TOBB`un Savurganlık Ekonomisi raporuna göre Türkiye politik çıkarlardan 195 milyar dolar kaybetti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği`nin (TOBB) araştımacı Faruk Türkoğlu`na hazırlattığı rapor, son 10 yılda gerçekleşen savurganlığın faturasının 195.2 milyar dolar olduğunu ortaya koydu. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve K. Maraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk tarafından açıklanan raporda, hükümetlerin ekonominin hızlı büyüme potansiyelini, kısa vadeli çıkarlar uğruna hoyratça frenlendiği belirtildi. Rapora göre, siyasi istikrarsızlık olmasaydı son 10 yılda büyüme oranı en az yıllık yüzde 9.2, en fazla yüzde 11.1 olarak gerçekleşecekti.
TOBB`un hazırladığı Savurganlık Ekonomisi adlı rapora göre, savurganlık Türkiye ekonomisinin 1990-2000 arasındaki dönemine damgasını vurdu. Savurganlık ve kamu harcamalarında aşırı artış nedeniyle kamu sektörünün 7 kara deliği, ekonominin serpilip gelişmesine yönlendirilecek kaynakları yuttu. Araştırmaya göre politik çıkarların birinci planda tutulmasının bedelini ekonomi pahalıya ödedi.
Savurganlığın faturası
Raporda, 1990-2000 döneminde ekonominin bazı alanlarında savurganlığın yol açtığı toplam zarar ve kayıpların ekonomiye faturasının 195.2 milyar dolar olduğu belirtildi. Raporda, savurganlığın ekonomiye olan faturası maddeler halinde şöyle sıralandı:
* Kamu harcamalarının disiplin altına alınamaması, yüksek iç borçlanmayı zorunlu kıldı. Yükselen reel faiz oranları, her canlanma döneminde ekonominin hayat damarlarını kesti.
* Yolsuzluklar ve rant paylaşım mücadeleleri, kamu harcamalarının denetimini zorlaştırdı. Yolsuzluk sıralamasında dünyada ilk 10 ülke arasına girmemiz, Türkiye`nin uluslararası kredi piyasalarındaki ülke riskini dolayısıyla faiz yükünü yükselterek, iki yönlü zarar verdi.
* Hükümetler, ekonomik ve finansal riski yönetecek bilgi ve siyasi iradeyi gösteremeyince, ekonomi kırılgan durumundan bir türlü kurtulamadı. Bankacılık, döviz ve likidite krizleri dönem dönem ekonomiyi yokladı.
* Siyasi kadrolar, küreselleşme döneminde mal, hizmet, sermaye ve bilgi dolaşımının serbestleşmesi ile ortaya çıkan tehdit ve fırsatları algılayamadı. Gerekli reformlar hep ertelendi veya parçalı olarak çıkarıldı.
* 1990-2000 dönemindeki 132 ayın 42`sinde kemer sıkma paketleri uygulandı. İstikrar paketlerinin yarım bırakılması nedeniyle halkın fedakarlığı heba olurken, kamu tasarruf genelgelerine rağmen savurganlık sürdü.
* Siyasi kadroların başarısızlığı halkın geleceğe yönelik umutlarını azalttı. Güvensizlik istikrarsızlığın dozunu hem siyasette hem de ekonomide artırarak Türkiye`nin önünü kesti.
Politik risk neden yüksek?
Raporda, siyasi istikrarsızlığın iş dünyasının önünü görmesini engellediği vurgulanarak, ekonomi yönetiminin hatalarının da ekonomiyi daha kırılgan ve istikrarsız yaptığına dikkat çekildi. Raporda gelecekle ilgili risk faktörlerinin en önemlisinin politik risk olduğu vurgulanarak, Türkiye`de politik riskin yüksekliği ise şu nedenlere bağlanıyor:
Sık sık seçim yapıldı, 11 yılda 10 hükümet geldi geçti, istikrar paketlerinden çark edildi, politika ekonominin rolünü çaldı, hükümetler ekonomik sorunlara duyarsız kaldı.
Savurganlık ve borçlanma yükü
Raporda, savurganlık ve ekonomi yönetiminin hatalarının kamu sektörünün borçlanma gereksinimini artırdığına dikkat çekilerek, kamunun para piyasalarındaki ağırlığının artmasının da reel faizlerin yükselmesine ve yatırımların azalmasına yol açtığı vurgulandı. Raporda, Türkiye`de 1990-2000 döneminde kamu harcamalarında savurganlık önlenemediği ve reel faiz yüksek düzeylerde seyrettiği için 143 milyar dolarlık iç borç faiz ödemesi yapıldı. Mali ve parasal disiplini sağlayan ekonominin gereklerine duyarlı bir yönetimde bu tutar yaklaşık 23 milyar dolara kadar inebilecekti ve 120 milyar dolarlık bir tasarruf sağlanacaktı görüşüne yer verildi.
Savurganlık örnekleri
Türkiye`de savurganlığın son yıllarda had safhaya ulaştığı belirtilerek hesapsızca yapılan harcamalar üç ana başlık altında toplandı:
*Müşavir enflasyonu
Türkiye`nin dış ülkelerde, Dışişleri Bakanlığı dışında bakanlık ve kurumlara ait çok sayıda müşavir ve temsilciliği var. Birbirine yakın işlevler için ayrı ayrı müşavirlikler ihdas ediliyor. Aynı yurtdışı temsilcilikte Maliye, Hazine, Dış Ticaret ve bazen DPT`nin ayrı ayrı elemanı bulunabiliyor. Bir yurtdışı temsilciliğinin yalnız ilk kuruluş masrafı ise 1 milyon dolara ulaşıyor. Yurdışındaki 166 temsilcilikte 4 bin 200`ü dışişleri, 3 bin 300`ü diğer bakanlık ve kamu kuruluşu temsilcileri olmak üzere toplam 7 bin 500 dolayında personel çalışıyor. Dışişleri dışındaki kamu görevlileri için yılda ortalama 75 milyon dolar harcanıyor. Geçici görevle yurtdışında bulunan görevliler için harcanan para ise 65 milyon dolar düzeyinde. İyi bir planlama yapıldığı takdirde 140 milyon dolarlık harcamayı yarı yarıya azaltarak yılda 70 milyon dolarlık, 10 yılda ise 700 milyon dolarlık tasarruf sağlanabilir.
*Lojman sorunu
Kamunun mülkiyetinde 235 bin lojman ve 2 bin 340 dolayında dinlenme tesisi var. Lojman sistemi memurların konut sorununa kalıcı bir çözüm getirmiyor. Her 10 memurdan ancak biri o da geçici bir süre için lojmandan yararlanabiliyor. Uzmanlar, bu konutların 200 bininin, konut başına örneğin 10 milyar liraya satılması ile elde edilecek yaklaşık 2 katrilyon liralık kaynağın memurlara kalıcı konut sistemi için harcanmasını öneriyor. Böylece yaklaşık 2 katrilyonluk kamu lojmanlarının her yıl toplam değerinin yüzde 2`si oranında tamir, bakım ve sigorta bedellerinden tasarruf edildiğini varsaydığımızda, yılda 64 milyon dolar, 10 yılda ise 640 milyon dolarlık bir kaynak serbest kalabilirdi.
*Motorlu araç savurganlığı
2000 yılında devlet 86 bin 338 taşıt aracına sahipti. Yerel yönetim ve KİT`lerin sahip oldukları araçlar da dikkate alındığında bu sayı 125 bine yükseliyor. 125 bin aracın ortalama değerini 4 milyar lira kabul ettiğimizde, bu araçların toplam değeri 500 trilyon lirayı buluyor. Ancak 250 işgününde günde 30 kilometre yol yapıldığında sadece akaryakıt giderleri 65 trilyon liraya yaklaşıyor. Yağ, amortisman, yedek parça, bakım ve sigorta giderleri de hesaba katıldığında yapılan harcamaların toplamı 120 tirilyon lirayı buluyor. Bu giderlerin yarı yarıya azaltılması ise yılda 60 trilyon, 10 yılda ise 960 milyon dolarlık bir tasarruf sağlayabilir.
KOBİ`lerin savurganlık şansızlığı
Raporda, devletin savurganlık nedeniyle çıkan zararı KOBİ`lere yatırım ve işletme kredisi verilseydi durumun çok daha farklı olacağı belirtilerek, çarpıcı durum şöyle özetleniyor: 10 yıl içinde toplam 5 milyon 394 bin işsize iş bulma imkanı ortaya çıkacaktı. Her yıl fazladan ortalama 539 bin işsize iş imkanı sağlanması işsizliğin yaygınlaşmasını önleyecekti. Sosyal gerilimler ve huzursuzluklar azalacak, siyasetteki yeniden yapılanma süreci çoktan başlanmış olacaktı. 22 Kasım 2000 ve 21 Şubat 2001`deki gibi döviz çıkışları, bu denli yıkıcı etkileri ortaya çıkarmayacak.
195 milyar uçmasaydı hayatımız değişecekti
TOBB`un raporunda, 1990-2000 dönemindeki savurganlığın yol açtığı zararın 195.2 milyar dolar olduğu belirtilerek savurganlığın önlenmesi halinde ekonomide meydana gelebilecek gelişmeler şöyle sıralandı:
*195 milyar dolarlık kaynak üretken veya sosyal amaçlı yatırımlara yöneltilecek ve Türkiye`nin çehresi tümden değişecekti. Bu kaynağın 20 milyar dolarlık bölümü GAP`a harcansaydı, bu büyük projenin tamamlanma tarihi 2012`ye sarkmayacak, 21. yüzyılın ilk yıllarında Güneydoğu, suyun getirdiği hayatla kalkınacaktı.
* 1990-2000 döneminde iç borçlanmanın getirdiğ faiz yükü eğitim ve sağlık harcamalarının GSMH içindeki payının azalmasına yol açtı. Savurganlık önlenebilseydi bu iki sosyal alana 20 milyar dolarlık ek harcama yapılabilecekti.
* Yeni ekonomiye uyum için harcanacak 20 milyar dolarlık bir kaynak bilgisayar okuryazarlığında ve elektronik ticaret ve iletişim altyapısında önemli atılımların startını verecekti.
* Kamu yatırımlarına harcanacak 30 milyar dolarlık kaynak ise yarım kalmış yatırımların tamamlanmasını hızlandıracaktı
* Özel sektörün büyük yatırımlarına sağlanacak 45 milyar dolarlık kaynak ise hem istihdam sorununu çözecek hem de ekonominin modernleşmesini ve daha ileri teknolojileri kullanmasını sağlayabilecekti. Güçlenen özel sektör Ankara`ya daha az bağımlı olacak ve yurt dışına açılarak dünya standartlarını yakalayabilecekti.
* Sosyal gerilimler ve huzursuzluklar azalacaktı.
* 1994 krizinden sonra önemli bir daralma dönemi yaşanmayacak, 1999 yılını daralma yerine durgunlukla atlatmak imkanı bulacaktık. 22 Kasım 2001 ve 21 Şubat 2001`deki gibi döviz çıkışları, bu denli yıkıcı etkiler ortaya çıkarmayacak, ekonomik dengeler kısa sürede yeniden oluşacaktı.
Gelecek 10 yılın risklerine dikkat!
Savurganlığın ekonomik boyutlarının incelendiği TOBB raporunda, risk ve zararların gelecek 10 yılda da karşımıza çıkmaması için yapılması gereken reformlar şöyle sıralandı:
* Yap-işlet devret modelinden doğan riskler: Enerji ve su yatırımlarında dünya fiyatlarının çok üstünde fiyata satın alma taahhüdü verilmesi Yuvacık Barajı`nda devleti zarara soktu. Sadece 1999 yılında 61.5 trilyon lira ödendi. Toplam 7.7 milyar dolar olan bu taahhütler önümüzdeki 14 yıl boyunca önemli bir unsur olacak. Bu tür taahhütlerde bir risk tavanı konulması yararlı olur.
* Kamu yatırım stoku: Yarım kalmış kamu yatırım stokunun zararlarının önümüzdeki dönemde devam etmemesi için önlemler alınmalı.
* Henüz kesinleşmemiş görev zararları: Mevcut hesaplar, dikkatli bir şekilde incelenerek rakamlandırılmalı ve gerçekçi bir ödeme, mahsup ve tahkim planı uygulanmalı.
* Özel sektörün dış borçlarının ekonomi üzerinde bir baskı unsuru oluşturmaması için dikatle izlenmeli.
* Hazine garantili kredilerde, garanti verilen kuruluşların durumları yakından izlenmeli ve borçlarını ödeyemeyen kuruluşlar için önlem alınmalı.
* Küreselleşme riski: Para ve sermaye akımının serbestleşmesi, Türkiye`deki ekonomik durum iyi olsa da, diğer bir gelişmekte olan pazardaki krizin bizi de etkilemesine yol açıyor. Salgın krizden korunmak için DPT Arjantin, Brezilya Güney Kore, Tayland ve Çin`i çok yakından izleyip, analizlerinin sonucunu iş dünyasına iletmeli.
* Konjonktür riski: DPT ve DİE geçmiş dönemle ilgili verileri geç yayınlıyor. Oluşturulacak bir erken uyarı sistemi iş dünyasının ekonomideki iniş çıkışlara karşı daha hazırlıklı olmasını sağlayabilir.
Türkiye`nin gerçek gündemi
Raporda, siyasi çekişmeler nedeniyle yıllardır ekonominin geri plana itildiği ve gündemin siyasi çekişmelerle işgal edildiği belirtilerek, Ekonomi 15 bin ailenin ekmek teknesi. 15 milyon ailede masaya konan rızkın kalitesi, çocukların geleceğe hazırlanması, hep ekonominin istikrarlı bir şekilde büyümesine bağlı denildi.
Rapora göre, halkın ve ekonominin gerçek gündeminde aşağıdaki konular yer alıyor:
* Yeni iş kapıları.
* Daha fazla gelir, daha adil dağılım.
* Daha iyi sağlık hizmeti.
* Dayanıklı konutlar.
* Daha çağdaş eğitim.
* Doğduğu yerde doymak.
1999-2000 dönemindeki savurganlığın bilançosu
- Ekonomi yönetimlerinin hataları nedeni ile
fazladan ödenen iç borç faizlerinin toplamı : 8.6 milyar dolar
- İç borçlanma kısır döngüsünün anaparayı yükseltmesi
sonunda faiz ödemelerinde ortaya çıkan artış : 95 milyar dolar
- Politik risk ve ülke riski nedeniyle fazladan ödenen
dış borç faizlerinin toplamı : 6.5 milyar dolar
Tamamlanması geciken kamu yatırımlarında, yıpranma
bakım ve idame harcamaları toplamı : 6.8 milyar dolar
KİT`lerin ve özelleştirme kapsamındaki
kuruluşların borçlanma gereksinimlerinin toplamı : 32.2 milyar dolar
İhale yolsuzluklarının tahmini asgari değeri : 2.1 milyar dolar
TMSF yönetimindeki bankaların toplam zararı : 12.5 milyar dolar
Kamu bankalarının görev zararı : 20 milyar dolar
Birliklere düşük faizli kredi nedeniyle
Ziraat Bankası`nın ve Hazine`nin zararı : 9.2 milyar dolar
Yurtdışı temsilciliklerinin fazla kadroları
için yapılan harcama : 700 milyon dolar
Lojmanların memurlara uygun şartlarla satışı
durumunda tasarruf edilecek, bakım, yıpranma ve
sigorta masrafları : 640 milyon dolar
Motorlu araç savurganlığında tasarruf
edilebilecek akaryakıt ve tamir-bakım harcamaları : 960 milyon dolar
1990-2000 döneminde ekonominin bazı
alanlarındaki savurganlığın yol
açtığı toplam zarar ve kayıplar : 195.2 milyar dolar
İlgili Konular-?
--------------------------------------------------------------------------------
Ekonomik meslek kuruluşlarıGenel EkonomiEkonomiGörüşleriniz bizim için önemlidir
21 Aralık 2000 Perşembe
İhtiyaç ve istekleriniz doğrultusunda sitemizde birçok yenilik yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Siz de değerli görüşlerinizle, sizlere daha iyi hizmet verebilmemiz için yardımcı olun ve sitemiz hakkında görüşlerinizi lütfen bize yazın.... Bu sayfanın adresini bir arkadaşına gönder.
Yazıcı uyumlu sayfa.store.dunyagazetesi.com.tr
Bu ve bunun gibi pek çok süreli yayın, kitap ve gazeteye store.dunyagazetesi.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
FOCUS
İngilizce, Almanya , Aylık
6 aylık : 65 USD
1 yıllık : 130 USDBu yayının sayfasına gitmek için burayı tıklayın.
Web tasarımı & programlama : TicaretNet
(c) DİA - Dünya İnteraktif İletişim Sistemleri Sanayi
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN