40 Yılın En Kritik Seçimi
ABD`de bugünkü seçimde Bush ile Gore`un başabaş olması birkaç bin oyu bile önemli hale getiriyor. Son 40 yılın en çekişmeli seçimine katılımın düşük olması bekleniyor.
ABD halkı bugün milenyumun ilk başkanını seçmeye hazırlanırken, son 40 yılın en çekişmeli Beyaz Saray yarışında son dakikaya kadar başabaş giden adaylar için birkaç bin oy bile önem taşıyor. Son Reuters - MSNBC anketinde Bush, yüzde 47`ye yüzde 46 Gore`un önünde yer almayı sürdürürken, CNN - USA Today - Gallup anketinde Bush yüzde 48`e yüzde 43, ABC anketinde de yüzde 49`a yüzde 45 Gore`a fark attı. Bush önceki gün, kilit eyalet Florida`da kampanyasını sürdürürken, Gore da Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin`de son tur kampanya çalışmalarını yürüttü. Adayların en büyük çekişme yaşayacağı eyaletler, Florida, Pennsylvania, Missouri, Washington, Wisconsin ve Gore`un memleketi Tennessee olarak görülüyor. Bu eyaletlerden toplam 92 seçici oy çıkacak.
Bush, şimdilik anketlere göre, kazanmak için gereken 270 seçici oyun 251`ini garantilemiş görünüyor. Bazı yorumculara göre, ağabeyi Jeb Bush`un valisi olduğu, 25 seçici oyu bulunan Florida`yı da kazanırsa başkanlığı alabilecek. Gore ise 215 seçici oyu garantilemiş görünüyor ve Florida, Michigan, Wisconsin ile küçük eyaletlerden birisinde daha seçici oyları alabilirse başkanlığı göğüsleyecek.
HALK İLGİSİZ;
ABD`de son 40 yılın en çekişmeli seçim yarışına tanık olunurken halkın seçimlerle fazla ilgilenmediği göze çarpıyor. Ülkede 200 milyon seçmenin, sadece 100 milyonunun sandık başına gitmesi bekleniyor. Uzmanlara göre, Amerikan halkının sandık başına gitmedeki isteksizliğinin nedeni olarak, politikacılara güvensizlik, adayların birbirine karşı olumsuz taktikler izlemeleri ve medyanın yeterince aktif olmaması gösteriliyor.
KONGRE`DE CUMHURİYETÇİ ÇOĞUNLUK TÜRKİYE`NİN LEHİNE;
ABD başkanlık seçimi için çekişen Demokrat ve Cumhuriyetçi Partiler, aynı zamanda ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu`nda da çoğunluğu kazanma yarışı verirken, bu durumun Türkiye`ye nasıl yansıyacağı da merakla bekleniyor.
Siyasi gözlemcilere göre, Kongre`de Cumhuriyetçi çoğunluğun sürmesi Türkiye açısından daha olumlu olacak. Demokratlar`ın Senato veya Temsilciler Meclisi`nde çoğunluğu elde etmesi halinde, Türkiye karşıtı lobilerin yanında yer alan bazı üyelerin önemli görevlere gelmesinden endişe ediliyor. Bu yüzden, Ermeni tasarısında olduğu gibi, Türkiye karşıtı tasarıların Kongre`de ele alınmasında Cumhuriyetçiler`e oranla Ankara açısından daha fazla sorun çıkabilir.
SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMASI ALEVLENDİ;
ABD`de seçmenler karmaşık seçim sistemi gereği başkan için doğrudan oy kullanmayarak, başkanı seçecek olan delegeleri belirliyor. Seçmenlerin başkanı değil de başkanı belirleyecek olan delegeleri seçtiği Amerikan seçim sisteminin doğruluğu son zamanlarda sıkça sorgulanırken, bu tartışmanın özelikle başabaş bir yarışın söz konusu olduğu bu seçimden sonra daha da alevlenmesi bekleniyor.
Nitekim, seçilen delegelerin mutlaka kendi başkan adayları için oy verme zorunluluğu olmadığından oyların doğru yere gittiği konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor. Güvenilir olmaları için delegeler genellikle parti içinden ya da parti yetkilileri tarafından dürüstlüğünden emin olunan kişiler arasından seçilse de geçmişte bazılarının sonradan saf değiştirdiğine tanık olundu. Örneğin, 1976 yılında Washington`dan seçilen bir delege Cumhuriyetçiler`in adayı Gerald Ford yerine Ronald Reagan`a oy verdi. 1988`de de Batı Virjinya`dan bir delege Demokrat Başkan Yardımcısı adayı Lloyd Benstne`e başkanlık için oy verirken başkan adayı olan Michael Dukakis`i de başkan yardımcılığına uygun gördü.
Seçim sistemine göre, 50 eyalet ve başkent Washington`da toplam 538 seçici delege bulunuyor. Bu sayı, Temsilciler Meclisi`nin 435 üyesi, Senato`nun 100 üyesi ve başkent Washington`ın 3 seçici oy hakkı toplamından oluşuyor. 538 oyun 270`ini alan ABD Başkanı olacak. 538 delegenin oluşturduğu Seçici Kurul (Electoral College), 18 Aralık`ta bir araya gelerek oylarını kullanacak. Sonuçlar Kongre`ye gönderilecek. 6 Ocak`ta oyları sayan Kongre 20 Ocak`ta yeni başkanı ilan edecek.
Seçici kurul sistemine göre, ender bir vaka olsa da bir başkan adayı ülke genelinde çoğunluğu alamazsa bile delegelerin oyuyla başkan seçilebiliyor ya da tersine ülke genelinde oyların çoğunu alan bir aday delege oyları yüzünden kaybedebiliyor. Örneğin, 1876 yılında Rutherford B.Hayes ülke genelinde çoğunluğu rakibi Samuel Tilden`a kaptırmasına rağmen seçici kurul tarafından başkan seçildi. 1888`de de oy hesabı bakımından rakibi Grover Cleveland`ı yenilgiye uğratan Benjamin Harrison Seçici Kurul`da kaybetti. Kurala göre iki oy hakkı bulunan delege, bir oyunu da kendi eyaleti dışından olan birisi için kullanmak zorunda. Ulusal birliği sağlamak için düşünülen bu seçim sistemi zamanın koşullarına göre uygun olsa da günümüzdeki geçerliliği tartışmaya açılmış bulunuyor. Seçim sisteminin doğruluğu konusunda siyaset uzmanları da ikiye bölünmüş durumda. Sistemin uygulanmasından bu yana 200 yıl içinde seçici kurulun ortadan kaldırılması için 700 öneri sunuldu. (FİNANSAL FORUM)