Avrupa ve ABD eski Sovyet devletlerindeki kaosu durdurmalı
Türkiye`den Kafkaslara ve Karadeniz`e doğru bakıldığında, Avrasya`da bir kriz arkı oluştuğunu göreceksiniz. Bu tehdidin ABD ve Avrupa`nın çıkarlarına karşı oluşturduğu tehlike gerçek. Yüksek düzey ve stratejik anlam taşıyan bir angajman olmaksızın, Sovyetler Birliği`nde büyük zorluklardan sonra kaydedilmiş olan ilerlemeler erimeye başlayarak, yıllarca, hatta onyıllarca sürecek bir temizleme işine neden olacak.
Bu bölgede, Avrupa ve Asya`yı birbirine bağlayan, Polonya`dan Çin sınırlarına kadar uzanan hemen hemen her ülke, derin ekonomik sorunlar ve sosyal gerginliklere batmış durumda. Bu ülkelerin birçoğunda, yaşam standartları 10 yıldan bu yana devam eden bir düşüş içinde ve ölüm oranları da giderek artıyor. Uyuşturucular, yolsuzluk ve salgın hastalıklar sadece bölgedeki insanları değil, aynı zamanda komşu ülkeler ve daha ötedeki insanları da tehdit ediyor.
Ukranya`da, Avrasya`nın kilit ülkesinde, her gün, seçimler işbaşına gelmiş başkan Leonid Kuchma`ya karşı gösteriler görüyoruz; ayrılıkçı asiler Gürcistan`da Başkan Edvard Şevarnadze`nin merkezi hükümetine karşı savaşmaya devam ediyor; Özbekistan`da İslam Kerimov`un otokratik hükümeti uyuşturucu kaçakçılarına ve İslamcı gerillalara karşı savaşmaya devam ediyor. Vesaire. Bölgedeki reformcular Batıya bakıyor ve fazla bir destek ya da ilgi bulamıyor. Başkan Clinton`ın geçen yılın Haziran ayınad Kiev`e yaptığı kısa ziyaretten sonra, ABD bu ülkelere yeterli dikkati göstermekte başarısız kaldı.
Avrupa Birliği ise neredeyse bütün kapıları kapadı. NATO`nun kendi ortaklarıyla işbirliği kritik bir önem taşıyor ama yeterli değil. Türkiye, Kafkasya`daki kırılgan devletlere karşı baskı yapan Rusya`ya karşı bir denge unsuru oldu. Ancak Türkiye`nin ileride de bu rolü oynamaya devam etme kabiliyeti içinde bulunduğu finansal kriz nedeniyle mümkün olmayabilir.
Stratejik boşluk
Rusya`nın bu devletlere, onların ilerleme kaydetmesi ve global sistemin piyasa demokrasileri arasına katılmaları adına fazla birşey vermese bile, bu stratejik boşluğu doldurmak üzere harekete geçmesi süpriz değil. Başkan Vladimir Putin Ukranya`nın enerji ve siyasi krizlerini Rusya`nın kaldıracını artırma fırsatı olarak kullandı ve geçenlerde Azerbaycan ile stratejik bir ortaklık anlaşması imzalamak için Bakü`yü ziyaret etti. Başkar yerlerde ise Ruslar, Gürcistan`daki askeri üste konuşlu birliklerini geri çekmeyi reddediyor, ve bu ayın başlarında Başkan Edvard Şevarnadze, Rus baskılarına boyun eğerek, Gürcistan`ın planlandığı gibi 2005 yılı itibarıyla NATO`ya entegre olma hedefini takip etmeyeceğini ilan etti ama nötral pozisyonunu koruyabilecek.
Batının burada kaybedeceği çok şey olabilir. Bu ülkelerin ilerleme kaydetmekte başarısız kalması, silahların yayılması sorununu, hastalık, uyuşturcu ve silahların yayılmasını, ve kontrolsüz göçmenliği daha da tehlikeli boyutlara tırmandırabilecek.
Daha da önemlisi şu ana gerçek: bu ülkelerde demokrasinin kök salmakta başarısız kalması, veya bağımsızlıklarında erime kaydetmeleri Batı için, 10 yıllarca yankılanabilecek bir stratejik başarısızlık anlamıan gelecek. Bu iddia ABD`nin liderliğini gerektiriyor. Bu bölgenin ülkeleri kendi kendilerine bir çıkış yolu bulamıyor. Avrupa Birliği ise, her zamanki gibi, kendi dönüşümüyle uğraşıyor ve belki de bağlı nedenlerinden dolayı, Avrasya`nın ne olabileceği ve olması gerektiği konusunda stratejik vei vizyona sahip değil. Ayrıca Avrupa, Rusya`dan da çekiniyor gibi. Rusya`nın bu bölgede yasal çıkarları varsa da, demokrasi, insan hakları veya Batı ile entegrasyonu savunmak için ne vizyona, ne kaynaklara, ve ne de arzuya sahip.
Böyle bir stratejik iddiayı karşılayabilmek için dört unsur gerekiyor. Birincisi, Washington ve Avrupa, Ukranya, Gürcistan ve Özbekistan gibi birbirinden çok farklı ülkeler ile ortak bir stratejik vizyon oluşturmak için yeni bir diyalog aracılığıyla angaje olmak ve somut bir siyasi gündem belirlemek zorunda.
O takdirde, bölgedeki hükümetler ve cumhuriyetlere, bizim dönüşüm ve entegrasyon için taahhütlerimize, onların da aynı taahhütlerle katılma çağrısında bulunmalıyız. İkincisi, bu ülkelerin iç işlerinde olan bitenlerin önemli olduğunu kabul etmek zorundayız. Bizim bölgede doğrudan positif iç değişim promosyonu adına gösterdiğimiz çabalar, doğrudan yine bizim uluslararası güvenlik çıkarlarımıza himzet edecektir.
Ve yeni ABD yönetimi süratle harekete geçerek bu tür yardım programlarının daha etkin bir biçimde nasıl verilebileceği konularına taze bir bakışla yaklaşması gerekmektedir.
Üçüncüsü, Batı Avrupa ile bu Sorun Kuşağı arasında yatan ülkelerin reform çabalarının güçlendirilmesi adına her çabayı sarfetmeliyiz. Bu, söz konusu ülkelerin coğrafi anlamda tampon bölge olamlarından değil, ama onların bu başarılarını bütün bölgeye ihraç etme fırsatından kaynakanıyor.
Etkinliği en yüksek noktasına tırmandırmak
Polonya bu bölgede Ukranya üzerinden çok önemli bir rol oynuyor. Özellikle yanıbaşındaki komşuları Gürcistan ve Azerbaycan`a ilişkin olarak Türkiye`nin rolü kritik. Ancak, eğer etkisini en yüksek noktasına tırmandıracaksa, Türkiye`nin kendi dönüşümü için, özellikle Avrupa`nın desteği gerekiyor.
Son olarak, Rusya`nın da bu çözümün bir parçası olması gerekiyor. Rusya`nın herşeynden önce, yakınındaki dışarının bağımsızlığının tarihi bir gerçek olduğunu kabul etmeye gereksinimi var. Aynı bunun kadar önemli olmak üzere, ancak bu ülkelerin başarılı olmaları halinde, Rusya`nın kendi çıkarlarına da hizmet edilmiş olacak.
Ukranya ve diğerleri refaha doğru ilerler ve Avrupa`ya entegre olma yolunda mesafe katederken, Rusya için de yeni ve özgün fırsatlar oluşacak.
Bölgenin istikrara kavuşturulması bir gece içinde olabilecek birşey değil. Ancak bu ülkeler önemli; onların başarısızlığı batıya büyük bir darbe vuracak ve Rusya için daha da ciddi tehlikeler doğurabilecek. Bu ülkelerin başarılı bir biçimde dönüştürülmesi için çabalarımızı iki katına çıkartmalıyız.
John E. Tedstrom RAND ve Jacyk`de üst düzey ekonomist; Columbia University`de uluslararası siyaset bölümünde misafir profesör; 1999 - 2000 döneminde ABD Ulusal Güvenlik Konseyi`nde Rusya, Ukranya ve Avrasya İşleri direktörü.