Ekonomi Yönetiminde AB Alarmı
Türkiye`nin AB ile ilişkilerinde Kıbrıs kriziyle birlikte girilen yeni dönemeç, ekonomi yönetimini de teyakkuza geçirdi. Bir yandan Washington`a gönderilecek 3. Ek Niyet Mektubu`nu hazırlayan ekonomi yönetimi, diğer yandan da ‘‘Hükümet bu restiyle (AB`siz de Türkiye olur) diye yeni bir Türkiye tanımı mı yaptı?’’ sorusuna cevap arıyor.
Piyasalarda geçtiğimiz hafta yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle, 1.5 milyar doları Merkez Bankası`nın döviz satışı olmak üzere, toplam 2.5 milyar dolarlık bir ‘çıkış’ olduğuna dikkat çeken yetkililer, şu değerlendirmeyi yapıyor:‘‘Şu anda zaten çıkan paranın ne kadar sürede döneceğinin tartışıldığı bir ortamdayız. Kıbrıs sorunuyla AB`ye karşı alınan tavırda, eğer yeni bir Türkiye tarifi varsa ve (AB`siz de olur) deniyorsa, o zaman Türkiye`nin AB`siz de sağlıklı bir ekonomisinin olacağını kanıtlaması gerekecek. Dış borç bulabilme ve geri ödemeleri, yabancı sermayenin giriş çıkışı açısından çok şey değişir.’’ AB üyesi olmanın, olası dış şoklara karşı garantide olmak anlamına geldiğini vurgulayan yetkililer, ‘‘AB üyesi ülkeler bu tür gelişmeler için tahsis edilen fonlardan yararlanır. Böyle bir garanti yoksa, yabancı sermaye, kendisine garanti sağlayan başka piyasalar arar’’ dediler.
DIŞ TİCARET AÇMAZI;
Hükümetin, AB`ye karşı restinin kalıcı bir karar olması, Türkiye`nin dış ticareti açısından da tehlike yaratma potansiyeli taşıyor, Bu yılsonunda 28 milyar dolarlık ihracat, 52 milyar dolarlık da ithalat bekleyen Türkiye, dış ticaretinin yüzde 50`den fazlasını AB ülkeleriyle gerçekleştiriyor. AB ile ilişkilerin sertleşmesi, orta vadede, uygulanmakta olan ekonomik programın, önlemler açısından yeniden gözden geçirilmesini de gündeme getirebilecek. (HÜRRİYET)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN