Uzmanlar Merkez Bankası'nın kararını değerlendirdi
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) Ekim ayı PPK toplantısında piyasa beklentisi dahilinde faize dokunmayarak, politika faizi yüzde 8, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borç alma faizi yüzde 7.25, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizi yüzde 9.25 ve geç likidite penceresi (GLP) faizi de yüzde 12.25 seviyesinde bıraktı. Piyasa uzmanları Merkez Bankası'nın kararını değerlendirdi.
TCMB’DEN PARA POLİTİKASI AÇIKLAMASINDA “SIKI” RETORİKLER
Reel Kapital Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), beklendiği gibi faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yapmadı. Gecelik borç verme faiizni %9,25’te, 1 haftalık repo faizini %8,00’de, gecelik borçlanma faizini de %7,25’te bırakan TCMB, son dönemde ana para politikası enstrümanı olarak kullanmakta olduğu geç likidite penceresi faiz oranını da %12,25’te sabit tuttu. Piyasanın beklentisi de zaten bu yöndeydi.
TRY’deki değer kaybının enflasyon tarafında kur geçişkenliği nedeniyle yansımalarının olması beklenebilir. Bu da yılın sonunda beklenen olumlu baz etkisinin azalacağı ve enflasyon gerçekleşmesinin beklentinin üzerinde olacağına dair ihtimalleri artırmaktadır. Merkez Bankası’nın likidite duruşunu daha da sıkılaştırmak adına sınırlı adım alanı vardır, gecelik repodan verilen fonlamanın azaltılarak %12 civarında olan ağırlıklı fonlama maliyetini %12,25’e yakın seviyelere çekmek gibi... Piyasa Merkez Bankası’ndan daha “şahin” bir açıklama ve likidite koşullarını sıkılaştırıcı tedbirler açıklanmasını beklemekteydi. Enflasyon görünümüne dair mesajların, biraz daha temkinli yapılması etkin bir ileriye dönük yönlendirme olabilirdi. Bu tavır yeterli gelmedi diyebiliriz. Ancak daha uzun vade için Merkez Bankası’nın “gerekirse ilave sıkılaştırma olabileceğine” dair ibareyi para politikası açıklamasından çıkarmaması önemli... Bu da likidite koşullarının en azından şimdiki seviyelerinde kalmaya devam edeceğini göstermektedir. Tabii daha etkin bir sözel yönlendirmenin gelecek hafta açıklanacak olan Enflasyon Raporu’nun sunumunda Sn. Çetinkaya tarafından yapılabileceğini de göz önünde bulundurmak gereklidir.
Bilindiği gibi; Merkez Bankası politika duruşunu enflasyondaki uzun süreli trend ve beklentilere göre ayarlamakta. Dolayısıyla, para politikasında normalleşme aşamasına geçilmesi için enflasyonun anlamlı ve güvenilir şekilde gerilemesi gerekmektedir. Bu yılın enflasyon gerçekleşmeleri ve yılsonuna dair beklentiler baz alındığında, Merkez Bankası’nın faizleri yılın kalan 2 ayında şimdiki seviyelerinden daha aşağıya indirmeyeceğini öngörebiliriz. Sıkı para politikası duruşunun devam ettirilmesi, şu anda olması gereken olarak gözüküyor. Ki, Merkez Bankası’nın politika açıklamasında “enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar” ibaresine “hedeflerle uyum sağlanana kadar” ibaresinin eklenmesi önemli. OVP’deki hedeflerle kıyaslayınca Merkez Bankası’nın yakın gelecekte sıkı para politikasını devam ettireceği sonucu rahatlıkla çıkarılabilir. Bu kapsamda yıl sonuna kadar faizlerde değişiklik beklemeyiz. Gelecek yıl ise dezenflasyon sürecine bağlı olarak, uyumlu bir şekilde likidite koşullarının hafif ve temkinli şekilde gevşetilmeye başlaması ile süreç başlayabilir. Güncel konjonktürde halen fonlama maliyetinde az da olsa yukarı yönlü hareket alanı vardır ve eksesif durumlarda Merkez Bankası bu alanı kullanıp fonlama maliyetini %12 – 12,25 aralığına taşıyabilir.
Piyasaya etkiyi değerlendirecek olursak; Son dönemde normalin dışında bir haber akışı oluşturularak TRY üzerindeki baskının artması sonrasında, TCMB’nin bugün faizlerde bir değişiklik yapmaması inaktivite olarak algılanarak karar sonrası USDTRY’nin 3,78 seviyelerine yükselmesine neden oldu. Bu kapsamda TRY tarafında değer kaybı eğiliminin devamı çerçevesinde 3,76 üzerindeki seyrin normalleştirilmesi halinde 3,81 ilk hedef; orasının aşılması durumunda ise bir kademe üzerindeki bandın direnç seviyesi 3,86 hedeflenebilecektir.
TCMB "KARARLILIKLA" ENFLASYONLA MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ
TCMB ekim ayı toplantısında piyasaların beklentisi doğrultusunda faiz oranlarını sabit tuttu. Ekim ayı toplantısında, eylül ayına göre büyük bir değişim yok. Hala, enflasyonla mücadele eden bir TCMB var karşımızda. Dolayısıyla, bu toplantısında da sıkı duruşunu korumaya devam etti.
Karar metnini incelediğimizde, “enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” ibaresinde “kararlılıkla” ifadesinin eklenmiş olması dikkat çekmekte. Bunu şu şekilde yorumlamak doğru olabilir. Merkez, piyasada sert oynaklıklar olsa bile enflasyonda iyileşme sağlanana kadar sıkı duruşunu koruyacağını şahin bir tonda ifade etmiş durumda. Merkez, TL’deki volatiliteye rağmen, Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyetini (AOFM) yöneterek ve enflasyonda net bir şekilde iyileşme sinyalini alana kadar faiz oranlarında değişikliğe gitmeyeceğini ve sıkı duruşunu koruyacağını bir kez daha yinelemiş oldu.
Bu ayki toplantısında, faiz oranlarında değişikliğe gideceğine yönelik bir beklenti yoktu ancak son dönemde TL’deki oynaklık piyasaları da huzursuz etmişti. Ancak, enflasyonla mücadele eden bir Merkez Bankasının piyasadaki oynaklık nedeniyle bir hamle yapması yanlış olabilirdi. Aynı zamanda, son çeyrekte baz etkisiyle enflasyondaki düşüş beklentisini de göz önünde bulundurursak MB’nin dilinde çok büyük bir değişikliğe gitmemesini doğru bir hamle olarak yorumlayabiliriz. Enflasyonun öncelikli gösterge olduğu mesajını net bir şekilde veriyor.
TCMB kararının ardından TL varlıklarda büyük bir değişiklik gözlemlenmiyor. Kararın ardından, USD/TL kurunda 3.78 seviyesinin üzerine doğru zayıf bir tepki izlendi. Ancak, kurda konuştuğumuz hikayeler farklı olduğu için TCMB’nin fiyatlama üzerinde büyük bir etkisinin olmadığını söylemek mümkün.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN