Üst finansal regülasyon otoritesine neden ihtiyaç var?
Önce kısa bir tespitte bulunayım.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Noyan Doğan'ın bugünkü yazısı...
Bugün finansal piyasalar dediğinizde, pazarın yüzde 80’e yakını bankacılıktan oluşuyor. Katılım bankalarını da katarsanız bu oran daha da artıyor. Banka dışı finans kesiminin payı ise yüzde 10’larda. Bunun yüzde 5’ini sigorta ve emeklilik pazarı alıyor; kalanı da faktoring, leasing, finansman şirketleri gibi diğer finans kurumlarından oluşuyor.
FİNANSAL ENSTRÜMANLAR
Özetle, tüm yükü bankacılık üstleniyor. Hal böyle olunca da ekonomide kısa süreli dalgalanmalarda piyasalar tıkanıyor. Neden? Çünkü reel sektörün elini rahatlatacak banka dışı finans kesimi istenilen büyüklükte değil de ondan.
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Programını paylaşırken, özetle şu açıklamayı da yaptı: “Finansal sektör diyoruz; nerede finansal sektör? Finansal sektör eşittir bankacılık. Güçlü bir finansal ekonominin mimarisi içinde güçlü bir eko sistem oluşturmamız lazım. Adım adım bunları nakış gibi işleyeceğiz.”
Maalesef, banka dışı finans kesiminin durumu bu. Finans piyasası deyince sadece bankacılıktan oluşuyor. Oysa sistem içinde ticaretin finansmanını sağlayan, ihracatçıya finansal destek veren, hatta KOBİ’lere garantili ihracat imkanı sunan faktoring sektörü var. Hemen hemen tüm bankaların da birer faktoring şirketi var. Yine aynı şekilde yatırımı, özellikle de KOBİ’lerin yatırımlarını finanse eden finansal kiralama sektörü var. Hemen hemen her bankanın leasing şirketi de var. Keza, gerek bireylerin gerekse de işletmelerin başta otomobil olmak üzere her türlü mal alımına finansamn sağlayan finansman şirketleri var. Her üç sektör de bankaların üzerindeki yükü alabilecek, reel sektörün elini rahatlatacak sektörler. Bu da şu anlama geliyor ki, pazarda finansal enstrüman açısından eksikliğimiz yok. Peki, yasal eksiklik var mı? Ufak tefek sıkıntıların dışında –ki, bunlarda ufak tefek dokunuşlarla düzelecek sorunlardır- genelinde büyük bir yasal eksiklik de yok.
ZAMANI GELMİŞTİ!
Temel sorun, finans piyasası içinde yeterli büyüklüğe ulaşamamaları. Bunda bu sektörlerdeki şirketlerin kendini anlatamama payı olduğu gibi; reel sektörün de geleneksel yapıyı sürdürme estiğinin ve finansal enstrüman çeşitliliğini kullanma isteksizliğinin de etkisi var. Bugün finansal piyasa içinde faktoring, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin yüzde 35’lerde, sigortanın da yüzde 15’lerde payının olduğunu düşünün; ekonomideki ufak dalgalanmalardan piyasalar ve reel sektör etkilenir mi?
İşte bu nedenle, adına ne derseniz deyin, ister finansal üst kurul, ister üst finansal regülasyon otoritesi deyin; böyle bir otoriteye ya da üst kurula ihtiyaç var. Var; çünkü tüm finansal sektörleri bir çatı altında toplayacak, sinerji yaratacak, ihtiyaç varsa da yasal düzenlemeler yapacak. Gerekiyorsa sektörleri birleştirecek, ‘küçük olsun benim olsun’ ya da ‘küçük olsun ben de olayım’ anlayışına set çekecek.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN