Neler Değişti, Neler Değişmedi?
Biri şiddetli, üç haftalık sallantı, Türkiye ekonomisini allak bullak etti. Peki krizin etkilerini önümüzdeki günlerde nasıl yaşayacağız?
Türkiye önlem almakta gecikmesinin bedelini pahalı ödedi. Mali sistemdeki sıkıntılarla başlayan Telekom`la devam eden bu kriz, Demirbank operasyonuyla kafalara iyice kazındı. Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz oranlarını (yüzde 2000), borsanın kara günler yaşayarak çöküşünü ve döviz rezervlerinin azalmasını da gördü Türkiye bu krizle birlikte... Neyse ki IMF ve Dünya Bankası imdada yetişti de 10.5 milyar dolarla Türkiye`ye hayat öpücüğü verdi. Türkiye ödediği bu bedelle birlikte bu krizden çok ders aldı. Önlem almakta gecikmemesi gerektiğini, programdan artık vazgeçemeyeceğini ve bundan sonra daha sıkı bir program uygulaması gerektiğini öğrendi... Bu derslerle hükümet bundan sonra daha sağlam adımlar atmak zorunda. 6 Aralık`ta hükümet öncelikle piyasalara yeniden güven gelmesi ve programın sağlıklı bir biçimde yürümesi açısından önemli kararlar aldı. Ve bu kararlar tarihe 6 Aralık kararları olarak geçti... Büyük bir önem taşıyan bu kararlarda mevduata ve bankalara açılan krediye güvence verilmesinden özelleştirmeye hız verilmesine kadar can alıcı maddeler var. Evet, Türkiye önemli bir dönemi hatta dönemeci geride bıraktı... Herşeyin allak bullak olduğu bu dönemde yaşananlar ve bundan sonra neler olacağı en çok konuşulan konular oldu. Biz de bu hafta üç yıllık istikrar programının ilk ciddi krizini enine boyuna kapak sayfalarımıza taşıyarak işlemeye karar verdik. Daha uzun süre konuşulacak ve yankıları devam edecek krizi ekonomistlere, bürokratlara, sanayicilere, yabancılara, bankacılara ve borsacılara kadar her kesimde tartışmaya açtık ve bundan sonra ne olacağını araştırdık.
Araştırmamızdan çıkan ortak sonuç ise bundan sonra bizi sıkı bir programın beklediği... Hedeflerde çok fazla bir değişme olmayacağını ve herşeyin bir süre sonra normale döneceği beklentisi hakim. Ancak bu dönemde faizler yüksek seyretmeye devam edecek. Borsa ise verdiği tepki çıkışı olan 10 binlerde dalgalanacak. Hedeflere gelince... Hemen hiç kimse makro hedeflerde önemli bir sapma beklemiyor. Cari açığın kapanacağı, enflasyonun düşeceği yönündeki beklentilerin yanısıra tüm gözler özelleştirme ve yapısal reformlarda kilitleniyor. Burada da beklenti hükümetin bunların hızlı bir şekilde yapacağında birleşiyor ve şimdi herkes aynı dili konuşuyor: 2001, 2000`den daha zor geçecek.
TÜRKİYE BU KRİZDEN NE ÖĞRENDİ?
ÖNLEMLERİN geciktirilmeden alınmasını. ÖZELLEŞTİRMEYE hız vermesi gerektiğini
İSTİKRAR programından vazgeçemeyeceğini öğrendi. Çünkü vazgeçerse dışardan para gelmeyeceğini bunun da içeride para sıkıntısı yaratacağını. YAPISAL reformların altyapısıyla dört dörtlük hazırlanarak hayata bir an önce geçirilmesi gerektiğini. TÜM bunlarla faizlerin nasıl patlayacağını, yabancıların bakışının bir anda nasıl tersine döneceğini öğrendi.
KRİZLE BİRLİKTE NE DEĞİŞTİ?
EKONOMİSTLERE göre makro hedeflerde çok fazla bir değişiklik yok. Ancak enflasyonda bir kaç puanlık bir sapma olabilir. Cari açık kapatılacak, büyüme hızı öngörülen yüzde 4`ten daha düşük çıkabilir. Devalüasyon yok.
SANAYİCİLER 2001 yılının ilk aylarında faizlerin eski seviyelerine döneceğini düşünüyorlar. Enflasyon hedeflerin daha altında bile çıkabilir. İstikrar programından taviz yok.
DEVLET aynı güveni sağlamakta zorlanacak. Hazine bonosuna olup talep azalacak.
YABANCILAR IMF`den gelecek kaynağın piyasaları rahatlatacağını söylüyorlar. Bono piyasasına geri dönmeleri için faizlerin yüzde 50`nin altına inmesini bekleyecekler. Borsaya geri dönüş içinse, IMF`yle yapılacak anlaşmanın içeriği bekleniyor.
HEDEFLERDE revizyona gidileceğini belirten bürokratlara göre ise faizlerin eski seviyesine gelmesini beklemek hayal. 2001`in ilk yarısı epey sıkıntılı geçecek ve büyüme eksi seviyelerde olacak.
BANKACILAR faizlerin 2000 yılı ortalarına kadar eski seviyelerini görmeyeceğini düşünüyorlar. Böylece mevduat bankacılığı ağırlık kazanacak. 2001 yılı bankacılık için tamirat yılı olacak.
BORSACILAR endeksin bir süre daha 10 binli seviyelerde dalgalı seyredecek. Gerek kısa gerekse uzun vadede pozisyon almak için beklenmesi gerektiğini söylüyorlar.
GÜNLÜK hayatımızda ise en önemli değişme taleplerin daralarak tüketimin kısılması yönünde olacak.
5 NİSAN`DAN SONRA NELER OLMUŞTU?
1994 krizinden sonra 5 Nisan kararları ilan edildi. Kararlardan önceki ve sonraki dönemde, bir ay içerisinde şu gelişmeler yaşandı:
* PEK ÇOK KİT ürününe ve hizmete yüzde 100 oranlarında zam yapıldı.
* ENFLASYON, aylık bazda yüzde 33`e, yıllık olarak ise yüzde 125`e tırmandı.
* TÜRK Lirası yüzde 30 oranında devalüe edildi. Merkez Bankası`nın TL borçlanmalarında faizleri düşük tutması, döviz fiyatlarını çılgına döndürdü.
* BANKALAR faizelir yüzde 30 oranında artırdı. Üç ay vadeli mevduatın faizi yüzde 120`lere tırmandı.
* BANKALARDAN döviz ve mevduat çekilişleri hızlanınca, TYT Bank, Marbank ve Impexbank`ın bankacılık faaliyetleri durduruldu.
* BANKALAR krizi sürerken, borsa aracı kurumlarının repo açıkları gündeme geldi. 1.3 trilyon lira düzeyinde repo açığı olduğu bildirilen AOG-Türkinvest`in ve ardından dokuz aracı kurumun da faaliyetleri durduruldu.
* HÜKÜMET, IMF`den yeni bir stand-by anlaşması istedi.(PARA)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN