Davos ile Davos karşıtları arasında sağırlar diyaloğu
Dünya Ekonomik Forumu`nun (WEF) İsviçre`nin kayak merkezi Davos`daki toplantısı katılımcıları ile Brezilya`nın Porto Alegre kentinde toplanan Davos karşıtları arasında uydu kanalıyla canlı yayınlanan oturumda sağırlar diyaloğu yaşandı. Porto Alegre`de Dünya Sosyal Forumu`na katılan radikaller, Davos katılımcısı, mega spekülatör George Soros`u ikiyüzlülükle suçlayıp, canavar diye nitelerken, Soros, küreselleşme aleyhtarı Afrikalılara, sefaletlerinin esasen bu kıtadaki yolsuzluk batağındaki hükümetlerden kaynaklandığını söyledi. Soros, eylemcilerin 3. Dünya`da günde kaç çocuk mutlak sefalet içinde ölüyor sorusunun cevabını bilemeyince, eylemciler, 20 bin dedi. Küreselleşme karşıtları, 3. Dünya`nın acılarından dizginlenmemiş kapitalizm ile Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu`nu (IMF) suçlarken, Davos`dakiler, kapitalizm tarafından önce refah yaratılması gerektiğini, refahın ancak yaratıldıktan sonra dağıtılabileceğini savundular. Dünya Sosyal Forumu katılımcıları, kalkınmakta olan ülkelerin dış borçlarının silinmesini ve uluslararası mali piyasalardaki işlemlerden vergi kesilip, bu fonlarla, bölgesel sermaye akışlarının dizginlenmesini, yoksul ülkelerin dünya piyasalarındaki krizlerden korunmasını istedi. Davos`dakiler, yoksullukla mücadeleye dair reçetelerin tümünde ekonomik büyüme unsuru olmalı diye cevapladı.
-MEDYANIN DURUMU PEK İÇ AÇICI DEĞİL-
Bu arada, Dünya Sosyal Forumu`na katılan medya uzmanları, karanlık bir tablo çizdi. Bu uzmanlara göre, büyük şirketlerin güdümüne giren medya, güçlülerin dünyasını yansıtmaya zorlanıyor. İdeal bir dünyada ise yazılımın bedava, televizyon ve radyo yayınlarının kamu hizmeti olması gerekiyor. Dünya medyasının durumunu üç saat boyunca değerlendiren Brezilya, Hindistan, ABD`li ve İngiliz medya uzmanlarına göre, günümüzde medyada satışasunulan her haberle piyasaya değerlerine teslim olunuyor, para kültürü, toplumlardaki insan bilincinin, vicdanının şirketleştirilmesi satılıyor. Medyada tekelleşme, kartelleşme hızla yayılıyor. Mesela, 1983`de ABD`deki enformasyon akışının çoğu 50 şirketin kontrolünde iken, 1990`ların sonlarında kontrol altı şirketin elinde toplandı. Medyada dev gruplar, çoğu sendikasız ve istikrarsız bu piyasada işini kaybetmekten korkan gazeteciler ve editörler arasında oto-sansürü yaygınlaştırdı. Bağımsız yayıncılığa yönelik fonlar tüm dünya genelinde azalıyor, ancak, bu ortamda, Internet, bir ümit ışığı yaratıyor. Internet kanalıyla bedava yazılım aktarımı, Birinci ile Üçüncü Dünya arasındaki dijital bölünmeyi gidermekte anahtar rol oynayabilir. Porto Alegre`deki medya uzmanları, Internet de bir gün büyük şirketlerin kontrolüne geçebilir, Internet, kablolu yayıncılık, film, televizyon ve radyoyu satın alanlarca yutulmakta bulunuyor diye uyardı.