TÜSİAD`da Gençlerin Adayı Paker
TÜSİAD`da hareketli günler yaşanıyor. Yönetim Kurulu ve YİK Başkanlığı için, sıkı kulisler gündemde.
Başkan Erkut Yücaoğlu, onunla yaptığımız söyleşide, Ankara`da 16 Aralık`ta yapılacak Yüksek İstişare Konseyi`ne kadar durumun netleşeceğini söylesede, her gün yeni adayların isimleri gündeme geliyor. Başkanlık için Tuncay Özilhan`ın istekli olduğunu gördük. Başka istekliler çıkar mı, bekleyeceğiz. Derneğin geleneklerinde, her zaman yeni başkanlar, daha önceki başkanın yardımcıları arasından seçiliyordu. Bu kez, bu anane bozulabilir de. TÜSİAD`ın genç gruplarının favori ismi, Can Paker. Bana atılan e - mail`lerde ve gelen telefonlarda, Paker`in, başkan olmasını istediklerini iletiyorlar.
PEKİ, CAN PAKER, BAŞKANLIĞI DÜŞÜNÜRMÜ?
Paker, gençlerin kendisine olan ilgisini biliyor. Şu anda yürüttüğü TESEV Başkanlığı`nın bütün zamanını aldığını ve önemli işlere imza attıklarını hatırlatan Paker, başkanlık için isminin geçtiğini, ilk kez öğrendiğini söyledi. Ona göre, bugüne kadar derneğin geleneğinde, başkanlığa aday olma durumu hiç olmadığından, ortaya adayların çıkmasını beklemiyor. Ben bugüne kadarki ananeyi bozmuş olmak istemem diyen Paker`in, eğer öneri gelirse başkanlığa pek de karşı olmadığını gözlemledim. Bu arada, her ne kadar Başkanlığı kesinlikle düşünmediğini söylese de, Mustafa Koç, adaylar içinde en yaşı genç olanı. Yücaoğlu`na başkan yardımcılığı yapan Koç`un, Tuncay Özilhan gibi durumu da uygun. Özilhan`a göre genç olması, ayrı bir avantajı da sayılıyor. Şanlıurfa`da karşılaştık. Kendisiyle bu konuda konuşmadım ama Mustafa Koç`a babası Rahmi Koç, yeşil ışık yakarsa, başkanlığı düşünebileceği yolunda izlenimlerim var.
Gelecek günlerde, kulislerde neler konuşulur ona bakmak gerekiyor, ne dersiniz?
TÜRKİYE`DE YAHUDİ OLMAK;
İşadamı İshak Alaton, Görüş ve Öneriler başlığıyla yazdığı kitabı yolladı. Alaton, bu kitapta hayatından enstanteneler sergiliyor ve görüşlerini, yaşama bakışını anlatıyor. Kendisi, bana, bugün İsrail ile Filistin arasındaki durumdan çok tedirgin olduğunu söylerken, bir an önce barış çubuğunun da yakılmasını diliyor. Onun bu dileğine katılarak, kitabına dönüyorum. Yıl 1945. İkinci Dünya Savaşı, sona erdi. Fransız lisesini zorluklar içinde bitirebildim. Parasal durum sıfır. Onyedi yaşında, bir yabancı mümessillik şirketinde 80 lira maaşla iş hayatına atıldım diye başlıyor Alaton, yazdığı önsözde. Bunları okurken, bir bölüm açılıyor. Alaton, bu yazının başlığına, Günümüz Türkiye`sinde Yahudi olmak demiş. Alaton, yazısında Türkiye`de yaşayan soydaşlarından söz ediyor, kendi yaşamından alıntılar veriyor, Varlık Vergisine de değiniyor, Yahudi lobisinin oluşumunu da anlatıyor. Onun bu yöndeki düşüncelerini hep merak ettiğimden, ilgiyle okuyorum. Her şey hızla değişiyor, bizler de değişmeliyiz. Başka çaresi yok diyor ve ekliyor: Mensubu olduğumuz büyük toplumun arayışlarını anlamanın, hatta bunlara yön vermenin görevlerimiz arasında olduğuna inanıyorum. Örf ve adetlerimize bağlı kalarak, demokrasinin gereği olan bütün özgürlüklere sahip çıkarak, toplumun genelinin gelişmesi yolunda çalışmamızın bir vatandaşlık borcu olduğunu düşünüyorum. Asimilasyona hayır, ancak entegrasyona evet diyorum.
URFA`DA KİMLER, TOPRAK KAPATIYOR?
Şanlıurfa`da SİAD Zirvesi yapılırken, haber ve kulis sepetime ilginç tesbitler de takıldı. Sizlere bu anekdotlardan bir demet sunuyorum: Anadolulu sanayiciler ve işadamları, artık örgütlenmeyi öğrendiler. Daha öncekilere de katıldığım SİAD zirvelerinin bu sonuncusunda, işadamlarının çok hoş diyaloglarına tanık oldum. TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu`nun, bu yöndeki birleştirici tavrının çok etkisi olduğunu ilettiler, Egeli, Akdenizli, Orta Anadolulu, Güneydoğulu SİAD başkanları. Şair Nabi Kültür Merkezi`nde yapılan zirvede, bir ara TÜSİAD Genel Sekreteri Haluk Tükel ile arkadaşlarının, organizasyon çalışmalarını izlerken, nasıl canla başla çalıştıklarını ve SİAD başkanlarıyla olan hoş, uzlaşmacı diyaloglarındaki doğallıktan etkilendim. Bu doğallık, iş dışında zirve akşamı yapılan sıra gecesi ne de yansıdı. Her yöreden SİAD`lı başkanlar ve üyeler, hep birlikte kimi zaman halay çektiler, kimi zaman zeybek oynadılar, kimi zaman da çiftetelli. Açılışta, İstiklal Marşı çalınsın mı, çalınmasın mı tartışması yaşandı gerçi. Şanlıurfa SİAD Başkanı Servan Şimşek, önce Bu özel bir toplantı diye itiraz etse de sonra marşın çalınması uygun görüldü.
Urfa`da bir Arazi Ofisi lafıdır gidiyor. Toprakları toplulaştırma çalışmaları sürerken, Urfa`da otomatikman yapılan toprak reformundan sözetti birçok kimse. Anlatılanlara göre, kim oldukları bilinmeyen bazı kişiler, büyük paralar öne sürüp, köylülerin ellerindeki toprakları satın alıyorlarmış. Hatta, bazı Urfalılar, onlara Toprak Mafyası adını da takmışlar. Devletin, uzun yıllardır başaramadığı reformu, anlaşılan bazı yeraltı zenginleri yapıyor. Hatta, PKK`nın da bu kişilere paraca destek verdiğinden söz ediliyor. Urfa`da iken bir akşam üzeri Koç -Ata`nın besi çiftliğine de uğradık. Cengiz Solakoğlu`nun kulakları çınlasın. Koç - Ata`ya transfer olan eski gazeteci Ahmet Benan Batur, bizi Urfa`da doğan buzağılarla tanıştırdı. Ahmet, kendi soyadını verdiği Batur adlı erkek buzağısını bizimle tanıştırırken, çok duygulandı. (FİNANSAL FORUM)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN