Türk Finans Piyasalarındaki Çalkantı IMF`i Tehdit Ediyor
Stratejik bir ülke olan Türkiye`nin son otuz yıldır süregelen yüksek enflasyon ve düzensiz büyümesine son vermek amacıyla başlatılan ve 11`inci ayını dolduran IMF destekli ekonomik program ciddi bir tehditle karşı karşıya: Türk hisseleri ve bonoları Salı günü yeniden düşüşe geçti.
Türkiye Merkez Bankası, piyasalardaki likiditeyi sürdürmek amacıyla yaklaşık 1.2 milyar dolar ve 53 milyon euro sattıktan sonra, Salı gecesi önemli bankaların başkanlarını bir acil durum toplantısına davet etti. Bu satış, Türkiye`deki orta ölçekli bankaların ödeme gücüne ilişkin kaygıların tetiklediği yedi günlük güven krizi sırasında, Merkez Bankası`nın en büyük satışıydı. Merkez Bankası, 17 Kasım`da 24.4 milyar dolar olan rezervlerin mevcut durumda 4 milyar dolardan fazlasını sattı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, IMKB - 100 Endeksi yüzde 9, ya da 955 puan kaybederek, yılın en düşük noktası olan 9642 düzeyine yuvarlandı. Aracı kurumlar ve işlemciler, gelişmekte olan piyasalar dünyasının en çok borç alan ülkelerinden birisi olan Türkiye`nin 2030 global bonosunu yerden yere vurdu.
Krizden önce yüzde 40 olan yıllık yerel faizler, yüzde 60`a yükseldi. Deutsche Bank Bender`in İstanbul`da yerleşik broker`ı Murat Gülkan, Çirkin bir şey ve mazur görülemez. Bu noktadan sonrası, kendi kendini gerçekleştiren kehanetler olabilir, dedi.
Fiyatlar, IMF programının alevler içinde süreceği düşüncesini yansıtıyor. IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer`ın Pazar günü, programın yolunda olduğuna ilişkin yaptığı bir açıklamayı tekrarlayan IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, Salı günü Türk medyasına güven verici mesajlar vererek bu düşünceyi önlemeye çalıştı. IMF ve Dünya Bankası`nın 4`er milyar dolarla desteklediği Türkiye programı, mevcut duruma kadar önemli bir IMF başarı öyküsü oldu. 1980lerin ortalarından beri, tüketici enflasyonu ilk defa yüzde 50`nin altına düştü.
Deutsche Bank`da ekonomist Tevfik Aksoy, Türkiye geçen aylarda kaybedilen fırsatların bedelini ödüyor. Ancak, yaşam ya da ölüm olarak adlandıracağımız bir düzeyde değiliz. Türkiye, başarıyla uygulanan bir IMF programına sahip, hükümet bunun son şansı olduğunun farkında. Doğru olanı yapacaklarına eminiz, dedi. Bununla birlikte, piyasa katılımcıları Deutsche Bank`ın geçen hafta kriz atmosferini yükseltecek bir şekilde yaklaşık 700 milyon dolarlık Türk yerel hazine bonosu sattığını söylüyorlar. Bu satışa ilişkin yorum almak için Deutsche Bank yetkililerine ulaşmak mümkün olmadı. Bu karmaşayı besleyen diğer bir çok faktör daha var. Piyasalar, enflasyonla mücadele programında, hükümetin önemli konularda ayak dirediğine ilişkin bir kaygıya da kapılmıştı.
Gelir sağlayan özelleştirme satışları, Türk Telekom telefon tekeli örneğinde olduğu gibi kesintiye uğradı. Yeni yabancı yatırımcılara pek rastlanmıyordu, ve ithalat patlaması, Türkiye`nin ödemeler dengesi üzerinde baskı unsuru haline geldi.
Yolsuzluk soruşturmaları ve öte taraftan düşük faiz oranlarından kaynaklanan düşük karlar yüzünden bankacılık sistemi zaten baskı altındaydı. Türkiye`nin bu çabalarına göndermede bulunan çevreler henüz çok az. Londra`da yerleşik Dresdner Kleinwort Benson`dan Nedret Vidrinli, IMF`nin gelecek ay 566 milyon dolar değerinde kredi aktarma sözü verdiğini söyledi. Dünya Bankası ve Japon bono satışından benzer miktarlarda nakit girişi bekleniyor ve Türkiye Merkez Bankası`nın hala kullanıma hazır 3 - 4 milyar dolar arasında rezervi bulunuyor.
(FİNANSAL FORUM - THE WALL STREET JOURNAL)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN