S&P Türkiye'nin notunu değiştirir mi? İşte ekonomistlerin beklentisi
S&P'nin yarınki Türkiye değerlendirmesinden "BB" olan kredi notu ve "negatif" olan not görünümünde değişiklik beklenmiyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'un (S&P), 23 Şubat Cuma günü açıklanması beklenen Türkiye değerlendirmesinde, "BB" olan kredi notu ve "negatif" olan not görünümünde değişikliğe gitmesi beklenmiyor.
S&P, 27 Ocak 2017'de yaptığı değerlendirmede Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altı olan "BB" seviyesinde teyit etmesi ve not görünümünü "durağan"dan "negatif"e indirmesinin ardından, 5 Mayıs ve 4 Kasım 2017'deki değerlendirmelerinde ise değişiklik yapmamıştı.
Kredi derecelendirme kuruluşu son değerlendirmesinde Türkiye ekonomisinin güçlü mali hareketiyle darbe girişimine olumlu tepki verdiğini, enflasyon baskılarının yatışması durumunda Türkiye'nin görünümünün "durağana" revize edilebileceğini vurgulamıştı.
"S&P'NİN ÜLKE NOTUNU MEVCUT SEVİYESİNDE KORUMASI BEKLENEBİLİR"
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, küresel senkronize büyüme konjonktüründe her geçen gün Türkiye'nin makro ekonomik öngörülebilirliğinin arttığını belirtti.
Artık Türkiye'nin yüzde 5 üzeri büyüme ülkesi özelliği konusunda fazla tartışma alanı kalmadığını ifade eden Yılmaz, ilaveten kamu maliyesinde disiplinin asla ortadan kaybolmadığının da belirginleştiğine dikkati çekti.
Yılmaz, Türkiye'nin 2017 yılı bütçe açığının Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 1,9'a göre çok daha iyi bir seviyede yüzde 1,5 olarak gerçekleştiğini vurguladı.
Üstelik son dört yıl içerisinde bir tanesi yerel, iki tanesi genel seçim olmak üzere, bir kere cumhurbaşkanlığı seçimi ve bir kere de anayasa referandumu şeklinde 5 kez demokratik halk oylaması süreci yaşandığını anımsatan Yılmaz, "Bir ülkenin borç ödeme kapasitesinin en önemli belirleyicisi büyüme oranına karşın borçluluğun ne şekilde değiştiğidir." dedi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Türkiye, büyüme oranını hızlandırırken, borçluluğunu güçlü mali disiplin sayesinde yüzde 30'un altında tutabiliyor. Uygulanan 'İstihdam Seferberliği' ülkenin iktisadi faaliyetini, kamu maliyesini ve finansal istikrarını pozitif etkilemekte. İşsizlik, istikrarlı bir şekilde yüzde 10'a doğru iyileşirken, Hazine Müsteşarlığının borçlanma gereksinimi azalıyor. Senenin başındaki ihalelerde, borç çevirme oranlarının hem azaldığını hem de beklentilere göre daha iyi seyrettiğini gözlemliyoruz."
Ekonomist Yılmaz, kredi notlarının hızlı değişen göstergeler olmadığını, not artırım ve azaltımlarının gerçekleşmesi için zaman gerektiğini söyledi.
Bu nedenle S&P'nin ülke notunu mevcut seviyesinde korumasının beklenebileceğini tahmin eden Yılmaz, "Ancak çizdiğimiz konjonktürde ülkenin makro ekonomik öngörülebilirliği artıp, borç geri ödeme kapasitesi yükselirken, görünümün negatiften durağana yükseltilmesini beklemekteyiz." ifadesini kullandı.
Yılmaz, risk faktörleri açısından S&P'nin muhtemelen, bu yıl altın ithalatı nedeniyle artan cari açığa ve jeopolitik tarafta uluslararası hukuk kuralları dahilinde uluslararası toplumun hassasiyetlerini gözeterek yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na dikkati çekeceğini dile getirdi.
"S&P NOT GÖRÜNÜMÜNDE DÜZELTME YAPMALI"
Turkey Macro View (TMV) Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer ise S&P'nin son dönemde yaptığı açıklamaları dikkate alarak, not ve görünümde bir değişiklik beklemediğini söyledi.
Geçen yıl başında kredi not görünümünü durağandan negatife düşüren S&P'nin en azından, yüzde 7 ile G20'de ve rakip ülkeler içinde en güçlü büyümelerinden birini kaydeden ve kamu borç stoku yüzde 30'un altında kalan Türkiye'nin not görünümünü durağana iyileştirmesi gerektiğini dile getiren Sözer, her ne kadar enflasyonun yaklaşık 15 yılın en yüksek seviyesine, TL'nin reel değerinin ise 2002 ortasından beri en düşük seviyeye inmiş olmasına rağmen, risk primleri olarak kullanılan 5 yıllık kredi temerrüt takası spreadinin (CDS) 290'lardan son durum itibarıyla 165'e kadar gerileyerek ciddi bir iyileşme kaydettiğini anlattı.
Sözer, dolayısıyla S&P'nin not görünümünde, piyasadaki risk fiyatlamasında gözlenen iyileşmenin de teyit ettiği bir düzeltme yapması gerektiğinin altını çizdi.
Böylesi görece olumlu bir karar verilmiş olsa dahi, TL cinsi varlıklara etkisinin pek olmayabileceğini düşünen Sözer, şu ifadeleri kullandı:
"TL'yi uzun vadeli ortalamasına yakınsatacak bir değerlenme için, eşgüdümlü olarak hem enflasyonu yeniden kalıcı bir şekilde tek haneli seviyelere çekebilmeli hem de sürdürülebilir büyüme arayışına yönelik çabalara yoğun bir şekilde devam edilmeli. Jeopolitik risklere dair kırılganlıklar, küresel enflasyon ve küresel tahvil getirilerindeki yükselişler Türkiye gibi yüksek borçlu ülkelere dair belirsizlikleri ve zayıflıkları canlı tutsa da, arz yönlü iyileşme sağlayacak maliye politikası teşvikler sayesinde geleceğe dair risklerin dengeli olduğu kanaatindeyiz.
Söz konusu enflasyonu düşürmeye ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamaya yönelik ekonomi politikaları ve yapısal reformlar hayata geçirildikçe makro ekonomik istikrarın da güçleneceği bir ekonomik ortama ulaşabiliriz. Görünen o ki, bunu sağlayamadıkça Türkiye olarak S&P'den yeniden yatırım yapılabilir not seviyesine ulaşamayacağız."
"S&P'DEN DEĞİŞİKLİK BEKLEMİYORUM"
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da S&P'nin Türkiye'nin ne kredi notunda ne de görünümünde herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemediğini söyledi.
Bu kuruluşun Türkiye'ye verdiği notun yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında yer aldığını anımsatan Kanlı, görünümün negatiften durağana çekilmesinin söz konusu olsa dahi bunun piyasa üzerinde fazla etkisinin olmayacağını belirtti.
Kanlı, şunları kaydetti:
"S&P, kredi derecelendirme kuruluşları arasında Türkiye değerlendirmeleri en olumsuz olan kuruluş. Bu anlamda bu kuruluşu eli cetvelli ve sürekli hoşnutsuz bir öğretmene benzetiyorum. Değerlendirme kuruluşlarının Türkiye'ye dair dikkati çektikleri menfi noktalar son birkaç değerlendirmede çok az değişiyor. S&P de değerlendirmesinde Türkiye'nin yükselen cari açığına, yüksek finansman ihtiyacının yarattığı kırılganlığa, bozulan enflasyon dinamiklerine, artan kamu borçlanmasına ve kendisini sürekli hissettiren jeopolitik risklere dikkati çekecektir. Ancak bu sefer, olumlu olarak iktisadi faaliyette beklentilerin çok ötesindeki güçlü seyre de değinmesini beklerim."
"NOT GÖRÜNÜMÜNDE REVİZYON BİR SONRAKİ TOPLANTIDA OLABİLİR"
ÜNLÜ&Co Ekonomisti Esra Şimşek ise cuma günü uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin kredi notu ve görünümünde değişikliğe gitmeyeceğini belirtti.
Türkiye ile ilgili son değerlendirmesini 4 Kasım 2017'de yapan S&P'nin Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu "BB", yerli para cinsinden notunu "BB+" seviyesinde, not görümünü de "negatif" olarak teyit ettiğini anımsattı.
Şimşek, S&P'nin son kredi notu açıklamasında enflasyon baskılarının yatışması durumunda Türkiye'nin görünümünün "durağana" revize edilebileceğini hatırlatarak, "Enflasyon bu senenin ocak ayında yıllık bazda yüzde 10,3 artarak hız kesmişti, ancak S&P'nin not görünümünde revizyona gitmeden önce enflasyondaki iyileşmenin büyüklüğü ve kalıcılığına dair daha fazla veri görmek isteyeceğini düşünüyoruz. Bu açıdan not görünümünde revizyonun 17 Ağustos'ta yapılacak bir sonraki not değerlendirmesinde gerçekleşme ihtimalini daha yüksek görüyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
S&P'nin yarınki kredi notuna ilişkin değerlendirmesinde 2018'de Türkiye'nin büyümesinde yavaşlama beklentisini dile getirmesini ve azalan kredi imkanına dikkati çekmesini beklediğini söyleyen Şimşek, ayrıca Türkiye'nin dış finansman hassaslıkları ile mali istikrarın önemine vurgu yapacağını dile getirdi.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN