İş güvencesi yabancı sermayeye engel mi?
İki maddeden oluşan iş güvencesi yasa tasarısı işçi ve işveren kesimleri arasında sert rüzgarların esmesine neden oluyor. İşverenler, yabancı sermaye girişinin daha da güçleşeceğini, sendikacılar ise asıl engelin kayıtdışı ekonomi olduğunu düşünüyor.
Son günlerde işdünyası ile sendikacılar arasında tartışılan konulardan bir tanesi de iş güvencesi yasa tasarısı. Tasarı 1946 yılından bu yana hemen hemen bütün partilerin seçim beyannamelerinde bulunuyor. Ama şu ana kadar çok fazla bir mesafe alınamadı.Emeklilik yaşının erkeklerde 60, kadınlarda 58’e yükseltilmesi ile birlikte işçi sendikaları Çalışma Bakanlığı’ndan iş güvencesi yasa tasarısının en kısa süre içerisinde çıkarılması konusunda söz aldı. Çalışma Bakanı ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, ‘Tasarı mutlaka yasallaşacak’ şeklinde net bir tavır sergiliyor. İşverenler, Okuyan’ı popülist politika yapmakla suçluyor. Yani kısacası yıllardan beri yıldızları bir türlü barışmayan işçi ve işveren kesimleri bir tartışmanın daha içinde bulunuyor. Bazı işadamları, tasarının yasallaşmasının Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin önünde engel oluşturacağını söylüyor.
İşin ilginç yanı büyük tartışmalara yol açan tasarı yalnızca iki maddeden oluşuyor. Bunlardan birincisi tasarının yasalaşması ile birlikte işverenler bir işçiyi işten atarken, niçin attıklarını da açıklamak zorunda olacaklar. Eğer işçi haksız yere işten atılırsa veya işveren çalışanının atılma sebebini açıklayamazsa bu tasarıyla birlikte yüklü bir ihbar ve kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacak. Tasarının ikinci maddesine göre ise işçiler sendikalı oldukları için işten atılırlarsa, iş mahkemelerine başvurabilecekler. İşverenler ise bu iş mahkemelerinin uzun sürmesi sonucunda kendilerinin çok daha yüksek miktarlarda tazminat ödeyeceklerini iddia ediyorlar. Sendikacılar bu yasa tasarısının bir an evvel mecliste yasalaşmasını isterken, işverenler tasarının gündemden düşürülmesini savunuyorlar. Yani kısacası işçi sendikaları ile işdünyası adeta birbirine girmiş durumda.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur, iş güvencesi yasa tasarısının radikal değişikliklere uğraması gerektiğini iddia ediyor. Baydur, “Bir memlekette çalışma hayatı ne kadar zor ise yabancı sermayenin girişi de o kadar zorlaşır” diyor. Baydur’a göre, iş güvencesi yasa tasarısı ile birlikte Türkiye’ye yabancı sermaye girişi güçleşecek. TİSK Başkanı Refik Baydur, tasarının Türkiye’deki emeklilik yaşının yükseltilmesi sebebiyle ortaya atıldığı yönündekisorumuza ise, Avrupa’da emeklilik yaşının 65’lere kadar çıkarıldığı cevabını verdi.
YATIRIMLARI DURDURAN SİHİRLİ ELLER!
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Atalay Şahinoğlu, yatırımları durdurmak için böyle sihirli ellerin devamlı bir şeyler yapmaya çalıştığını belirtiyor. İş güvencesi yasa tasarısının da bunlardan birisi olduğunu söyleyen Şahinoğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye kafalarını bile çevirip bakmadıklarını ifade ediyor. Şahinoğlu, “Bu memlekette bu tip iş yasalarında yeniden yapılanma adı altında çarpık sistemler getirmeye çalıştıkça, kayıt dışı ekonominin kayıt içine alınmasını sağlamadıkça yabancı sermaye Türkiye’ye gelemez. Bunun dışında yerli yatırımcı zaten gırtlağına kadar batmış durumda” diyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Necati Arıkan’da Baydur ve Şahinoğlu gibi iş güvencesi yasa tasarısının yasalaşması ile birlikte Türkiye’ye gelecek olan yabancı müteşebbislerin sayısında büyük ölçüde azalma olacağını düşünüyor. İş güvencesi yasa tasarısı Türkiye’deki yatırımların, yabancı sermayenin ve iş arayan insanların önündeki en büyük engel olduğunu belirten Arıkan, iş güvencesi yasa tasarısının aslında sanayinin sorunu olmadığını, Türkiye’de istihdam yaratmak isteyen siyasi istikrarın sorunu olduğunu iddia ediyor. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ise Baydur, Şahinoğlu ve Arıkan’ın iş güvencesi yasasının yabancı sermayenin gelişini engelleyeceğine dair olan görüşlerine katılmıyor. Yabancı sermayenin yıllardan beri Türkiye’ye az geldiğini belirten Sabancı, artık gırgır konuşma döneminin bittiğini, rakamların konuştuğunu söylüyor. Sakıp Sabancı, Türkiye’nin yabancı sermaye konusunda mutluluğu yakalaması için, “niçin rejimine rağmen Bulgaristan’da yabancı yatırımcılar daha fazla” ki sorusuna cevap vermesi gerektiğini ifade ediyor.
ASIL SORUN KAYIT DIŞI...
İşçi sendikalarının genel başkanları işdünyasının ‘iş güvenliği yasa tasarısının yabancı sermayenin gelişini engelleyeceği’ yönündeki görüşlerine katılmıyor. Türk-İş Başkanı Bayram Meral, bu yasanın çıkmasıyla birlikte Türkiye’de kaçak olarak çalışan işçilerin kayıtlı hale geleceğini belirtiyor. Yabancı sermayenin girişinin engelleneceğine inanmadığını belirten Meral, Türkiye’ye gelecek olan yabancıların kendi ülkelerinde çok daha iyi sosyal güvenlik imkanları olduğunu söylüyor. Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yabancı sermayenin aslında bu tasarıyla birlikte Türkiye’ye daha çok rağbet edeceğini söylüyor. Yurtdışındaki müteşebbislerin Türkiye’ye çok az gelmelerinin asıl sebebinin kayıt dışı ekonomi olduğunu ifade eden Çelebi, iş güvencesi yasa tasarısının yasalaşmasıyla birlikte kayıt dışı ekonominin de önlenmiş olacağını kaydediyor.
Tasarı neleri içeriyor?
- Bir işçi işveren tarafından işten atıldığında işveren bunun sebebini açıklamak zorunda.
- Eğer işveren iş akdini feshetmesini haklı bir nedene dayandırmazsa, bu tasarıyla yüklü bir ihbar ve kıdem tazminatı ödeyecek.
- Bu tasarıyla sendikalaşma yaygınlaştırılıyor.
2000 İşçilerin iş akitlerini sendikaya üye olmaları nedeniyle feshetmesi halinde, işverene hukuki yaptırımlar uygulanıyor.
İşdünyası ne diyor?
‘Derhal geri çekilmeli’
Yasa tasarısının düzeltilmesinin bile mümkün olmadığını belirten Şahinoğlu, tasarının derhal gündemden çekilmesi gerektiğini iddia ediyor. Şahinoğlu, “Sayın bakana bu konunun yolunu birkaç defa gösterdik. Eğer böyle bir yasa yapmak istiyorsanız, biz razıyız. Dışarıdaki gelişmiş ülkelerin yasaları incelenir. Bize uygun olanı aralarından seçilir. Ve uygulanmaya başlanır” diyor. Şahinoğlu’nun sendikacılarla ilgili görüşleri ise şöyle: “Ben sendikacıların en tepesindeki liderlerin hala bu memlekette özelleştirmenin anlamını anlayamadıklarını düşünüyorum. Sendikacının sözüne güvenerek bu memleketi yönlendirmeye kalkarsam hüsrana uğrarım”.
İTO Meclis Başkanı
Atalay Şahinoğlu
‘Önce iş, sonra güvenlik’
İş güvencesi yasa tasarısının Türkiye’deki yatırımların, yabancı sermayenin ve iş arayan insanların önündeki en büyük engel olduğunu belirten Arıkan, iş güvencesi yasa tasarısının aslında sanayinin sorunu olmadığını, Türkiye’de istihdam yaratmak isteyen siyasi istikrarın sorunu olduğunu iddia ediyor. Arıkan, şöyle konuşuyor:
“Siyasi iktidarın ana hedefi çalışanlara tam istihdam sağlamak. Bunu iş güvencesi yasa tasarısı ile sağlayamaz. Türkiye’nin iş güvencesi yasası olabilir, ama bu sefer işi olamaz. Hükümet en kısa sürede yatırımcının yolunu açmak içinbu yasa tasarısını ortadan kaldırmalıdır. Önce işi açalım, sonra güvenliği düşünürüz”.
İSO Yönetim Kurulu Üyesi
Necati Arıkan
‘Bu kanunlarla yol almamız mucize’
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı Türkiye Cumhuriyeti’nin 1936 yılında iş kanunu çıkardığını ve aradan tam 70 sene geçtiğini belirtiyor. “70 sene evvel yapılmış kanunla Türkiye’nin yol alması için mucize olması gerektiğini söyleyen Sabancı, “1936 yılının koşulları vardı. O günden bugüne niye kanunu değiştiremedik. Politikacılar birbirleri ile anlaşarak verimli kanunlar çıkaramadılar. Çalışma kanunu iş kanunu bir yelpaze olarak tümüyle birlikte değiştirilmeli. Her konuda bizi eski kanunlara göre icraatlar yapma mecburiyetinde bırakıyorlar” diyor.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Sakıp Sabancı
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN