Haftanın iki önemli konusu!
Piyasalar yeni haftaya geçtiğimiz haftanın olumsuz gündemiyle giriyor
<ımg hspace="10" vspace="5" align="right" src="https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/66cf66a9601c04688fbdf2ff.jpg">Piyasalar yeni haftaya geçtiğimiz haftanın olumsuz gündemiyle giriyor. Yüksek faiz yatırımcıyı endişelendirirken uzmanlar Tüpraş`a yönelik Maliye incelemesi sonucu piyasalarda ortaya çıkan `Koç etkisi`nin orta vadede devam edeceğini söylüyor.
Piyasalar yeni haftaya başlarken geçtiğimiz haftadan iki önemli konuyu yeni haftaya taşıyor. Cuma günü borsa yüzde 2’ye yakın düşüp 72 bin 555 puana geri çekilirken bu kapanış son 15 günün en kötü kapanışı da olmuştu.
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Hürriyet`ten Barış Balcı`nın haberine göre; yüzde 9,40’a çıkan gösterge tahvil faizleri bu düşüşte önemli rol oynarken borsadaki Koç şirketlerinin Tüpraş ve Aygaz’a Maliye incelemesi sonucu büyük düşüş yaşaması da piyasalarda var olan risk faktörlerine yenilerini ekledi. Uzmanlara göre piyasalar bu iki faktörün yeni haftaya da taşınacağını, orta vadede piyasaların yurtiçi ve yurtdışındaki risk faktörlerinden etkilenmeye devam edecek.
YABANCILAR KOÇ İNCELEMESİNDEN ÜRKTÜ
Geçtiğimiz hafta Çarşamba akşamı Tüpraş ve Aygaz’a gerçekleştirilen Maliye denetimi piyasalarda soğuk duş etkisi yaratmıştı. Haftanın son iki gününde bu denetimin etkisi borsada önemli bir yer tutan Koç Grubu şirketlerine de yansıdı. İncelemeye konu olan Tüpraş hisseleri iki günde yüzde 5 değer kaybederek piyasa değerinden 551 milyon lirayı kaybetti. Aygaz’da hisseler iki günde yüzde 6’nın üstünde eridi ve Aygaz’ın piyasa değeri de 175 milyon lira eridi. Koç Holding hisselerindeki kayıp da baskın haberleri sonrası yüzde 4’e yakın kayıp yaşadı. Koç grubuna bağlı BİST 100’de işlem gören şirketlerden 5 milyar TL’ye yakın piyasa değeri kaybı yaşandı.
Maliye incelemesinin piyasalarda yarattığı dalganın önümüzdeki haftaya da taşınması bekleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmet Demirkol’a göre denetimin İSO 500 listesinin açıklanmasının ardından gerçekleşmesi yabancıları ürküttü. Denetimin bu zamanlamasına yabancıların şüpheyle yaklaştığını belirten İsmet Demirkol orta vadede bu atmosferin piyasaları olumsuz etkileyeceğini belirtti. Demirkol aynı zamanda faizlerin bankacılık endeksini baskıladığını belirterek “Tahvil faizlerinde 9’u gördük. Bence piyasa 75 baz puan artsa bile gelecek 6 ay içinde 175 baz puan daha artabilir. Faiz koridoru yüzde 9’a çıkabilir. Faiz koridoru artırımının bazı günlerde bankalara maliyeti 125 baz puan oldu. Merkez Bankası bankalara “Ben elimin taşın altına koyuyorum siz de koyun” dedi. Ancak bu durumda BIST 100 endeksinde yüzde 75 banka ve iştirakleri olduğu için bankacılık endeksi ve borsa olumsuz etkileniyor” dedi.
ABD NE KADAR OLUMLU BİZ O KADAR OLUMSUZ
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda çıkan faiz koridoru üst bandının 75 baz puan artmasının ardından geçtiğimiz hafta yurtdışından gelen verilere odaklı bir piyasa ortaya çıktı. ABD’den ve Avrupa’dan açıklanan her olumlu veri özellikle gösterge faizlere yukarı yönde baskı yarattı. En son Cuma günü ABD tüketici güven endeksinin de olumlu çıkmasıyla faizler yüzde 9,40’lara kadar çıktı. Bu trendin devam edeceğini belirten uzmanlar Merkez Bankası’nın faiz koridoru üst bandı artırımı sonucu ABD’den gelen verilerden etkilenen bir borsa atmosferinin ortaya çıktığını belirtiyor.
Halk Yatırım Ekonomik Araştırmalar Müdürü Banu Kıvcı Tokalı, ABD ekonomisinden gelen güçlü verilerin gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye akışını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtti.
Banu Kıvcı Tokalı bu durumun faiz oranlarında baskı unsuru olduğunu belirtirken “Bizim piyasalarımızda da benzer yansımalarını görüyoruz. Ayrıca, Merkez Bankası’nın son faiz toplantısı sonrasında faiz koridorunun üst bandında yaptığı artırım ve gereken durumda gelecek artırımlara açık kapı bırakması bankacılık hisseleri üzerinde ek baskıya neden oldu. Jeopolitik risk unsurları da risk iştahını olumsuz yönde etkileyen diğer bir unsur. Kur tarafında daha dar banda bir seyir izlerken faiz tarafındaki yüksek oynaklığın ve yukarı hareketin devam ettiğini görüyoruz. Hem para politikasındaki sıkılaşma eğilimi hem de fiyat istikrarına ilişkin oluşan riskler, faizlerdeki yükseliş eğiliminin korunmasına neden oluyor“ dedi.
