Banka Sayısı 30-35`e İner
Hüsnü Akhan, Türkiye Bankalar Birliği`nin yayımladığı aylık Bankacılar dergisinde yayımlanan yazısında,nominal ve reel faiz oranlarında görülen hızlı düşüş paralelinde bankaların geçmişteki en büyük gelir kaynağı olan açık pozisyon ve hazine bonosu gelirlerinin cazibesini yitirdiğini bildirdi. Yeni ortamda reel sektöre yönelik bankacılık faaliyetlerinin ağırlık kazanmasının bankaları rekabet ortamına ittiğini savunan Akhan, Sadece müşteriye hizmetten para kazanılacak bir ortamda müşteri potansiyeli az olan bankaların ayakta kalması çok zor olacaktır dedi.
Küçük ölçekli bankaların, belli hizmetlerde uzmanlaşarak sektörde kalabileceklerini vurgulayan Akhan, Uluslararası operasyonların ve rekabetin önem kazandığı sektörde birleşme veya stratejik işbirliği olasılığı yüksek görünmektedir. Olası birleşmelerle bankaların sermaye yapıları güçlenecek ve hedefledikleri pazarlara daha güçlü olarak yönelebilecekler dedi.
TÜRK BANKALARININ VERİMLİLİĞİ DÜŞÜK;
Türk bankalarının Avrupalı ve Amerikalı rakiplerine göre hizmet üretiminde ve kaynak kullanımında etkinlik ve verimliliğinin düşük kaldığını, bu nedenle uzun vadede rekabet edebilmelerinin çok zor olacağını vurgulayan Akhan şunları söyledi:
Dünya finans sektöründe yaşanan birleşme hareketlerinin 2001`den itibaren Türk bankacılık sektöründe de yaşanmasını bekliyoruz. Türk bankacılık sektöründe sermaye ve likidite açısından sorunların yaşandığı sekiz bankanın TMSF tarafından devralınmasıyla bir kez daha gündeme gelmiştir. Türkiye`nin girmekte olduğu düşük enflasyon ve faiz ortamında maliyetlerin ön plana çıkmasını beklemekteyiz. Böyle bir ortamda kaynakların birleşmesi gereği paralelinde sektörde konsolidasyonun ön plana çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Akhan, şu an Türkiye`de 82 olan toplam banka sayısının düşük enflasyon döneminde 30 - 35`lere inmesini ve yeni ortamda 5 - 6 büyük bankanın sistemi domine etmesini beklediklerini vurguladı. 1990`lı yıllarda Türkiye`ye benzer programlar uygulayan Arjantin ve Brezilya örneklerinde olduğu gibi, Türk bankacılık sektörünün de düşük enflasyon ortamındaki yüksek büyüme potansiyelinin yabancı bankaların ilgisini çektiğini savunan Akhan, Şu an için yüzde 5`ler civarında olan yabancı bankaların sektördeki paylarının yüzde 25 seviyelerine ulaşmasını beklemekteyiz dedi.
SINIRSIZ GÜVENDE REKABETİ BOZUYOR;
Sektörün tam rekabet ortamından uzak olmasının kısa vadede olası birleşmelerin önündeki başlıca engellerden biri olduğunu vurgulayan Akhan, şunları söyledi:
Yüzde 100`lük güvenceye 2000 yılının sonuna kadar 100 milyar lira, 2001 sonuna kadar 50 milyar liralık sınır getirilmesi rekabet açısından olumlu olsa da bu miktarların tasarruf sahipleri açısından seçici olmaya zorlayıcı, bankaların da risk almalarını önleyici olmadığı görülmektedir. Ayrıca, kamu bankalarının özelleştirilememiş ve TMSF kapsamındaki 8 bankanın hala satılamamış olmasının mevduat güvencesinin kademeli olarak kaldırılmasından beklenen yararı sağlamayacağı görüşündeyim.(FİNANSAL FORUM)