Moody's'in kararı Fitch'i etkiler mi? İlhami Koç değerlendirdi
Koç, Moody's kararının Fitch'in Türkiye ile ilgili atacağı adımlardaki etkisiyle ilgili olarak, "Fitch’in kendi metodolojisi ve ölçütlerine göre karar vereceğini düşünüyorum" dedi. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı İlhami Koç bigpara.hurriyet.com.tr'un sorularını yanıtladı.
İşte Koç'un değerlendirmeleri...
Moody's 21 Eylül'de, "Darbe girişiminin Türkiye ekonomisi üzerindeki şoku önemli ölçüde dağıldı" açıklamasını yaptı. Bu açıklamayla 2,94 TL'lere gerileyen dolar / TL kuruyla birlikte 80 binleri zorlan BIST 100 endeksi gördük. Yani yatırımcıların önemli bir bölümü bu açıklamayı baz alarak pozisyon aldı. Ancak 2 gün sonra aynı kurum Türkiye'nin notunu indirdi ve birçok yatırımcısı ciddi zarara uğradı. Bu kadar kısa sürede piyasada çok sert hareketlere neden olan bu denli birbirinin zıttı iki açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?
Mali piyasalar sürpriz kararları sevmez. Sürpriz kararların yıkıcı etkilerinin olduğunu yakın geçmişte sıkça gördük. Bu nedenle, mali konularda karar vericiler, verdikleri sinyallerle kararlarının öncesinde piyasaları buna hazırlarlar. Örneğin, Merkez Bankalarının aldığı kararların yanı sıra yaptığı açıklamalara bu kadar önem verilmesinin sebebi de budur. Bazen açıklamadaki bir kelime önemli hale gelir.
Uluslararası Derecelendirme Şirketleri de bu şekilde çalışıyor. Moody's, Türkiye'nin kredi notu görünümünü Nisan 2014'te negatif izlemeye aldığı ve 18 Temmuz'da 90 gün içerisinde bir değerlendirme yapacağını duyurduğu için not indirim kararı piyasalar açısından sürpriz olmadı. Kararın açıklanmasından iki gün önce basına yansıyan Moody's kaynaklı açıklamaları bir çeşit iletişim hatası olarak değerlendiriyorum.
Kredi derecelendirme kurumlarında alınan kararlarda 'siyaset' ne denli etkin?
Not indiriminde kullanılan ölçütler geçmiş dönemde not artırımı sürecinde de kullanılmıştır. Ancak, yaygın kanaat bu ölçütlerin ülkelere göre farklı uygulandığıdır. Örneğin, siyasi istikrar. Avrupa’nın birçok ülkesi siyasi istikrarsızlık içinde. Bazı ülkelerde ırkçı partiler iktidar alternatifi konumuna geldi. Buna rağmen, bu ülkelerin siyasi istikrarı sorgulanmıyor. Başka bir örnekte ise, ülkenin demokratik olmaması siyasi istikrar açısından olumlu görülebiliyor. Benzer şekilde, Avrupa’nın bir çok ülkesinde mali disiplin ortadan kalmış durumda ve nasıl çözülebileceği de belli değil. Buna rağmen, not verilirken, bu husus pek dikkate alınmayabiliyor ya da Yunanistan örneğinde olduğu gibi ülkede bir çöküş yaşandıktan sonra hızlı not indirimleri yapılıyor.
Moody’s’in 2013 yılında notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmasının altında ekonomik büyüme, mali disiplin ve siyasi istikrar vardı. Ekonomik büyümenin küresel olarak toparlanma gösteremediği, gelişmekte olan ülke risklerinin arttığı, bölgemizdeki terör ortamının sona ermediği bir ortama, başarısız da olsa bir darbe girişimi eklendiğinde ülkemizin dış görünümü ister istemez olumsuz algılanıyor. Bu aşamada bize düşen, her ortamda, gerçekleşen olayları doğru ifade etmeye çalışarak ülkemizin potansiyelini ön plana çıkarmak ve bu algıyı tersine çevirmek.
TSPB olarak, 4-5 Kasım tarihlerinde bir Sermaye Piyasaları Kongresi düzenliyoruz. Bu kongrenin amaçlarından biri de bu aslında.
Türkiye'ye 'Yatırım yapılabilir' seviyesinde not veren bir tek Fitch kaldı. Moody's'in bu kararı Fitch'in Türkiye ile ilgili bundan sonra atacağı adımlarda etkili olabilir mi?
Bildiğiniz gibi, derecelendirme kuruluşlarının metodolojileri ve esas aldıkları ölçütler birbirlerinden farklılık gösteriyor. Kaldı ki bu kurumlar birbirlerinden bağımsızlar. Bu nedenle Fitch’in kendi metodolojisi ve ölçütlerine göre karar vereceğini düşünüyorum. Öte yandan, not artırımı ya da düşürmeleri artık pek sonuç doğurmadığını da görüyoruz. Unutmamak gerekiyor ki, derecelendirme kuruluşlarının notları piyasa fiyatlamalarına göre gecikmeli geliyor. Piyasalar mevcut riskleri zaten fiyatlara yansıtmıştı. Derecelendirme notu esasen bir neden değil sonuç.
Bu yıl 4-5 Kasım tarihlerinde düzenlenecek Sermaye Piyasaları Birliği Kongresi’nin Türkiye açısından öneminden söz eder misiniz? Bu yılki kongrenin en önemli konusu nedir?
Sermaye Piyasaları Kongresi, 4-5 Kasım 2016 tarihlerinde, Wyndham Grand Levent Oteli’nde, Birliğimiz ev sahipliğinde yapılacak.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak sermaye piyasalarımızın derinleşmesi ve gelişmesi için kurulduğumuz günden bu yana çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda kongrenin hazırlık aşamasında Birliğimizin önderliğinde sektörün önde gelen isimlerinden oluşan bir danışma komitesi kongre programını uzun süren bir çalışma sonucunda titizlikle hazırladı. Özellikle sektörün içinde yer alan isimlerin bu komitede olması, programda önemli sorunlara ve ihtiyaçlara değinilmesini sağlayacaktır.
Piyasa temsilcileri, akademisyenler, yatırımcıların katılacağı kongremizde, ele alınacak konu başlıkları arasında dünya ekonomisi, kamu altyapı projelerinin finansmanı, İslami finans ve katılım bankacılığı, halka açılma, Fintech ve sermaye piyasalarına etkisi, yabancı fonların Türkiye tercihi ve nedenleri, gayrimenkul finansmanında sermaye piyasasındaki fırsatlar, alternatif finansman modelleri- start-up, kitlesel fonlama, melek yatırımcı ağları, halka açık şirketlerde yatırımcı ilişkileri yönetimi, davranışsal finans, risk yönetimi ve forex, özel sektör borçlanma araçları ve bireysel emeklilik sistemi yer alıyor.
Ülkemiz bu önemli günlerden geçerken biz sermaye piyasalarında görev alanlar olarak gelişen piyasalarla yarışmak ve rekabet gücünü yakalamak için her zamankinden daha çok çalışmalıyız. Bu kapsamda, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen uzmanlarını yatırımcılarla buluşturacağımız ve sektörümüzün önemli kurumlarını bir araya getiren kongrenin, sektörümüzün gelişmesine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN