Başkan adayları doları unuttu
Gerek Cumhuriyetçi Parti`nin başkan adayı Teksas Valisi George W. Bush, gerekse halen Başkan Yardımcısı görevini sürdüren Al Gore, seçim kampanyalarında ekonomik konulara büyük önem veriyor. Vergi indirimleri, yüksek petrol fiyatları ve sosyal güvenlik sisteminin çöküşünden kaynaklanan sorunlar; her iki adayın da programlarında önemli yer tutarken, dünya ekonominin gücünü belirleyen ABD dolarının geleceğinden kimse bahsetmiyor.
Bill Clinton`un sekiz yıllık başkanlık döneminin kilit noktalarından birisi olan güçlü dolar politikasından, kimsenin bahsetmemesi ekonomistleri endişeye yöneltiyor.
Ülke ekonomisi giderek yükselen cari işlemler açığını frenlemeye çalışırken, doların gücünün korunmasına yönelik politikalardan vazgeçilmesi finans piyasalarına son derece olumsuz şekilde yansıyabilecek nitelikte.Ekonomistler, başkan adaylarının bu konudan kaçınmasının anlaşılabilir olduğunu söylerken, bu kaçışın konunun basit şekilde anlatılamamasına bağlıyor. üstelik, yoğun kampanya trafiği sırasında altı çizilen konu istikrarın korunması olurken, potansiyel bir krizden bahseden sözleri kullanmak son derece güç. Ama hepsinden önemlisi, doların gücü, pek çok seçmenin gözünde güçlü ve büyüyen bir ekonomiyi, yüksek satınalma gücünü canlandırdığı için bu konudan bahsetmek güçleşiyor. Dünyadaki neredeyse tüm merkez bankalarının rezerv para olarak dolar tuttuğu düşünüldüğünde, doların değerine yönelik politikaların sorgulanması politikacıların öncelikleri arasında bulunmuyor.
CARİ AÇIK ALARMA VERİYOR;
ABD bütçesindeki cari açığın yükselişi, doların geleceğiyle ilgili belirsizliği artırıyor. Cari açık neredeyse 1980`li yıllardaki gibi Gayri Safi Yurt içi Hasıla`nın yüzde 1`i düzeyine yaklaştı. 2000 yılının ilk çeyreğinde cari işlemler açığı 102.3 milyar dolarla rekor düzeye çıkarken, 1999`un aynı dönemindeki açık 66.63 milyar dolar düzeyindeydi. Cari açık yüzde 53.88 artarken, rakam GSYiH`nin yüzde 4.3`ü düzeyine yükselmişti. Eski ABD Hazine Bakanı Robert Rubin, geçen yıl görevinden ayrılarak yerini Lawrence Summers`a bırakana dek, güçlü dolar politikasının kararlı bir savunucusuydu. Doların reel olarak değerlenmesi, ithal ürünlerini ucuzlatırken, enflasyon ve faiz oranlarını düşük tutmakta oldukça faydalanılırken, bundan en kazançlı çıkan ise hızla yükselen menkul kıymet borsalarıydı. Ama bu politikanın zorlandığı nokta ise, Amerikan ürünlerinin yurtdışında daha yüksek fiyatla satılması sonucu ticaret açığının artmasına neden olmasıydı.
Ekonomistler, şu anda kamuoyu yoklamalarında önde giden Cumhuriyetçi aday Bush`un seçimleri kazanması halinde, açıklar için demokratları suçlayacağını, ardından politika değişikliğine gideceğini öngörüyorlar. Gore`un seçilmesi halinde ise, ticaret politikasının aynen devam ettirileceği öngörülürken, analistler açığın giderek artmasının zorunlu bir politika değişikliği getirebileceği görüşündeler. (MİLLİYET)