Ticaret müzakerelerinin olumlu sonuçlanması nefes aldıracak

ABD ile Çin arasında iki ayı aşkın süredir devam eden ticaret müzakerelerinin olumlu sonuçlanmasının, Çin ekonomisine duyulan güveni artırması öngörülürken yavaşlayan küresel ekonomiye de nefes aldırması bekleniyor.

Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan Çin, gerek nüfusu, gerek bölgesel ve küresel ilişkilerdeki kilit rolü, gerekse global ekonominin gidişatını etkileyebilecek kabiliyetinin bulunması dolayısıyla "küresel aktör"lerin başında geliyor. 

Özellikle teknolojideki gelişmeleri izleyerek yakaladığı milli gelir artışıyla küresel ekonomideki büyümeye önemli katkı sağlayan Çin'in, bu anlamda dünya ticaretindeki lokomotif ülkelerden olduğu da genel kabul görüyor. Bu kapsamda ülke ekonomisindeki yavaşlama da küresel ticareti olumsuz etkileyerek, piyasalarda endişelerin artmasını ve dalgalanmaları beraberinde getiriyor.

Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, geçen yıldan bu yana globalleşmeye karşın korumacılık eğiliminin belirginleşmesiyle ekonomik anlamda zor bir dönemden geçen Çin'in, ABD ile "ticaret savaşı" gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

##$HABER_1454251$##

İki ayı aşkın süredir taraflar arasında devam eden ticaret müzakerelerinde piyasalara pozitif mesajlar verilmiş olsa da görüşmeler henüz nihayete ermedi. Görüşmelerden çıkacak sonuçlar ise Çin ekonomisinin hangi yöne evrileceğine ilişkin önemli bir ipucu verecek.

ÇİN EKONOMİSİNDEKİ YAVAŞLAMANIN 3 NEDENİ

Uzmanlar, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın altında 3 temel neden bulunduğunu belirterek, bunları "ABD ile ticaret savaşı", "küresel büyümedeki yavaşlama" ve "Çin'in finansal sistemdeki düzenlemeleri" şeklinde sıralıyor.

Ticaret savaşının dış ticareti ve bu doğrultuda imalat sektörünü etkilediğini, bunun da büyümede yavaşlamaya yol açtığını aktaran uzmanlar, ayrıca belirsizlik nedeniyle iş dünyası ve tüketiciler arasındaki güvenin azaldığına vurgu yapıyor.

Uzmanlar, hükümetin 2017-2018 döneminde finansal sistemde risk algılamasına yönelik düzenlemelerinin de ekonomik aktiviteyi engellediğine işaret ederek, bu durumun ülke büyümesine negatif yansıdığını kaydediyor.

Ticaret savaşları doğrultusunda küresel talebin olumsuz etkilenmesinin yanı sıra, önde gelen merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmasının küresel likiditenin daha fazla azalmasını beraberinde getirdiğine dikkati çeken uzmanlar, düşük küresel talebe kaynaklık eden bu gelişmelerin ülke büyümesine yavaşlatıcı etki yaptığını dile getiriyor.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin, geçen yıl yüzde 6,6 ile 1990'dan bu yana en düşük büyümesini kaydetmişti.

Çin ekonomisinin bu yıl 2018'den daha az büyüyeceği öngörülürken, ABD ile ticaret müzakerelerinde anlaşmanın gerçekleşmesinin ekonomiye olan güveni artırması bekleniyor.

"ÇİN EKONOMİNİN İKİNCİ YARIDA İSTİKRAR KAZANMASINI BEKLİYORUZ"

Nordea Markets Asya Başekonomisti Amy Yuan Zhuang, AA muhabirine yaptığı açıklamada, makroekonomik verilerin bu yılın başında zayıf olmasının, Çin ekonomisinde keskin bir yavaşlama endişesi yarattığını belirterek, mart ayında açıklanan son verilerde ise dengelenme işaretleri görüldüğünü anımsattı.

Ticaret müzakerelerinin anlaşmayla sonuçlanması beklentisi ve istikrarlı büyüme belirtilerinin Çin hisse senetleri için olumlu etki yaratacağına işaret eden Amy Yuan Zhuang, "Çin hükümeti hem mali hem de parasal açıdan teşvik tedbirlerini artırıyor. Bu yüzden ekonominin yılın ikinci yarısında istikrar kazanmasını bekliyoruz." dedi.

Amy Yuan Zhuang, Çin ve ABD'nin bu yılın ilk yarısında bir anlaşmaya varmasını beklediğini aktararak şunları kaydetti:

"Anlaşma iç ve dış piyasalarda güveni etkileyen büyük bir küresel belirsizliği ortadan kaldıracağından hem finansal piyasalar hem de Çin ekonomisi için olumlu olacaktır. Anlaşmanın Çin hisse senetleri için de olumlu etki yaratmasını bekliyoruz. Merkez bankalarının destekleyici para politikalarının da küresel hisse senetleri için pozitif etki oluşturacağını tahmin ediyoruz. Öte yandan dolar/Çin yuanı paritesinde gelecek aylarda ciddi dalgalanmalar beklemiyoruz. Piyasalar, ticaret müzakerelerine dair açıklamayı ve Çin ekonomisinin son teşviklere nasıl cevap vereceğini gördükten sonra bir yön bulacaktır."