Patronuna Akıl Satacak
Dünyanın 64 ülkesinde faaliyet gösteren ABD`li fast food zinciri Burger King`in merkezi; başarılı büyümenin sırrını görmek için Türkiye`ye ekip gönderdi. Ekip, işleyişi inceleyip rapor edecek.
Dünyanın en hızlı ve başarıyla büyüyen fast food liderlerinden Burger King`i 1995 yılında Türkiye`ye getiren Kurdoğlu Grubu, yakaladığı başarı ile yarım asırlık şirkete akıl vermeye başladı. Türkiye`de kısa sürede ulaştığı rekor büyüme hızı ile bağlı bulunduğu Avrupa, Afrika, Ortadoğu Bölgesel Merkezi tarafından En Hızlı Büyüyen Ülke özel ödülüne layık gürülen Burger King Türkiye, 2000 sonunda 112 restorana ulaşarak McDonalds`a yaklaşan tek ülke oldu. Bu başarı da dikkat çekti ve işleyişi merak eden ABD merkez, Türkiye`ye bir inceleme ekibi gönderdi.
Kurdoğlu Grubu`nun Burger King ve Koç-Ata projelerinden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kurdoğlu, şimdi dünyanın en başarılı Burger King`inin altyapısı üzerine Türk yemekleri fast food`unu kurmaya hazırlanıyor.
*Nedir Türkiye`deki başarınızın sırrı?
Burger King`in, dünyanın 64 ülkesinde restoranlar zinciri var. Biz bu zinciri 1995`te Türkiye`ye getirdik ve standarda, temizliğe çok önem verip eleman eğitimini sürekli bir zorunluluk olarak görüp bugüne geldik. Eğitim için yılda 2.5 milyon dolar harcıyoruz. ABD merkez bu nedenle Türkiye`deki sistemi incelemek üzere bir ekip gönderdi.
* Bu altyapının üzerine başka gıda yatırımlarını oturtmayı düşünüyor musunuz?
İstediğimiz her şeyi oturtabiliriz. Pizza da olabilir, Türk mutfağı da. Ama biz bir Türk mutfağı zinciri kuracağız. Ancak lezzetleri standardize etmek zor. Bunun için 10 kişilik bir ekip kurduk. Ekipte üreticiler, malzemeyi pişiren makinacılar ve ürünün dayanıklılığını sağlayan firmalar var. Sadece fast food zincirini kurmakla kalmayıp bir de zincirler arasındaki standardı sağlayabilmek için bir `El Kitabı` yazacağız. O nedenle bu iş iki yıldan önce ortaya çıkmaz.
* Urfa`da Koç Grubu ile birlikte kurduğunuz besi çiftliği projesi başka girişimcileri ne zaman bu tür yatırımlara çekecek?
İlgilenen gruplar var. Hepsini bilgilendiriyoruz. Gerçekten bu işi yapacağına inandığımız insanları oraya gönderiyoruz, gezdiriyoruz. Şu ana kadar 3-4 gurubu gönderdik. Bakın şimdi herkes projeyi izliyor. Bir yıl sonra şaşırtıcı bir şekilde yeni projelerin çıktığını göreceksiniz.
* 2001 yılını nasıl görüyorsunuz?
Ben 2000`den daha zorlu bir yıl olacağını düşünüyorum. Enflasyonun düşmesiyle birlikte bazı gelirler yok oldu. Bu da tüketimi direkt olarak etkiliyor. Dilerim düşük enflasyon Türkiye`nin yatırımlarını artırır. Ve bu nedenle inşallah 2002 iyi geçer diye düşünüyorum. 2001 özellikle dayanıklı tüketimde zor geçecek. Çünkü bu yıl yaşanan canlanma sunidir.
AÇ İNSAN OTOMOBİL ALMAZ
* 2000 yılında temel tüketimde satışlar düştü. Siz gıdada bunu gözlediniz mi?
Tabii, Burger King`de de satışlar yüzde 15-20 oranında düştü. Bakın Türkiye`nin sorunu şu: 1990 yılında GSMH`deki gıdanın payı yüzde 19 iken, 1999`da yüzde 39.62 olmuş. Buğday Avrupa`da 100 dolar, Türkiye`de 165 dolar. Et Avrupa`da 4 mark, Türkiye`de 4 dolar. Avrupa`nın kişi başına düşen geliri bizimkinin yaklaşık 4 misli daha fazla. Onun için otomobil, beyaz eşya, tekstilde satışlar düştü. Çünkü para gıdaya gitti. Eğer gıdayı yüzde 20 ucuzlatabilirsek para diğer sektörlere akar ve ekonomi canlanır. Bugün Türkiye`de katma değer yaratacak sektör otomotiv değil inşaattır. Onun için kredileri konuta vermiş olsaydık piyasadaki canlanma 4-5 kat fazla olurdu. Gıdayı ucuzlatıp konuta hız vermemiz ve turizmi geliştirmemiz gerek. Gıdayı ucuzlatmadan ne otomobil satabilirsiniz, ne de elbise. Bunun için de endüstrileştirme, yani Koç-Ata benzeri projeler gerek. Bu yıl çok otomobil ve beyaz eşya satılması kimseyi yanıltmasın. Gelecek yıl bu yılki satış rakamlarına özlemle bakılacak. (SABAH)