Başbakan: 2017 çok daha güzel olacak
Başbakan Yıldırım TÜSİAD YİK toplantısında konuştu.
Yıldırım kendisinden önce konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes'in, "Vatandaş dövizdeki dalgalanmaları derin krizlerle özdeşleştiriyor. Ekonomideki sarsıntının, giderek yatırımların azalabileceği ve daha yavaş büyüyecek bir Türkiye’nin habercisi olduğunu görmeliyiz" sözlerine, "Endişeye gerek yok. Sizin hoşunuza gitsin diye söylemiyorum, bunun da üstesinden geleceğiz" sözleriyle cevap verdi.
İşte Yıldırım’ın konuşmasından satır başları:
Sözlerimin başında dün maalesef Adana’da, milletçe hepimizi üzüntüye boğan bir olay yaşadık. Kız öğrencilerimizin kaldığı bir evde, yurtta, 11 yavrumuz bir eğitici hayatını kaybetti. Çocuklarımızın ailelerine başsağlığı diliyoruz.
Çocuklarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Milletimiz bilmelidir ki, bu ve buna benzer yaşanan olaylar aydınlatılacak ve sorumlular en ağır şekilde hesabını verecektir. Bu konu hem idari, hem de adli olarak araştırılmaya başlanmıştır.
Ayrıca bugün TBMM’de bir araştırma komisyonu oluşturmak suretiyle konunun bütün yönleriyle değerlendirilmesi ve bu ve buna benzer yurtlarda alınması gereken tedbirleri etraflıca tespit edecek. Bakanlarımız, aileleri teker teker ziyaret ettiler. Ümidimiz bu ve buna benzer acıları yaşamamak. Ama insanın olduğu yerde hata eksik olmuyor. İstediğiniz kadar mükemmel araçlar geliştirin, ne yaparsanız yapın ama insan hatasını ortadan kaldıracak bir makine henüz insanoğlu geliştiremedi.
TÜSİAD, 45 yıllık tarihi var. Kapasitesiyle iş dünyasındaki temsiliyle Türkiye için çok önemli bir sivil toplum teşkilatımız. TÜSİAD’ın küresel ölçekte varlık gösterip, hem içerde hem dışarda başarıyla temsil ediyor olması Türkiye’nin adını dünyaya duyurması, hepimiz için şüphesiz bir iftihar vesilesidir. Sizlere özellikle, yatırım yaptığınız, vatandaşlarımıza iş kapısı açtığınız için müteşekkiriz.
Biz çalışanları, çalıştıranları, fabrikaları hiçbirini birbirinden ayrı tutmuyoruz. Bu fabrikaların bacası tütmezse, çalışanlar olmasa bunu açıp bu çalışma imkanını vermeyen işverenlerimiz olmasa ülkemizde gelecekten de bahsedemeyiz, gelişmeden de bahsedemeyiz. Toplumsal barış ve kardeşlikten de bahsedemeyiz. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, milli iradeye de bahsedemeyiz.
Sizler bir yandan üretiyorsunuz, bir yandan da halkımızın refahına katkı sağlıyorsunuz. 15 Temmuz’da bir felaket yaşadık. Büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Alçak bir darbe girişiminde bulunuldu.
Bu darbe girişiminin başarısız olmasının arkasındaki en önemli sebep, vatandaşımızın Türk milletinin demokrasi bilincinin gelişmiş olmasıdır. Vesayet anlayışına karşı kafasının net olmasıdır. Hatırlayın, sayın cumhurbaşkanımız, biz daha ilk saatlerde dedik ki bu bir darbedir, kalkışmadır, asla buna izin verilmeyecek, demokrasi korunacak, vatandaşlarımız müsterih olsun.
Ve milleti meydanlara çağırdık. Milletimiz hiç tereddüt etmeden, herkes meydanlara indi ve tanka topa uçağa göğsünü siper etti. Bu alçak hain darbe girişimini başarısız kıldı. Bunun için önce bu darbenin defedilmesinde en büyük katı, kaynak aziz milletimizdir. Ve aynı zamanda ülkemizin demokrasisini korumak, geleceğini kurtarmak için çağrı yapan ve milleti meydanlara davet eden cumhurbaşkanımızdır.
bu demokrasi dışı girişime, en kararlı şekilde karşı duran hükümetimizdir. Ve böylece uygar dünyada emsali görülmemiş bir işi başardık. Bunu Avrupalılar da anlayamıyor, Amerikalılar da anlayamıyor. Biz Türk milletini anlayamadık diyorlar. Bir yandan bombalar atılıyor, mermiler geliyor, tanklar üzerine geliyor. Gözünü kırpmadan karşı koyuyorsunuz, bunun ne anlama geldiğini anlayamadık dediler. Biz de onlara dedik ki anlayamazsınız, çünkü bu milletin adı Türk milletidir.
“DOĞRU TEŞHİS KOYAMAZSAK ÇÖZÜMÜ DE DOĞRU GELİŞTİREMEYİZ”
Burada hatta Tuncay Bey iki senaryo çizdi, birisi kötü birisi iyi senaryo. Kötümser olmak için şu günleri eğer baz alırsak, çok sebebimiz olabilir. Ama biraz geniş düşünürsek, uzun vadeli düşünürsek, o zaman kötümser olmamız için bir sebep yok. Tedbirleri alırken kötümser düşünelim de, gelecek beklentilerimiz için kötümser olmamıza ihtiyaç yok diye düşünüyorum. Her şeyden önce özellikle kısa vadeli bir şu yaşadığımız ortamı değerlendirmekte fayda var. Doğru teşhis koyamazsak çözümü de doğru geliştiremeyiz.
“KURLARDA OYNAMALAR VAR”
8 Kasım’dan sonra ekonomik piyasalarda bir hareketlenme, bir dalgalanma yaşıyoruz. Kurlarda oynamalar var. Ekonomik belirsizlik söylentileri had safhada. Bunun arka planına baktığımızda özellikle 8 Kasım’daki ABD seçimlerinin tahminlerin dışında, cumhuriyetçi adayın kazanması yatıyor. Sayın Trump, seçim kampanyasında sürekli Amerika’nın daha çok kendi içine yoğunlaşacağını, dış dünya ile olan ilgilerini azaltacağını hep anlattı. Ne dedi? Çin ile ticaret kısıtlamasına gideceğim, göçmenlerin girişine izin vermeyeceğim, ABD’nin dış dünyadaki faaliyetlerini sonlandıracağım… Yani ABD’nin 50 yıldır ihmal ettiği alt yapısını, çalışmaları daha da yoğunlaştıracağım dedi. Küresel bakış açısından daha çok lokal bir bakış açısı…
“TÜRKİYE DE BUNDAN NASİBİNİ ALMIŞTIR”
Amerika’daki bu söylem, dünyada ekonomi üzerinde olumsuz etki yaptı. E Türkiye’de bundan nasibini aldı. Bu küresel bir gelişmedir. Türkiye de bundan nasibini almıştır. Meksika en fazla birinci, bizim de ikinci sırada geliyor. Bütün ülkelerde dolara karşı değer kaybı var. Tek istisna var, İngiliz parası… İngiliz parası da Bretix’ten evvel değer kaybına uğradı ve dolayısıyla o muhafaza etti değerini.
“BİZİM BİR AYRIŞMAMIZ OLDUĞU DOĞRU”
Bizim bir ayrışmamız olduğu doğru. Doğruları konuşalım. Genel olarak bütün para birimleri yüzde 5 – 6 sapma yaptıysa bizim onun iki katı yaptı. Bunu da biliyoruz. Bunun sebeplerini de biliyoruz. Unutmayalım, Türkiye geçtiğimiz 4 ay içerisinde uçurumun eşiğinden döndü. Büyük bir tehlikeden kurtardı, 15 Temmuz darbe girişim. Sadece kıyas olsun diye söylüyorum. 60 darbesi öncesi Türkiye’nin kişi başı milli geliri 583 dolar. 1959’da. 61’de 94 dolara düşmüş. 80 ihtilalinden önce milli gelir 1860 dolar. İhtilal olmuş 1195’te düşmüş. İhtilaller ülkeyi fakirleştiriyor. İhtilaller kazanımları kaybettiriyor.
15 Temmuz darbesinde biz ciddi bir sarsıntı yaşamadık. Çünkü darbe başarılı olmadı, olamadı. Vatandaşlarımız hemen biz bir şey söylemeden, ilk gün 2,5 milyar dolar bozdurarak bankalarda bir sıkıntı yaşanmamasını temin etti. Takip eden 15 gün içerisinde de bozdurduğu miktar 11 milyar doları aştı.
Türkiye bu yaşadığımız olayın benzerini AK Parti iktidarında dört sefer daha yaşadı. 2006’da dalgalanma yaşadık, para çıkışı oldu atlattık.
2008-2009 küresel krizinde yaşadık, atlattık. Gezi olayları sonrası yaşadık, yine atlattık. Bunu da atlatacağız. Endişeye gerek yok. Sizin hoşunuza gitsin diye söylemiyorum, bunun da üstesinden geleceğiz.
Türkiye ekonomisi kapalı bir ekonomi değil, küresel ekonominin bir parçası. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde finansal sektörün, iş aleminin dünya ile olan alışverişi devletten daha fazla. 200 milyar doların üzerinde sizlerin dünya ile ilişiğiniz, alışverişiniz var.
Eskiden Türkiye Cumhuriyeti devleti borçlanma yapamıyordu, ama şimdi bizim özel sektörümüz kendi başına işlerini büyütmek, istihdam için 200 milyar doların üzerinde küresel kaynak kullanmış. Bu muazzam bir şey. Bakın 60 ihtilalinden hemen sonra IMF Türkiye’ye yerleşti, nereye kadar ta 2013 yılına kadar. Yani Türk ekonomisi 1961’den 2013’e kadar denetlenen bir ekonomiydi.
Şunu bilelim bu dalgalanma herhalde 1 ay gibi 1,5 ay gibi daha devam edecek. Ne zamana kadar 20 Ocak’a kadar.
Yeni seçilmiş başkanın, iş başına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak.
Seçim kampanyalarında söylenenle, omuzlarınıza sorumluluk yüklendikçe aynı olmaz. Hiçbir zaman aynı olmaz. Şimdi siz zannediyor musunuz ki Avrupa’daki söylemlerin, söyleyenlerin gerçek fikridir.
Elbette değil. Yükselen bir ırkçı ve sağ bir eğilim var Avrupa’da. Avrupa’da 2017’de 5 ülkede seçim var. Bu ne demektir? Belirsizlik demektir. Bu seçimler oluncaya kadar Avrupa’daki bu çok sesliliği duymaya devam edeceğiz.
“BU KADAR OLAY BAŞKA ÜLKELERİN BAŞINA GELSEYDİ AYNI ANDA YERLE BİR OLURDU”
Suriye’de Irak’ta devlet yok. 5 seneyi geçti arkadaşlar. 911 kilometre sınırı olan ülke Türkiye. Türkiye bu kadar iç ve dış sorunlarla, bölücü terör örgütünü, FETÖ’yü, Rusya ile yaşadığımız sorunları hepsini bir araya koyun, bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi aynı anda yerle bir olurdu.
“TÜRKİYE BÜTÜN BUNLARIN ÜSTESİNDEN GELMEYİ BAŞARDI”
Allah’a şükür, Türkiye bütün bunların üstesinden gelmeyi başardı. Niye? Çünkü Türkiye’de istikrar var, güven var. Son 14 yılda Türkiye’nin her şeye rağmen 27 çeyrek ardı ardına büyümesinin en temel nedeni istikrardır, güvendir, siyasi güçlü iktidardır.
“2017 ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK”
Siz de bunu bildiğiniz için büyüdünüz, açıldınız, yatırım yaptınız. Eğer ön göremeseydiniz bunları yapar mıydınız? Yapmazdınız. Ama hiç kafanız karışmasın, yapmaya devam edin. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak söylüyorum 2017 çok daha güzel olacak.
“BU GEÇİCİ DÖNEMDE DE TEDBİRLERİMİZİ ALIYORUZ”
Gereken tedbirleri alıyoruz, sizi rahatlatmak için söylemiyorum. Buna adım gibi inandığım için söylüyorum. Bu geçici dönemde de tedbirlerimizi alıyoruz. Bu alçak terör örgütü FETÖ, milletten topladığı himmetleri, oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. Her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar.
TMSF’nin çeşitli kiralamalardan elinden çıkardığı mallardan 2,5 milyar dolar alacağı var, bunları da Türk parası olarak alın dedik. Kamu döviz olarak alması gereken, sözleşmeye göre parayı Türk parası olarak alacak.
“TÜRK PARASIYLA ÖDEME İMKANI GETİRDİK”
Böylece piyasanın ihtiyacı olan dövizi piyasadan çekilmesinin önüne geçecek. Bunun üzerine 5 milyar dolarlık da yine kısa vadeli sözleşmelerimiz var, bunları da Türk parasıyla ödeme imkanı getirdik. 4,5G lisans işinden, elektrik dağıtımından farklı farklı işler var. Kısacası önümüzdeki kısa dönem için 10 milyar dolarlık bir ilave kaynak piyasanın ihtiyacı olan kaynağı piyasan çekmeden, piyasanın ihtiyacı için ayırdık.
Bununla yetinmiyoruz, yeni bir genelge çıkardık. Kamu mecbur kalmadıkça, sözleşmelerini milli paramız lira üzerinden yapacak. Bazı sözleşmeler var ki, bunlar tabi ki döviz üzerinden yapılabilir. Bu sizi ilgilendirmiyor, sizin ki gönüllülük esasına bağlı. Hesabınıza kitabınıza bakacaksınız, hangi birimden sözleşme yapacağınıza karar vereceksiniz.
“MERKEZ BANKASI’NIN NET REZERVLERİNDE BİR KURUŞ AZALMA YOK”
Küresel ekonomilerde yerel müdahaleler olmaz. Türkiye’nin borçlarını döndürme, zaten kamuda borç problemimiz hiç yok. Ama özel sektöründe borçlarını döndürme diye bir problemim yok. Bunu kasıtlı olarak yaymaya çalışıyorlar. Bakın bütün bu olanlara rağmen Merkez Bankası’nın net rezervlerinde bir kuruş azalma yok. Bir ayda yüzde 10 dolarda değer kaybına uğramışsınız, bu ilginç değil mi? Niye? Bu tedbirleri aldığımız için. Boş durmuyoruz, sizin kadar olmasa bile biz de kafa yoruyoruz, tedbir alıyoruz.
“BU ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞEY”
Bireysel emekliliğe otomatik katılım getirdik. Bu ne demek? Bu çok önemli bir şey. Türkiye’nin cari açığı var. Az tasarruf ediyor, çok harcıyor. İthalatı fazla, ihracatı az. Çünkü doğal kaynakları yok. Amacımız buradaki açığı, uzun vadede tasarruf miktarını artırmak bir yandan da katma değer oluşturan mukayeseli olarak başka ülkelere üstünlük sağlayacak alanlar destek vermek.
7 alan tespit ettik, teşvik sistemimiz yayınlandı. Şimdi ısmarlama, projesine göre teşvik sistemine geçiyoruz. Oturacak bakanlarımız, yatırıma uygun teşvik vereceğiz.
“BİR TERÖRÜMÜZ VARDI, ŞİMDİ İKİ TERÖRÜMÜZ OLDU”
23 bölgemiz var, doğu güneydoğuda. Cazibe merkezleri diye adlandırdık, burada da tedbirlerimiz var. Bunları özellikle incelemenizi istiyorum. Bu bölgelerde hepimizin ülkemizin birliği beraberliği kardeşliği için ortak sorumluluğumuz olduğunu ifade etmek isterim. Bakın 50 yılı aşkın bir süredir, Türkiye terörle mücadele ediyor. Bir terörümüz vardı, şimdi iki terörümüz oldu. FETÖ de buna ilave oldu. Ama bölücü terör olsun FETÖ olsun bunların hepsinin üstesinden geleceğiz.
“HER GÜN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İLERİ GELENLERİNDEN BİR TANESİNİ ELE GEÇİRİYORUZ”
Bölücü terörde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmadığı kadar şu anda mücadelede başarılı gidiyoruz. 30 yıldır 40 yıldır girilemeyen yuvalarına girdik, hepsini darmadağın ettik. Her gün terör örgütünün ileri gelenlerinden bir tanesini ele geçiriyoruz. Ve bunların verdiği ifadelerle de terörü inşallah çökerteceğiz.
“GERÇEĞİ KABUL EDELİM”
65’nci hükümetin ilk gününde bir şey dedim. Milletimiz rahat olsun, bu terör belasını ülkemizin gündeminde en alt seviyesine düşüreceğiz dedik. Sürekli terörün darbelerin olayların konuşulduğu bir ülkeye yatırımcı nasıl kolay kolay karar versin? Durum böyle değil ama algı böyle. Gerçeği kabul edelim. Yabancı dostlarımız diyor ki, biz dışardan izlerken savaş var zannediyoruz, ama gelince şaşkına dönüyoruz diyorlar. Bunu bizim tersine çevirmemiz lazım.
“BÖLGEDE YAŞAYAN KÜRT VATANDAŞLARIMIZLA HİÇBİRİMİZİN BİR SORUNU YOK”
“Ben sizin yargınızı tanıyorum, eş yönetim, eş başkan, öz yönetim” Bunlar bizim hayrımıza işler değil. Bunlar bölücülüktür. Bu bölücülük mikrobunu bünyemizden atmazsak diğer konular hiçbirisi önemsiz hale gelir. Şu anda yaptığımız odur. Bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımızla hiçbirimizin bir sorunu yok.
Hepimiz biriz, beraberiz, kardeşiz. Oradaki vatandaşlarımızın bölücü terör örgütü sorunu var. Şimdi artık orada bayrak dalgalanıyor. Devletin otoritesi tam olarak sağlanıyor. Bundan sonrası tamir faslıdır, onarım faslıdır. Oraya başlattığımız yatırım ve destek hamlesiyle 10 yılda 160 milyar yatırım yapacağız. Özel sektörle yapacağız, devletle yapacağız. İncelemenizi istiyorum ve bu bölgeye biraz daha yoğunlaşmanızı istirham ediyorum. Bu sorumluluğu hep birlikte üstlenmemiz gerektiğini düşünüyorum.