Sebze-meyvede aradaki maliyeti devlet üstleniyor
Tanzim satış kanalıyla sebze ve meyve satışı yaygınlaşırken, olumlu ve olumsuz yönleri tartışılmaya devam ediyor. Çıkan haberlere bakacak olursak tanzim satışta ucuz sebze satabilmek için belediyeler ya satın aldıkları fiyattan daha ucuza satış yapıyor, ya da aldığı fiyattan satıp nakliye, işçilik gibi maliyetleri sineye çekiyorlar.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Erdal Sağlam'ın bugünkü yazısı...
Öyle ya da böyle, az ya da çok, tanzim satış uygulamasında bir zarar söz konusu. İşte o nedenle manav ve pazarcı esnafı da çıkıp, “aynı şartlarla bana versinler ben daha ucuza satarım” diyebiliyor. Çünkü işleyişi iyi biliyorlar, taşıma ve işçilik olmasa üreticiden aldıkları malı çok küçük bir artışla satmaya razı olduklarını söylüyorlar.
Geçen gün Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin “epttavm önerisi”nden söz etmiştik. Dün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, tanzim satışlarının yakın zamanda Türkiye’nin Milli Pazaryeri Platformu “www.epttavm.com”da başlatılacağını söylemiş. Bakan Turhan, “Proje kapsamında tarım ürünlerinin vatandaşımıza ulaşması sürecinde yaşanan aracı hizmet ücretlerini ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz” demiş. Bakanın söylediğine göre halk bu internet sitesine girip sebze ve meyve seçecek, PTT kanalıyla bu ürünler tüketicinin adresine götürülecek. Haberden anladığımız kadarıyla da PTT bu işi yaparken ya para almayacak, ya da çok az bir fiyata yapacak. Dolayısıyla bu kez de PTT’nin ulaşım ve işçilik zararı söz konusu olacak.
Uygulamaya sokulan sistemde esas belli oldu; üretici fiyatlarını düşürecek bir uygulama değil, aracılık zincirinde biriken maliyetleri düşüren, daha doğrusu bu maliyetleri devletin üstlendiği bir satış yöntemi söz konusu. Bu, aracılık maliyetinin ortadan kaldırıldığı anlamına gelmiyor tabi ki; maliyet devlet tarafından üstleniliyor. Bir anlamda “sebze-meyve için zarar görevi” verildiği anlamına geliyor. Bu görevi de belediyeler, bakanlıklar ve PTT gibi kamu kurumları üstlenmiş oluyor.
KİT ZARARI GİBİ…
Bir süredir kamu bankalarına verilen görev zararlarının yeniden büyümesiyle ilgili kaygıları tartışıyoruz. Ziraat Bankası kamuoyunda çıkan görev zararlarının sanki Bankanın zararı gibi gösterildiği haberlere karşı çıkarak, bu verilen görev nedeniyle oluşan zararların devlet tarafından karşılandığını, dolayısıyla bunun bankanın zararı anlamına gelmediğini açıklamak ihtiyacı duydu.
Tanzim satışla yapılan sebze ve meyve satışları da finansman açısından aynı yöntemin uygulandığı anlamına geliyor. Yani halka zararına yapılan satışların eninde sonunda faturası yine halka çıkıyor.
Belediyeler ya da PTT de Hükümetin verdiği görevle zararına sebze meyve satıyor. Sebze meyvenin zararı belediye bütçesine ya da PTT’ye yazıyor. Sonunda ne oluyor derseniz; Hazine KİT’lere ve belediyelere para aktarmak zorunda kalıyor. Yani tersinden gösterilse de, aynı kulak gösterilmiş oluyor.
Hazine’nin ödediği görev zararının kimin parasıyla ödendiğini söylemeye gerek yok artık herhalde ama yine söyleyelim: Ya maaşımızdan peşin kesilen, ya da hizmet alırken ödediğimiz vergilerle biz ödüyoruz.
Yani halk şimdi ucuza para ya da sebze almış gibi gözükse de sonuçta fatura yine kendisine çıkıyor.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN