Piyasalara Türkiye Darbesi
Türkiye tahvillerinin faizi Arjantin ve Brezilya`nın üzerine çıktı. Kriz, JP Morgan Gelişmekte Olan Ülkeler Bono Endeksi`ni 2 baz puan yükseltti. Döviz çıkışının sürmesiyle Türkiye`nin IMF`den koşullu kredi kredi kolaylığı çerçevesinde yardım talebinde bulunabileceği konuşuluyor
Gelişmekte olan ülkeler tahvil piyasasını önce Arjantin, sonra da Türkiye vurdu. Dolar cinsinden Türkiye tahvillerinin faizlerdeki artış piyasanın geneline yayıldı. 2030 vadeli Türk tahvillerinin faizi 11.8`den 13.8`e yükseldi. Benchmark olarak alınan 30 yıllık ABD tahvilleriyle aradaki fark 6.5`ten, 8.5`e çıktı. Türkiye`de yaşanan likidite krizi nedeniyle J.P Morgan Gelişmekte Olan Ülkeler Bono Endeksi (EMBI+) 2 baz puan yükselerek, 774 baz puana yükseldi. Daha önce gelişmekte olan ülkeler tahvilleri arasında Arjantin ve Brezilya`dan sonra en yüksek faiz oranına sahip olan Türkiye, son gelişmelerin ardından iki ülkeyi de geçerek ilk sıraya yerleşti. Konu ile ilgili yorum yapan Londra`daki bir yabancı bankanın şef dealerı Türkiye`deki büyük bir likidite sorunu bulunduğunu belirterek, `Türkiye`de devam eden çok büyük bir satış var` diye konuştu.
Bu arada yatırım bankası UBS Warburg dün yayımladığı raporda, Türkiye`nin sıradaki iki IMF destek kredini diliminin yılsonuna kadar biran önce kullanımını garanti etmek ve ek finansman olasılıklarını araştırmak üzere IMF ile görüşmesi gerektiği yorumunda bulundu. Banka raporunda Türkiye`de kötüleşen kriz durumunun `Çok kısa ve azalan bir süre` içerisinde eyleme geçilmesini gerektirdiğini vurgulandı. UBS Warburg raporunda Türk Telekom`un satışının kilit niteliği taşıdığı vurgulanarak şu görüşlere yer verildi: `Türk Telekom satışı süratle ele alınmalıdır. Telekom satışına yabancı yatırımcıların katılımının sağlanması için hükümet Telekom`daki yönetimin kontrolünü de vermeli ve diğer özelleştirmelerde de ilerleme sağlanmalıdır.`
IMF`den acil yardım talebi
PİyasaLARDAKİ deprem derinleşirken, aldığı önemlerin işe yaramadığını gören Ankara`nın, IMF`den acil yardım talebinde bulunacağı konuşuluyor. Yardımın CCL denilen contingency credit line (koşullu kredi kolaylığı) veya SRF denilen supplementary reserve facility (ilave rezerv kolaylığı) çerçevesinde alınabileceği belirtiliyor.
Bu yardımın alınabilmesi için önce Türkiye`nin IMF`den bir talepte bulunması gerekiyor. IMF`nin bu talebi inceleyip, ihtiyacın acil olduğuna karar verip, imkânları da yeterliyse buna evet cevabı verebiliyor. Kararını da Türkiye`ye bildiriyor. Sözlü olarak mutabakata varılıyor. Daha sonra sonra anlaşma yapılıyor.
Türkiye`nin zaten IMF ile bir anlaşma içinde olduğu, yeni yardım için ek şartlar öne sürülemeyeceğini belirten uzmanlar, bu yardımın kısa sürede alınabileceğini ifade ediyorlar.
IMF`nin bu tip kredileri bir tehlike anında kullandırdığı, son olarak Arjantin`de bu yardıma başvurulduğu belirtiliyor.
Bankacılara göre bu yeni anlaşma, yurtdışı piyasalara güven verilmesi için hayati bir önlem taşıyor. (SABAH)