Özelleştirelim derken devletleştirildi
Özel sermayeli bankaların toplam aktiflerdeki payı, yüzde 54`ten bu yıl 48.24`e geriledi
Türkiye, özelleştirme kavramını da tersine çevirdi. 1980`li yıllarda başlayan yoğun liberalleşme rüzgarı başta doğu bloku ülkeleri olmak üzere birçok gelişmekte olan ülkeleri etkiledi. Ekonomik liberalleşme sürecinden etkilenen ülkelerden biri olan Türkiye, 1980`lerin ikinci yarısından sonra özelleştirme kavramıyla tanıştı. Bu dönemlerde özelleştirme sürecinde gerekli adımların atılması için Özelleştirme İdaresi yaşama geçirildi ve yaklaşık 18 yıldır bu süreç henüz tamamlanamadı. Yıllardır planlanan Kamu İktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi konusunda henüz önemli sayılacak adımlar atılmazken, bankacılık sektöründe sistem tersine işlemeye başladı. İstikrar programının hayata geçirilmesiyle birlikte özelleştirilen kamu bankalarından birçoğu yeniden Fon`a devredilirken, uzun yıllardır özel sektörün elinde bulunan bazı bankalarda kamuya geçti. 1999 yılı aralık ayına kadar bünyesinde 2 banka barındıran Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, istikrar programının start almasıyla birlikte sayıyı 8`e daha sonra da 11`e çıkardı. Fon kapsamındaki bankalara 4 büyük kamu bankası da eklendiğinde doğrudan veya dolaylı kamunun elindeki banka sayısı 15`e çıktı.
Bankacılık sisteminde toplam aktifler yıllık bazda yüzde 15 oranında artarak bu yılın haziran ayı itibariyle 140 milyar 684 milyon dolar oldu. Sistemin toplam aktif büyüklüğünün 48 milyar dolarını kamu bankaları, 73.5 milyar olarını özel bankalar 5.1 milyar doların Fon bankaları, 7.5 milyar dolarını yabancı bankalar ve 6.4 milyar dolarını da kalkınma ve yatırm bankaları oluşturdu. Ancak daha sonra Etibank, Bank Kapital ve Demirbank`ın da Fon bünyesine katılmasıyla birlikte kamunun payı daha da arttı. Toplam aktifin 10.7 milyar dolarını Fon bankaları oluştururken haziran ayı itibariyle 73.5 milyar dolarlık aktife sahip olan özel sermayeli bankalarında bu rakam 67.9 milyar dolara geriledi. Dolayısıyla 4 büyük kamu bankasının yanısıra 11 Fon bankasının toplam aktiflerdeki payı 58.7 milyar dolara ulaşırken, özel bankaların aktif büyüklüğü de 67.9 milyar dolara geriledi.
ÖZEL BANKALARIN PAYI AZALDI;
1999 yılının aynı dönemine göre toplam aktifler içindeki ticaret bankalarının payı yüzde 95 ile hemen hemen aynı kalırken, bu grupta yer alan yabancı sermayeli bankaların yüzde 5 olan payı değişmedi. Özel sermayeli bankaların payı yüzde 54`ten yüzde 52`ye gerilerken kamusal sermayeli bankaların payı yüzde 34`le aynı kaldı. Fon`a devredilen bankaların payı ise yüzde 2`den yüzde 4`e yükseldi. Kalkınma ve yatırım bankalarının payı ise yüzde 5`le aynı kaldı. Haziran ayı itibariyle tablo böyleyken daha sonra Fon kapsamına alınan 3 yeni bankayla birlikte yeni bir durum ortaya çıkıyor. Haziran ayında Fon bankaları toplam aktif büyüklüğün yüzde 4`üne sahipken bugün bu oran yüzde 7.76`ya çıktı. Aktif büyüklüğün yüzde 52`sini elinde bulunduran özel sermayeli bankaların payı ise yüzde 48.24`e geriledi. Kamunun toplam aktifler içerisindeki payı ise yüzde 41.76`ya çıktı.
TREND TERSİNE DÖNDÜ;
1999 yılına kadar olan süreçte özel bankaların sektördeki payı gerek özelleştirmeler, gerekse de hızlı büyüme temposu ile artarken, özellikle istikrar programının başlamasıyla bu trend tersine döndü. Yapısal sorunlar ve yanlış özelleştirmeler nedeniyle bugün gelinen noktada 11 banka Fon kapsamına alındı. 1975 yılında toplam aktiflerin yüzde 35,6`sı özel sektörün elindeyken bu oran 1985 yılında yüzde 44,4`e ve 1998 yılı itibariyle de 50,5`e çıktı. Ancak, 1998 yılında İnterbank ve Bankekspres`in Fon kapsamına alınmasıyla başlayan süreçte 11 banka yapısal sorunlar ve yanlış özelleştirmeler nedeniyle yeniden Fon kapsamına alındı. Bugün gelinen noktada toplam aktifleri içerisindeki payı yüzde 54`lere kadar çıkan ve sürekli artış kaydeden özel sektör payı, yeniden yüzde 48.24`lere geriledi.
MEVDUATIN YÜZDE 53.6`SINI KAMU TOPLUYOR;
Haziran ayı itibariyle toplam mevduatın dağılımında ise, kamusal sermayeli bankaların payı bir puan azalarak yüzde 39`a, özel sermayeli bankaların payı 6 puan azalarak yüzde 48`e gerilerken, yabancı bankaların payı yüzde 3`le aynı kaldı. Fon`daki bankaların payı ise yüzde 3`den yüzde 10`a yükseldi. Ancak haziran ayından sonra Bank Kapital, Etibank ve Demirbank`ın Fon kapsamına alınmasıyla birlikte bu bankaların mevduat içerisindeki payı yüzde 14,65`e çıktı. Özel sermayeli bankaların payı 4.65 puan azalarak yüzde 43.35`e gerilerken kamu toplam mevduatın yüzde 53.6`sını topluyor. Öte yandan toplam krediler içinde kamusal sermayeli ticaret bankalarının payı yüzde 27`den yüzde 26`ya, özel sermayeli ticaret bankalarının payı yüzde 60`dan yüzde 59`a geriledi. Yabancı sermayeli ticaret bankalarının payı yüzde 3 oranında aynı kalırken, kalkınma ve yatırm bankalarının payı 1 puan artarak yüzde 10`a, Fondaki bankaların payı ise 2 puan artarak yüzde 3`e yükseldi. Fon bankalarına dahil olan 3 bankayla birlikte bu oran yüzde 7.43`e çıktı. Toplam mevduatın yüzde 43,35`ini elinde bulunduran özel özel sermayeli bankaların toplam krediler içerisindeki payı ise yüzde 54.57`ye geriledi. (FİNANSAL FORUM)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN