadık, çok kemer sıktık, borç ödedik. Şimdi de yavaş ve temkinli ilerliyoruz diyor.
Krizin yoğun olarak yaşandığı 1998-1999 dönemi şüphesiz bir çok sanayici için dönüm noktası oldu. Kimi firmalar üretimini durdurdu, kimisi iflas bayrağını çekti... Ayakta kalabilenler ise bu dönemden önemli dersler aldı. Bir yönetici olarak iş hayatımda yaşadığım en zorlu dönemdi diyen Adnan Polat gibi... İnşaat ve inşaata dayalı sanayi, turizm ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren Polat Holding`in Başkan Yardımcısı Adnan Polat alınan dersler sonucu oluşturulan yeni stratejiyle 2000 yılına girdi. Bu stratejiye göre holdingde hızlı büyümeye son verildi. Artık daha yavaş, sağlıklı ve en önemlisi bankalardan borç almadan özkaynaklarla büyüme hedef alındı. Kemerleri sıkıp, gayrimenkul satarak borçları temizlemeye çalıştıklarını söyleyen Adnan Polat, uzun bir süre başkanlığını yaptığı Galatasaray`ın borçları için de bir dizi öneri getiriyor: Artık yatırım yapmasın, altyapıdan adam kullansın. 120 milyon dolarlık lüks stadyum yerine 40-50 bin kişilik bir futbol stadyumu yapsın.
Gönülden bağlı olduğu Galatasaray`ın halka arzından sembolik de olsa hisse alacak. Tüm taraftarın da böyle yapacağı için hisselerin kısa zamanda yükseleceğini düşünüyor. Polat`la holdingle başlayan Galatasaray`la biten bir söyleşi yaptık...
* Holdingin ağırlıklı alanı inşaat. Bu alanda yeni girişimleriniz var mı?
Polat: Ihlamur`daki Polat Tower Residence inşaatımız bir yıl sonra bitecek. Şu anda yarısı satılmış durumda. Binada depremi önceden tespit eden cihazlar var. Altı saniye önceden bildiriyor. Ona göre binadaki tüm su, elektrik ve gaz tesisatları kesiliyor. 400 tane stüdyo daire var. İnşaat maliyeti 35 trilyon. Otelde aldığınız hizmetlerin hepsini burada alıyorsunuz. Arkasından Ulus`ta bir projemiz var ona başlayacağız. 32 daireden oluşan bir site. Bir çok proje var ancak arz-talep nedeniyle aynı anda başlamak istemiyoruz.
* Gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmayı düşünmüyor musunuz?
Polat: Bize bu konuda bir çok teklif var. Arazileri olan yatırımcılar gayrimenkullerini getirip yatırım ortaklığı yapalım diye teklifte bulunuyorlar. Biz de bu konuda ciddi olarak görüşmeler yapıyoruz, çalışıyoruz. Ancak net olarak ortada bir şey yok.
* Peki bu 10 ay nasıl geçti?
Polat: Geçen yıllara göre yüzde 100 daha iyi geçti. 1999 yılı bana göre sanayi ve konut açısından çok kötü dönemdi. Şu anda şirketlerin borç yükünü minimuma çekmek için uğraşıyoruz. Aile olarak aldığımız karar bundan sonra hızlı büyüme yerine daha temkinli ve kredi kullanmadan büyüme yönünde. Bana göre bu dönem bir ders oldu. Borçları sıfıra indirme kararı aldık. Bu yılın başından itibaren hiç borç almadan çalışmaya başladık.
* Borcunuz ne kadar?
Polat: Çok kayda değer bir şey kalmadı. Sadece bizim sanayi kuruluşlarına bir miktar kredi borçlarımız var. 24 kuruluşumuzdan Ege Seramik ve Ege Vitrifiye`nin borçları kaldı. Onların da 15-20 milyon dolarını ödedik. Ancak 2001 yılı sonuna geldiğimiz zaman kayda değer bir borç kalmayacak. O nedenle büyümeyi ve yatırımları çok yavaşlattık.
* Nasıl bir strateji uyguladınız?
Polat: Kemerleri çok sıktık. Bütün teşkilat da buna inandı. Bir taraftan da 15-20 milyon dolarlık gayrimenkul satarak kredi borçlarına kullandık. Masraflarımızı çok önemli ölçüde kıstık. Kağıda kadar tasarruf yaptık. Satışı yükseltmek için satış ve pazarlamaya çok ağırlık verdik. Bu çalışmalardan sonra Ege Seramik aynı miktarda üretimi satmasına rağmen 20 milyon dolar fazla bir gelir elde etti.
* Peki bundan sonra nasıl olacak?
Polat: Eskiden olsaydı altı yerde birden inşaata başlardı. Ama şimdi artık diyoruz ki; önce biri bitecek, o kendi nakit akışını sağladıktan sonra başka bir projeye başlayabiliriz. Ege Seramik`in üretim kapasitesi yıllık 22 milyon metrekare. Bu kapasiteyi artırmayacağız. Bu kapasiteyi pazarın taleplerine uygun, katma değeri yüksek ürünlere yöneleceğiz. Büyüme hızı yavaşlayacak ama verim artacak. Bu kriz bir yönetici olarak bana önemli dersler verdi.
* Peki grupta yeni stratejiyle neler yapılacak?
Polat: Sanayi sektöründe Ege Seramik`le ilgili kuruluşları (madencilik, otoprodüktör) toplam kalitede en iyi noktaya getirmek için uğraşıyoruz. Bir ay önce Amerika`nın en büyük bağlantısını yaptık. Armatür konusunda bir işbirliği yaptık. PDK Pres şirketi bundan sonra bizim markamızla üretim yapacak. Biz de pazarlama ve dağıtımı yapacağız.
Türkiye`de görüşmekte olduğumuz seramik fabrikaları var. Bazılarıyla anlaşma noktasına gelmek üzereyiz. Ege Seramik markasıyla ve bize fason üretim yapacak. Bu anlaşma yurtdışında bir firmayla da olabilir. Şu anda iç piyasada yüzde 13-15`lerde olan payımızı katlamak istiyoruz. Üretimin yüzde 40`ı ihracat. Hedefimiz bu oranı yüzde 60`a çıkarmak. Bu yılı ise 250-300 milyon dolar ciroyla kapatacağız.
* Rüzgar enerjisi konusundaki çalışmalarınız belli bir noktaya geldi mi?
Polat: Elimizde 400-500 megavat enerji üretimi yapabilecek proje var. Ama henüz izin çıkmadı. Şu anda Çeşme ve Bozcaada`da 10`ar megavat`lık üretim yapılıyor. Bunlar çok küçük. Almanya`da son dört ayda bin 400 megavat rüzgar enerjisi üretildi.
Biz rüzgarın en kaliteli olduğu yer olan Ege ve Marmara Bölgesi`nde düşünüyoruz. İzin çıktıktan sonra 10 megavat`lık üretime dört ayda geçilebiliyor. Türkiye elektrik üretiminin yüzde 20`sini rüzgardan yapsa 1 milyon kişiye istihdam yaratılmış olur. Danimarka`da rüzgar enerjisinde istihdam edilen kişi sayısı 120 bin.
Projemiz 2001`de devreye girer ve üretime başlarız. 500 megavat için 2 milyar dolar gelir elde edebiliriz. Ancak bu boyuta gelmesi yıllar alır. Biz 1.5-2 sene içinde 150-200 megavat`a ulaşmayı hedefliyoruz.
* Yeni halka arz düşünüyor musunuz?
Polat: Şimdilik hayır. Şirketleri belli bir çapa getirdikten sonra düşünüyoruz. Ama bu 2001`den sonra olur.
* Peki Galatasaray`ın halka arzını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Polat: Stratejik ortak ve borsaya hisselerini arz etmesine taraftarım. Ancak uyguladıkları yönteme taraftar değilim. Şirketler daha fazla gelir elde etmek için en sağlam ve en karlı oldukları dönemde halka açılırlar. GS mali olarak en sıkıntılı olduğu dönemde böyle bir iş yapıyor.
* Uygun dönem ne zaman?
Polat: Borçların bittiği zaman. Ama borçlar bu yönetimle minimuma düşmez. Bu yönetim ancak halka arzda elde edeceği geliri gidip borçlarına yatıracak. Halbuki bizler şirketlerimizi halka arz ederken elde ettiğimiz kaynakla yeni bir yatırım ortaya çıkartırız. Bu şekilde büyüme sağlarız.
* Siz hisse alacak mısınız?
Polat: Hisse almamız önemli değil, biz zaten kalbimizden GS`ye bağlanmışız. Ama herhalde sembolik bir şey alırız.
* Yönetimi eleştiriyorsunuz, peki siz ne zaman başkanlık koltuğuna oturacaksınız?
Polat: GS yönetiminin görev süresinin dolmasına 1.5 sene var. 2004 yılında böyle bir işe soyunurum diye düşünüyorum.
* Kriz döneminden önemli dersler almış bir işadamı olarak GS için formülünüz ne?
Polat: Burada sorun gelir-gider dengesinde. Borçlanmasının nedeni yanlış transfer harcamaları yapması. Fatih Terim`in teknik direktörlüğünde iyi bir sistem ve ekol yakalamıştı. En iyi üç adamı sattılar. Yerlerine aldıkları futbolculara bakıldığında Jardel 28 milyon dolara, Serkan ve Bülent ise 20 milyon dolara maloluyor. Bunlar zaten 50 milyon dolar yapıyor. Halka arzdan elde edeceği gelir ise 40 milyon dolar. Böyle bir yatırıma gerek yoktu. Çünkü takım daha önceden yatırımını yapmış, verimini almaya başlamıştı.
Stadla ilgili büyük bir yatırıma giriyor. 100-120 milyon dolar civarında bir lüks stadyum yapmak istiyorlar. Halbuki İngiltere gibi GS`nin 40-50 bin kişilik bir futbol stadyumu yapması gerekir. Bunu üçte bir fiyatına yapabilirler. Giderlerini kısması ve borçlarını bitirene kadar büyük transferlere para harcamaması gerekiyor. Bunun için altyapıdan adam çıkararak, stoklarını kullanması gerekir.
* Yatırımcı olarak GS hissesi alınır mı?
Polat: Bilanço ortada. İnsanlara doğruyu söylemek lazım. Ama herkes gönül bağıyla GS hissesi aldığını düşünürseniz senetler kısa zamanda satılır. Arz-talep nedeniyle de hisselerin fiyatı yükselir.
2004`TE GS BAŞKANLIĞINA ADAYIM;
GS`NİN stratejik ortak ve borsaya açılmasına taraftarım. Ancak uygulanan yönteme karşıyım. Borçlu olduğu dönemde halka açılması yanlış.
BORÇLAR bu yönetimle bitmez. Bu yönetim halka arzda elde edeceği geliri borçlara yatıracak. BORÇLANMASININ nedeni yanlış transfer harcamaları yapması. Fatih Terim`in teknik direktörlüğünde iyi bir sistem ve ekol yakalamıştı. En iyi üç adamı sattılar. Yerlerine aldıkları futbolcular 50 milyon dolara maloldu. ARTIK yatırım yapmasın, altyapıdan adam kullansın. 100-120 MİLYON dolar civarında lüks bir stadyum yapmak yerine 40-50 bin kişilik bir futbol stadyumu yapması gerekir.
GS YÖNETİMİNİN görev süresinin dolmasına 1.5 sene var. 2004 yılında başkanlığa adayım. HERKES gönül bağıyla GS hissesi aldığını düşünürseniz senetler kısa zamanda satılır. Arz-talep nedeniyle de hisselerin fiyatı yükselir. BİLANÇOSU ortada ama yine de gönülden bağlı olduğum için sembolik olarak hisse alacağım.
(PARA)