Üniversite iflas etti
Üniversitelerde öğrencilerin harç protestosu, türban eylemleri, öğretim üyelerinin maaş isyanı sürerken, YÖK Başkanı Kemal Gürüz Üniversite iflas etti diyerek tırmanan soruna noktayı koydu.
Geçen hafta Bakanlar Kurulu`nda kabul edilen ve 17 Ekim Salı günü açıklanması beklenen 2001 yılı mali bütçesinden, üniversitelere ayrılan payın çok düşük olması YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gürüz başta olmak üzere üniversite rektörlerini yine isyan noktasına getirdi.
Bütçe yetersizliğinden kıvranan öğretim üyeleri, mali özerkliğin yanı sıra üniversitelere ek kaynak aktarılmasını istediler.
Yüksek öğretim sisteminin tıkandığını, paralı eğitimin artık kaçınılmaz olduğunu söyleyen YÖK Başkanı Gürüz, bu koşullarda üniversitelerin hoca çalıştırması ve yoğun öğrenci talebini karşılamasının mümkün olmadığını duyurdu.
Devlet üniversitelerinin statüsünün değiştirilmesini isteyen Prof. Gürüz varlıklı öğrenciden para alınıp, yoksul öğrenciye burs verilmesine dayalı bir düzenlemenin şart olduğunu ifade etti ve bugünkü tabloyu çizerken, Bu sistem artık tıkandı. 900 dolara, 1000 dolara profesör çalıştırmak mümkün değil. Talebi de karşılayamıyoruz. Büyük bir talep var. Ek kaynak olmadan biz bunu nasıl yapalım? diye konuştu.
Toplam 6.5 katrilyon olan 2000 yılı bütçesinde Milli Savunma Bakanlığı`na ayrılan pay yüzde 8.9 iken, Milli Eğitim Bakanlığı`na 8 yıllık kesintisiz eğitim harcamaları nedeniyle yüksek yüzde 8.9 pay ayrılmıştı.
Bu yıl, bu oranın yükselmeyeceği ortaya çıkınca, devletten iki kat daha fazla para vermesini isteyen Prof.Dr. Gürüz, üniversitelerin para dışında sorunu olmadığını savundu.
Prof. Dr. Gürüz, Türkiye`nin problemi akademik hürriyet, akademik özerklik falan değil. Mali özerklikte çok büyük sıkıntımız var. Yoksa öbür konularda birçok ülkeden hiçbir eksiğimiz yok dedi.
Yeni Binyıl`ın sorularını yanıtlayan rektörler de, ödeneksizliğe isyan ettiler.
REKTÖRLER DE İSYAN;
Hacettepe Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Göğüş, bu bütçeyle genç bilim adamı yetiştirmenin mümkün olmadığını belirtti. Prof. Dr. Gögüş, şöyle konuştu : Hacettepe Üniversitesi olarak 59 trilyon bütçemiz var, bunun 49 trilyon liralık kısmı cari harcamalara yani personel giderlerine gidiyor. Dolayısıyla 10 trilyondan az bir bütçemiz oluyor. Bu parayla yatırım gerçekleştirmek, genç bilimadamı yetiştirmek ve yeni teknolojiler aktarmak mümkün değil. Araştırma görevlisi bulmakta çok büyük sıkıntı çekiyoruz, 250 milyon liraya kimse çalışmak istemiyor. Sağlık alanında teknoloji öncelikli rol oynuyor, ancak biz bu gelişmeler uyum sağlayamıyoruz. Çağdaş teknolojiyi kullanamıyoruz. Büyük bir uyum sorunu yaşıyoruz. Bilgi var teknoloji yok.
MALİ ÖZERKLİK TANINMALI;
Prof. Dr. Gögüş, üniversitelere mali özerklik tanınması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
Çok daha acı ve bizi ürküten bir gerçek var: Kısa bir zaman içinde artan öğrenci sayısının eğtimini üstlenecek öğretim üyesi bulamayacağız. Bunun en önemli nedeni ise artan vakıf üniversitelerine talep olması. Bunun kitlesel hareke dönüşmesinden korkuyoruz. Ayrıca artık doktorlar tam gün yerine yarım gün çalışıyorlar. Kendi muayenehanelerini açıyor. Dolayısıyla üniversitelere çok az faydaları ve katkıları oluyor. Üniversitelere mali özerklik tanınmalı. Üniversiteler, döner sermayelerinde kazandıkları büyük miktardaki paraları yine kendileri için harcayabilmeli. Ayrıca üniversitelerin bankalardan kredi alabilmesi için de Hazine ve Maliye desteğini bekliyoruz. Bizim borç alabilmemiz için devletin garanti ve destek vermesi gerekiyor. Şu aşamada hiçbir destek sözkonusu değil.
70 DERECE 2 KURUŞA
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Büyükburç`un sorunları ise, ikiye katlanmış durumda. Prof. Büyükburç, şunları söyledi:
Doğu ve Güneydoğu illerinde 92 yılından bu yana kurulmuş üniversitelerin sorunlarının başında akademik kadro yetersizliği geliyor. Bu açığın en kısa sürede kapatılabilmesi için sözkonusu illerin kültürel ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin iyileştirilmesi gerekmekte. Akademisyenlere cazip ekonomik koşulların yaratılabilmesi gerekmekte. Ayrıca biz devletin bize tahsis ettiği bütçe kaynaklarıyla yetinmek zorundayız. Kanımca akademisyenlerin vakıf üniversitelerine geçmelerini eleştirmek çok yersiz bir davranış. İnsanlar doğaları itibariyle daha iyi koşullarda yaşamak için çalışırlar. Sözkonusu hocaları takdir ediyorum. Ben hayatım boyunca iki kuruş ile yetinmek istemem. Ben şu anda 70 derece sıcağı iki kuruş için neden çekeyim? Teklif gelse hemen giderim. Ama bu süreç devlet üniversiteleri için gerçekten endişe verici bir durum.
KURS VERELİM;
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış da kaliteli eğitim ve geçerli bir diploma için ek kaynak yaratmanın kaçınılmaz olduğu görüşünü savundu. Prof. Dr. Alkış, GSMH`den aldığımız pay artması gerekirken hep geriliyor. Bunu bir şekilde karşılamak lazım diye konuştu. Alkış, döner sermaye ve vakıf gelirlerini artırıcı düzenleme yapılmasını, ÖSS hazırlık kurslarının üniversitelerce verilmesini önerdi. (YENİ BİNYIL)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN