Opel Devleri Yakalamak Üzere
Opel, ilk on ayda satışını ikiye katlayarak Renault ve Tofaş`a çok yaklaştı. Ciro 1 milyar doların üzerinde. Yan sanayi ihracatı ise 200 milyon dolar.
Tarihinin en şaşalı yılını geride bırakmaya hazırlanan Türk otomobil sektörü yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Bundan on yıl öncesine kadar eski Dogu Bloku ülkeleri hariç, yabancı markaların ugramadığı pazarlardan biri olan Türk otomobil pazarı, bugün yaklaşık 50 farklı markanın savaştığı bir arena konumunda. Herkes bu pazardan daha büyük pay almanın derdinde. Üretim kapasitesinin milyon adetleri aştığı, satış rakamlarının 600 binlere dayandığı pazarda, yabancı yatırımcılar birbiri ardına yatırım bombalarını patlatıyor. Renault, Tofaş, Ford derken Opel de boş durmadı. 2000 yılını rekor satış rakamları ile geçiren Opel, pazarla ilgili beklentilerini yeniden gözden geçirme kararı aldı. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde, sektör, istikrarlı gidişatını sürdürürse, Opel`in Türkiye`deki fabrıkası, Avrupa`daki üretim üslerinden birisi konumuna gelecek. Yeni bir yapılanma için fabrikanın gerekli esnekliğe ve alt yapıya hazır bulunduğunu belirten Opel Türkiye Genel Müdürü E.L.(Hardy) Spranger genel amaçlarının Türkiye`den Avrupa`ya otomobil ihraç etmek oldugunu vurguluyor. Spranger`a göre Opel yeni yatırımları
için model seçme aşamasına kadar geldi.
RÜYADA GİBİYİZ
Spranger, son bir yıl içinde yaşanan gelişmelere hayretle tanıklık ettiğine dikkat çekiyor: Türk otomobil tarihi en mükemmel yılını yaşıyor. Pazar son iki aya girilirken 550 binler sınırına dayanmış durumda. Keşke geçen yıl bir medyumdan bu olağan üstü gelişmenin tüyosunu alsaydık. 330-335 binlik satış rakamlarının bile hayal olarak algılandığı bir pazarın bu konuma gelmesi kuşkusuz herkesi memnun etti. Fakat bundan sonra önemli olan, bu istikrarın önümüzdeki yıllara yansıtılabilmesi. Evet, Spranger, sektörü değerlendirirken medyumdan tüyo almak espirisini yapıyor. Bir önceki yıla göre satış rakamlarındaki gelişmeye bakınca, Opel acaba gerçekten böyle bir tüyo aldı mı diye soruyoruz kendi kendimize.İşte rakamlarla son iki yılın karşılaştırılması... 1999 yılında 25 bin otomobil satan firmanın bu yılın 10 aylık bölümünde gerçekleştirdiği satış rakamı 52 bin. 2000 yılı sonunda ise bu rakamın 70-75 binler seviyesine çıkması bekleniyor.
Aynı şekilde, yan sanayi ihracatı da 400 milyon markı aşmış durumda. Bu açıdan da, geçen yıla göre yüzde 10`lar seviyesinde büyüme gözleniyor. Peki neydi tüm bu başarili sonuçlarin gerçekleşmesinde rol oynayan faktörler?... Spranger, bu göz kamaştırıcı büyümeyi birkaç nedene bağlıyor. Öncelikle, müşteri memnuniyeti konusuna fazlaca zaman harcadığımızı söyleyebilirim. Plazalara gelen müşteriyle ciddi anlamda diyalog kurduk. Tüketiciye ürünümüzü daha iyi anlatabileceğimiz organizasyonlar yaptık. Müşteriyle kurduğumuz diyalogumuzu otomobili sattıktan sonra da sürdürmeye çalıştık. Her müşteriye telefon yoluyla geri döndük ve ürün hakkındaki izlenimlerini öğrendik. Memnun kalmadığı konularda destek vermeye çalıştık. Bunları adeta bir standart haline getirdik`.
Bizce başarinin asil sirri ise Opel`de hiçbir modelde sıra kaygısının yaşanmamasi. Spranger`a bu konuyu ise şöyle özetliyor. `Eylül ve ekim ayında birtakım riskleri göz önüne almaya karar verdik. Buna göre gerek üretim, gerekse ithal modellerimizde olası bir talep karşısında sıra yaşanmamasi için yüksek miktarda otomobil stoku gerçekleştirdik. Ayrıca sahip olunan model yelpazesini de yeni modeller ile geliştirdik. Avrupa`yla yakın zamanda Agila`yi piyasaya sunduk. Şimdi yeni Corsa geliyor. Astra Coupe ve Speedster gibi spor otomobillerimiz de sırada. Sadece bir iki haftada 42 adet Astra Coupe satıldı. Bunun yanında, fiyat politikamızında rekabet gücümüzde önemli bir etkisi vardı. Başarımızda Türkiye çapındaki bayi ağımızın payınıda unutmamamız gerekiyor. Geçen yıl bu konuda ciddi altyapı ve eğitim yatırımları yapmıştık`.
ÜRETİMDE YENİ MODEL ARAYIŞI;
Spranger`e Opel`in pazarlama departmanı ile ilgili sorular soruyoruz. Başarıda bir değişimin rolü olabilir mi?... Spranger ise değişimden çok uyum konusuna örnek veriyor. Kendisini dinleyelim: Pazarlama departmanının bir orkestra gibi işlemesi gerektir. Orkestrada bir enstrüman farklı bir oktavtan çalmaya başladığında uyum nasıl bozuluyorsa, otomobil pazarlamasında aynı şey söz konusudur. Otomobilin fiatını artırırsanız talep düşer. Rekabet etmeniz için fiyat politikasını ayarlayabilmeniz gerekiyor. Ama kar da edebilmelisiniz. Kısacası, ince ayarı iyi yapmanız gerekiyor. Biz bunu başardık. Gelelim önümüzdeki dönemde yapılacak yatırımlara... Bu konuda Spranger`dan gayet iddialı yanıtlar alıyoruz. `Önümüzdeki beş yıl içerisinde Opel, Türkiye`deki fabrikasını Avrupa`daki üretim üslerinden birisi haline getirmeyi planlıyor. Sektördeki canlılık, bizi yeni projelerin içine sürükledi. Türkiye çok stratejik bir pazar. Ve gelişme potansiyeli açısından, dünyanın en önde gelen pazarlarından birisi. 2006-2007 yıllarında Türkiye`de 1 milyon otomobil satılacağından bahsediliyor. Buraya konsantre olmak zorundayız. Fabrikamız yeni bir modelin üretimi için yeterli alt yapıya sahip. Yeni model, ihraç edilebilir bir ürün olmalı. Böyle bir projeye girmek için çok iyi eğitilmiş iş gücüne sahibiz. Üretim kalitesi olarak da, Avrupa`nın bile önündeyiz. Şimdi sırada üretime geçirilecek yeni modellerin kararını vermeye geldi`.
1996 yılından beri GM (General Motoros) kanalı ile yan sanayi ürünleri ihraç eden Opel, 2000 yılında bu konuda ciddi başarılara imza attı. Bu yılki ihracat rakamı 400 milyon mark seviyesinde... Ayrıca GM`nin her yıl dünyada başarılı bulduğu 30 yan sanayi firmasına verdiği ödüllerden 3`ünü Türk firmaları aldı. Bu, GM`nin minimum 5 yıl Türk firmaları ile çalışacağı anlamına geliyor..
2001 HEDEFLERİ;
Opel`in 2001 hedeflerine gelince... Spranger, yeni yıldan da bir hayli umutlu:
2001, bu yıl gibi hareketli geçecek. Pazar 550 bin adetlik satış rakamlarına ulaşır. Bunun 70-75 binine yakını yine Opel menşeisini taşır. Yılı dört çeyreğe bölersek karşımıza şöyle bir tablo çıkacak: İlk çeyrek 2000 yılından kaynaklanan bir rehavetle, bir durgunlukla geçecektir. İkinci çeyrek ise bir öncekine göre daha güçlü olacak. Bence satış rakamlarında asıl patlama üçüncü çeyrekte olacaktır. Son çeyrek de, her zamanki gibi hareketli geçer. Eğer 2001`i istikrarlı geçirirsek, 2002, hatta 2003`te pazar milyonlu satış rakamları için planlar kurabilir.
Spranger`in 2001`den umutlu olmasının bir diğer nedeni de, Opel`in satışlarında, aslan payının gerçekleştiği segmentlerin, Türk tüketicisinin tercih ettiği segmentler olması...Spranger pazarın iki büyük devine de sataşmadan edemiyor. İşte iddialı demeçler: `İspanya ile Türk otomobil pazarları büyük benzerlikler gösteriyor. Orada da yıllarca 1-2 firma pazarın büyük bir bölümüne egemendi. Fakat global ekonomi,marka sayısının artmasına neden oldu. Bu noktada herşey değişti .Kısacası tüketici pazar liderini kendisi seçti`. Sözü liderliğe mi getirdiğini sorduğumuzda ise gayet politik bir cevap alıyoruz: Asla, asla dememek lazım. Fakat, lider olmak başlı başına bir hedef değil. Piyasada yerinizi koruyabilmek de onun kadar önemli. Hedefimiz, en iyi hizmet, en iyi ürün, en çok satmak. Ama, herşeyden önemlisi, müşteriye
E.L.(Hardy) SPRANGER KİMDİR?
* 1942`de Viyana`da doğdu.
* VİYANA Üniversitesi mezunu. Aynı üniversitede yüksek lisans yaptı.
* 35 YILI aşan kariyeri boyunca, GM bünyesinde, ABD, Avrupa, Japonya ve Uzakdoğu`nun pek çok bölgesinde satış ve pazarlama alanında yöneticilik yaptı.
*OPEL Türkiye Genel Müdürü olamadan önce GM Singapur`da görev yapıyordu.
OPEL`İN SON BEŞ YILDA NE KADAR OTOMOBİL SATTI?
1996 25.025
1997 38.183
1998 27.637
1999 25.773
2000 70.000*
2001 75.000**
*Opel, 2000 yılının ilk 10 ayında 51.760 otomobil satışı gerçekleştirdi. 2000 yılı sonu satış hedefidir.
** 2001 yılı satış hedefidir
OPEL`İN YAN SANAYİ İHRACATI (Bin mark)
1996 220.626
1997 274.655
1998 248.246
1999 381.553
2000 400.000*
*Yıl sonu tahmini hedefi. (PARA)