Davos Doruğu`na korku hâkim
Konferans merkezinin karşısında düzenlenen ve aralarında Pro-Natura ve Dünya Dostları gibi büyük çevre örgütlerinden oluşan `Halkın Gözü Davos`ta` forumu, dün düzenlediği basın toplantısıyla DEF`in meşru olmadığını ve insanları temsil etmediğini ilan etti.
Dünya Ekonomik Forumu`nun (DEF) 31. Davos toplantıları sıkı güvenlik önlemleri altında dün başladı. Küreselleşmenin yoksul ülkelere de yarar getirmesinin yollarının tartışıldığı bir oturumla başlayan 6 günlük bu maraton, sivil toplum örgütlerinin yakın takibine alındı.
Konferans merkezinin karşısında düzenlenen ve aralarında Pro-Natura ve Dünya Dostları gibi büyük çevre örgütlerinden oluşan ``Halkın Gözü Davos`ta`` forumu dün düzenlediği basın toplantısıyla DEF`in meşru olmadığını ve insanları temsil etmediğini ilan etti. Olağanüstü güvenlik önlemleri nedeniyle Davos halkının bile şehre sokulmadığı bildirilirken, Kamunun Gözü Davos`ta platformunun şiddet içeren gösterileri desteklemediklerini bir kez daha vurgulandı. Ancak Davos`ta, 27 Ocak`ta barışçıl bir atmosferde geçmeyeceği beklenen bir gösteriye kesin gözüyle bakılıyor. Davos forumuna katılan 36 sivil toplum örgütünün söylediklerinin çokuluslu şirket patronlarınca dikkate alınmadığı ve hiçbir değişiklik yapılmadığı belirtiliyor.
Türkiye`yi hükümet adına temsil eden Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz , bugün Davos`da AB`nin Genişleme Sorumlusu Günter Verheugen , Vietnam Başbakan Yardımcısı Pham Graklneim , İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lind, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ve İsviçre Ekonomi Bakanı Pascal Couchepin ile ikili görüşmelerde bulunacak.
Ayrıca Yılmaz, Davos forumu kapsamında verilecek yemekte Türkiye`yi anlatacak.
Türkiye, dün başlayan DEF`in yıllık Davos toplantısında yatırımcılar için Avrupa`nın en kârlı ülkesi olarak gösterildi. Forumun resmi yayın organı olan ve 2 bin 500 katılımcıya dağıtılan World Link adlı yayınında Türkiye`ye özel bir yer ayrıldı ve ayrı bir Türkiye kitapçığı hazırlanarak katılımcılara sunuldu. Kitapçıkta Türk ekonomisi için kısa ve uzun dönemde son derece iyimser bir tablo çizildi. Yayında bu yıl yüzde 5.2, 2002 yılında da yüzde 5.8 büyüme beklenen Türkiye`nin beyaz eşyada ve araba endüstrisinde Avrupa`nın lider üreticilerinden birisi konumuna gelmek üzere olduğu vurgulandı.