Fed’in sözlü yönlendirmeleri ve veriler farklı
Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) 26-27 Temmuz’da düzenlenen toplantısına ilişkin tutanaklar yayımlandı. Fed tutanakları yetkililerin yakın dönem faiz artırımında ayrıştığını gösterdi. KapitalFX Araştırma Uzmanı Erkan, Fed tutanaklarını değerlendirdi.
FED’İN SÖZLÜ YÖNLENDİRMELERİ VE VERİLER FARKLI KONUŞUYOR
KapitalFX Araştırma Uzmanı Enver Erkan
Fed’in 26-27 Temmuz FOMC toplantısına ait tutanakları gösteriyor ki; Fed kendi içinde faiz artırımı konusunda henüz bir konsensüse varmaktan uzak bir noktada duruyor. 2016 yılına 4 faiz artırımı beklentisiyle girilmişti, ancak aradan geçen 8,5 ayda Fed tek bir faiz artırımı aksiyonu almadığı, daha doğrusu alamadığı gibi yılın geri kalan kısmında yapsa bile sadece 1 adet faiz artırımı yapabilecek gibi görünüyor. Ancak bu yıl sonunda gelmesi beklenen faiz adımı, sadece Fed’in iletişimi açısından bir görev görecek izlenimi veriyor. Yani 2015’in Aralık ayında yapılan sembolik faiz artırımı gibi. Küresel likidite bolluğu dönemi devam edecek. Buna diğer büyük merkez bankaları da katkıda bulunuyor. Böylesi bir durum gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye akışı bakımından olumlu bir görüntü ortaya koyuyor.
Küresel faiz hadleri çok düşük seviyelerde. ABD Merkez Bankası Fed’in de faiz artırımından uzak durduğu bir noktada, yatırımlar ve sermaye her zaman daha yüksek faizin kapısını çalacaktır. Bu gelişen piyasalar açısından önemli bir fırsat ortaya koyuyor, ancak 2013’e kadar olan bol para döneminde yaptıkları hataları yapmamak kaydıyla. Yani yapısal reformlar ve mali politikaların desteklediği bir model oluşturulması şart. Son dönemde küresel merkez bankalarının yaptığı genişlemeci para politikalarının yetersiz kalmasının en önemli nedeni, mali politikaların destek sunma konusunda yetersiz olması. Siyasi ve demografik sorunlarla da boğuşan Avrupa’nın özellikle mali politika alanında bir mesafe katetmesi zor. Mali politikaların etkinliği durumu gelişen ülkeler için de geçerli, dolayısıyla sıcak paraya güvenip üretimi artırıcı yapısal reformları devreye sokmakta geç kalırlarsa, koşullar tersine döndüğünde de benzer sıkıntıları yaşarlar.
ABD’nin %1,2 büyüme kaydedebildiği bir dönemde, Fed’in faiz artırabilmesi için bundan sonra gelecek veri setinin çok çok iyi olması gerekir. İstihdamda istenen mesafe katedildi görünüyor, ancak halen fiyat ve maliyet baskıları ve istikrara girmeyen harcama ve tüketim eğilimleri enflasyon bacağında zayıf kalmalarına neden oluyor. Enflasyonda istikrarı sağlamadan faiz artırımlarının trende dönüşmesini beklemek zor. Trend demişken; Fed’in tek bir faiz artırımı yapıp beklemesi ayrı, her ay faiz artırımı yaparak normalleşmeyi tamamlaması ayrı. İkincisini yapmaya başlamadıkları sürece küresel bol likidite ve düşük faiz ortamı devam eder.
Tabii Fed’in faiz artıramamasının önünde dış alemdeki gelişmelerin ve düşük küresel büyüme ortamının olmasının da çok önemli bir etkisi var. Açıkçası Avrupa bu kadar zordayken ve hemen her merkez bankası faizleri eksi noktasında veya sıfıra yakın tutarken Fed’in bu kadar keskin ayrışması beklenemez. Dolar endeksinin belli ana bant aralıklarından çıkmamasını da buna yormak lazım. Kötü gelen ABD verilerinden sonra Dudley’nin çıkıp “Eylül’de faiz artabilir” demesi son ana kadar “sözlü yönlendirme” devam edecek demektir. Dolar endeksinin üst bandına geldiği zamanlarda da güvercin bir Fed üyesinin demeç vermesi sürpriz bir durum olmaz. Piyasa bu gibi hareketlere hazır olmalı ve her tepki hareketi iyi okunmalı.
Haliyle dolar endeksinin destek seviyelerini koruyacağını, ancak çok da güçlenemeyeceğini öngörmek yanlış olmaz. Ancak parite hareketlerinde artık “danışıklı dövüş” şeklinde hareketlere de hazır olmak lazım. Sözlü yönlendirme çok etkin olacak, ancak veriler aynı şeyleri söylemiyor.
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN