Timur Erk, dünya hampetrol fiyatlarındaki hızlı artışın durmaması ve mark ile euro`nun dolar karşısında değer kaybetmeye devam etmesi nedeniyle Türkiye kimya sektörünün 1-1.5 milyar dolar zarara uğrayacağını öne sürdü. Hampetrol fiyatlarındaki sürekli artışın oluşturduğu negatif etkileşime, mark ve euro`nun dolar bazında değer kaybetmesinin de ivme kazandırdığını söyleyen Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Başkanı Timur Erk, hampetroldeki fiyat artışı durdurulmadığı takdirde kimya sanayiinin yıl sonunda 1 - 1.5 milyar dolar zarara uğramasının beklendiğini belirtti.Varil fiyatı 30 doların üzerinde seyreden hampetrol fiyatının en kısa sürede 20 - 25 dolarlara çekilmemesinin ve mark ile euro`nun dolar karşısında değer kaybetmesinin Türkiye kimya sektörüne yüzde 20`lik bir kayıp getireceğine inandıklarını belirten Erk, "Halen kardan zararlar sözkonusu. Ciddi zararlar daha henüz yok. Şu anda 30 doların üzerinde olan ham petrolün etkisinin yansıması için bir süreç gerekli, o süreç şu anda dolmak üzere. Eğer (çok kısa bir zamanda) 30 doların üzerindeki fiyatlar 20-25 dolarlara çekilmezse, önümüz ne yazık ki karanlık. Tüm bu olumsuz tablo yıl sonunda kimya sektörüne yüzde 20`lik bir kayıp getirir, kimya sektörünün ekonomiye yıllık üretim katkısı 10 milyar dolardır. Bu işin tüm kimya sektörüne 1 ile 1.5 milyon dolarlık bir zararı olur" dedi.Hampetrol ile paralel artış gösteren hammaddeler arasında fenol`ün başı çektiğini belirten Erk, yurtdışındaki fiyatı döviz bazında yüzde 20 artan bu hammaddenin, Türkiye`ye yansımasının yüzde 45 olduğunu kaydetti. Erk, fenol`ün, döküm reçineler, sentetik reçineler, bakalit, fren balataları, zımpara taşları gibi birçok kimyasal üründe kullanıldığına işaret etti. Toplamda bazı üretim maliyetlerin de yüzde 10 - 15 civarında bir artış olduğuna dikkat çeken Erk, bu durumun önlem alınmadığı takdirde tüketiciye yansıyacağına değindi. "`Petkim fiyat artırmalı`" Petkim`in henüz fiyat artırmadığını hatırlatan Erk, "Bana göre çoktan fiyatı artırması gerekli. Hükümet istikrar programı diyor, sadece enerji darboğazıyla ilgili tedbirler gündemde" diye konuştu.TKSD`nin 63 üyesinin Türkiye`deki kimya sanayiinin yüzde 65`ini oluşturduğunu ifade eden Timur Erk, mark ve euro`nun dolar bazında değer kaybetmesinin, hampetrolün artışıyla yaşanan negatif etkileşime ivme kazandırdığını vurgulayarak, şunları söyledi:"Temel hammadde girdileri hem artan fiyatlarla hem de dolar bazında olup, satışları, ihracatları mark ve euro bazında olan sanayicilerimiz oldukça şikayetçiler. Bu giderek daha da artabilir. Yapılan tahminlere göre, euro`nun dolara nazaran 2.20`lerde kalacağı, yani 2`nin altına uzun süre düşmeyeceği var sayıldığı için de bu negatif gelişme bizim üyelerimize birebir yansıyor. Bu durum da, ne yazık ki hampetrolün artışıyla getirdiği negatif etkileşime bir ivme kazandırıyor.""`Yabancı sermaye 2001`de gelecek`" Yabancı sermayenin 2001`lerin başından itibaren gelmesini beklediklerini ifade eden Erk, sektörün gelişimiyle ilgili şunları söyledi: "Türkiye hala sosyal ve ekonomik istikrar düzeyine ulaşmadı, ama biz 2001`lerin başında yabancı sermayenin Türkiye`ye geleceğine eminiz. Kimya sanayi 2001`de tüm bu olumsuzluklara karşın yüzde 5 civarında bir büyüme gösterir. Çünkü 1999`a göre artık negatif büyümeden artı büyümeye geçmiş durumda kimya sektörü. Şu anda 3 - 3.5 civarında bir büyüme sözkonusu. Önümüzdeki yıllarda bu oranın yüzde 7 -8`lere çıkacağını tahmin ediyorum."Sanayicinin, deri ve tekstil kimyasallarında yumuşatıcı olarak kullanılan "spindle oil"in Tüpraş`tan alımı konusunda zorluk çektiğine de işaret eden Erk, "Spindle oil, damıtma fraksiyonunun en alt kaynama noktalarından çıkan bir ürün.Damıtmada alınan ilk fraksiyonlardan bir tanesi. Bu tekstil, deri kimyasallarında yumuşatıcı rolü oynuyor. Mazota spindle oil katıyorlar. Bizim sanayicimiz bundan negatif etkileniyor, hakiki sanayi yanideri kimyasalı, tekstil kimya sanayicisi spinlde oil`i Tüpraş`tan alamıyordu,naylon sanayici alıyordu. Mazotta çifte standart oluyordu, fiyat maliyetdüşüyordu ve vergisiz karlar oluşuyordu. Devletin vergi kaybı oluyordu. Son bir ayda yapılan operasyonlarla bu ortaya çıktı. Ama bizim sanayicimiz hala istenilen oranda spindle oil`i alamıyor" şeklinde konuştu. "Aliağa-1 2001`de start alacak " Yaklaşık 4 - 5 yıldan bu yana organize sanayi bölgesi üzerinde çalışan kimya sanayicilerine, EBSO`nun hayata geçirdiği Aliağa 1`den yer tahsis edildiğini belirten Erk, projenin 2001 Nisan`da start alacağını ifade etti. Kimya Organize Sanayi Bölgesi hedeflerini Aliağa 2 ile hayata geçirmeyi planladıklarını kaydeden Erk, çalışmaları şöyle anlattı: "Çanakkale - İzmit asfaltına 4 kilometre mesafede, Petkim Aliağa tesislerine yaklaşık 8 - 9 kilometre uzaklıkta, heryeyi tamamlanmış, EBSO`nun toplam 920 hektarlık Aliağa 1 Organize Sanayi Bölgesi`nden, kimya sanayicilerine 250 - 300 dekarlık bir yer ayrıldı. Bu ayrılan yerde şu anda projeler hazırlanıyor, projeler bitince, EBSO`nun onayından ve Sanayi Bakanlığı`nın nihai onayından sonra Nisan 2001 gibi burada daha önceden bu iş için para tahsis etmiş 10 tane ana kimya sanayicisi kazmayı vurabilecekler. Ama faaliyete geçmeleri 2002`yi bulur. Yaklaşık 4 - 4.5 yıldan beri organize sanayi bölgesi üzerinde duruyorduk. Asıl hedefimiz Kimya Organize Sanayi Bölgesi. Aliağa 2 asıl hedefimiz. EBSO ile işbirliği içinde Kimya Organize Sanayi Bölgesi olarak onayını takip ediyoruz. Burası 380 hektarlık bir yer. Buradan daha önce Sanayi Bakanlığı`nın içme suyu kuyularına yakınlığı nedeniyle doğuya doğru kaydırma yapıldı, bir sorunu kalmadı şimdi bir sit alanı ve zeytinlik nedeniyle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı`yla engeller var, bunları aşmaya çalışıyoruz. Buranın 1 ya da 1.5 yıllık bir vadesi var. Aliağa 2 ile beraber 15 - 20 tane sanayici olacak. İlk defa Türkiye`de ana kimya sanayicilerinin birarada olup, kendi içinde ön arıtmalarını yaparak, merkezi bir arıtma yapacağı bir proje olacak. Çevre Bakanlığı`nın Çevre Etkileşim Değerlendirme Raporu (ÇED belgesi), bölge içine alındığı için bireysel olarak kurumlardan alınmayacak, bu nedenle en büyük engellerden biri kalktı. Aliağa Organize Sanayi Bölgesi için metrekareye 840 bin yatırılmasını istiyoruz." (FİNANSAL FORUM)