Peki savaş bitti mi?
Yılbaşında gündemin en önemli maddesi halinde her tarafta tartışılan kur savaşlarında heyecan bitmiş görünüyor
<ımg hspace="10" vspace="5" align="right" src="https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/66cf6cac601c04688fbe1551.jpg">Yılbaşında gündemin en önemli maddesi halinde her tarafta tartışılan kur savaşlarında heyecan bitmiş görünüyor. Peki kur savaşıları bitti mi?ımg>
THE LİRA
Brezilya Maliye Bakanı Guido Montega’nın iki yıl önce ilk kez gündeme taşıdığı kur savaşları 2013 yılının en belirgin gündem maddesi olarak görülüyordu. Özellikle yılın ilk ayında Japonya’nın Yen’i değersizleştirmek için adımların farklı ülkeler tarafında farklı yorumlanması ile gündemden düşmeyen kur savaşlarında Fransa’nın sürece dahil olması euronun çok değerli olduğunu ortak bir kur planı oluşturulması gerektiğini açıklaması ile süreç daha da dikkat çekici hale geldi. Şubat ayı sonu itibariyle piyasalar cephesinde bu söylemlerin durulduğu gözleniyor.
Peki kur savaşları bitti mi?
Geçtiğimiz hafta merkez bankalarının haftasıydı, toplantılarda kurlar ile ilgili bir açıklama gelip gelmeyeceği takip edildi. Avustralya, Kanada, Japonya, İngiltere ve Avrupa Merkez Bankalarının açıklamalarına kilitlenen piyasalar her hangi bir hamlenin gelmemesi ile beklemeye geçti.
Piyasa uzmanları bu toplantılar sonrasında yaptıkları açıklamalarda merkezlerin kısa bir nefes aldırdığını fakat kur savaşlarının hala bizlerle olduğunu belirttiler.
Henüz bu savaştan kimin galip çıktığı belli olmazken, son dönemde değer kazanan dolar ile şimdilik kaybedenin dolar olduğu kaydediliyor.
Avustralya Merkez Bankası Başkan Glenn Stevens’ın açıklamaları Avustralya dolarının yükselmesine neden olurken, enflasyon görünümüne dikkat çekilerek parasal genişleme için açık kapı bıraktığı gözlerden kaçmadı. Talebin desteklenmesi noktasında politikalarda esneklik yapılabileceği vurgusu yapıldı. Son dönem merkezlerin ortak politika aracı olarak kullandığı sözlü iletişim Avustralya’da da etkili.
Kanada Merkez Bankası’nın (BOC) geçtiğimiz Nisan ayından beri tazı tuttuğu faizleri aşağı çekme yönündeki söylemlerini taze tutuyordu. Ocak ayı toplantısında dikkat çeken nokta ise bankanın tavrının daha yumuşamış olması. Politika etkinliğini arttırmak için fiyatların düşük tutulması yönünde algının güçlenmesi ile bankanın yarıştan kopmak istemediği yorumları yapıldı. BOC’de geçerli olanın yenemiyorsan onlara katıl politikası olduğu belirtiliyor.
Yıl başından beri en gözde merkez bankası Japon Merkez Bankası (BoJ) tarafında ise yeni hükümet ile netleşen çizgi göreve yakın zamanda başlaması beklenen yeni başkan ile belirgin adımlara dönmesi bekleniyor. Japon para politikalarında Mart ayı toplantılarında görev süresi dolan Shriakwa’nın her hangi bir değişikliğe gitmemesi yerine geçmesi beklenen Kurda ile yeni bir başlangıç yapılacağı beklentilerini güçlendirdi. 4 Nisan’da yapılacak olan ilk toplantıda gevşemenin başlaması bekleniyor.
İngiltere tarafında da yeni başkan bekleniyor. Kanada’nın Merkez Bankası Başkanı Carney’nin göreve gelmesi ile mali yapının daha fazla aktive edilebileceği konuşuluyor.
ECB tarafında arka arkaya bir kur hedefi olmadığı açıklansa da bu değerlendirmenin hemen ardından enflasyon üzerindeki etkilerin yakından takip edildiği oldu. IMF tarafından bile faiz indiriminde bankanın yeri olduğunu konusunda gelen uyarıya karşın ECB faizde Mart ayında değişikliğe gitmezken Nisan’da bir hamle gelebileceğine inanların sayısındaki artış da dikkat çekiyor.
Merkezlerin açıklamaları sonrasında Foreks uzmanlarından gelen değerlendirmede manevra alanları daralan bankaların sürece kolaylaştırmak için ilk etapta söylemler ile bir denge oluşturma çabasına dikkat çekiliyor.
FED FOMC tutanaklarının yarattığı karmaşa sonrasında FED Başkanı Bernanke’nin açıklamalarında varlık alımlarının sonlandırılması için erken olduğunu belirtmesi gözlerin bir sonraki FOMC tutanaklarına çevrildiği gözleniyor.