Egebank, İstanbul Bankasını Hatırlatıyor

29.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :

Tarih tekerrürden mi ibaret? Egebank ile İstanbul Bankası`nın çöküş öykülerini araştırken, aklımıza nedense bu ünlü soru geldi.


Kasırga Operasyonu`nun başlamasının üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen, hala tartışmaları sürüyor. Operasyon kapsamında her gün yeni isimler ve yeni gözaltına alınmalarla Egebank gündem oluşturmaya devam ediyor. Egebank olayında ortaya çıkan Mete Has ismi ise bizi 1980`lere kadar götürüyor. Ve neredeyse tarih tekerrürden ibaret denilecek boyutlardaki bir banka operasyonunu hatırlatıyor. Sözünü ettiğimiz, ünlü isimleri ve benzer olaylarıyla İstanbul Bankası`nın batış öyküsü... Bu kadar birbirine benzer olayların yaşandığı iki banka batışında aynı isimlerin gündeme gelmesi de epey dikkat çekiyor...

Peki İstanbul Bankası ile Egebank`ın buluştuğu noktalar hangileri, ayrıldığı noktalar neler?

Bu soruların cevaplarını almak için yaptığımız araştırmanın sonucunda varılan nokta da aynı: tarih tekerrür etti. Şimdi 20 yıl kadar öncesine gidelim ve İstanbul Bankası tarihinde kısa bir yolculuk yaparken, Egebank olayıyla benzer noktalarını ortaya koyalım...


BANKA SEVDASI...

Yıl 1979, Has Holding, genişleyen iş alanında bir bankaya ihtiyaç duymaktadır. Ve 1950`lerde kurulmuş olan İstanbul Bankası`nı alır. 100 kadar şubesi olan ve o dönemde piyasada önemli bir yere sahip bulunan İstanbul Bankası`nda ilk başlarda işler iyi gitmektedir. Ancak Kemal Has`ın öldürülmesi sonrasında başlayan mali kriz bankaya da yansır. Ve bu dönemde bankanın mali yapısının düzeltilmesi ihtiyacı gündeme gelir. İşte bu dönemde DYP lideri Tansu Çiller`in eşi Özer Uçuran Çiller bankanın genel müdürlüğüne, Tansu Çiller de onun danışmanlığına getirilir. Bankanın yönetim kurulunda ise Kemal Has`ın eşi Bilge Has, Mete Has, Özer Çiller ve Kemal Onar (bankanın eski genel müdürü) bulunmaktadır. Ve Ziraat Bankası kökenli bir de Yönetim Kurulu Başkanı vardır.

Egebank`a gelince... Şevket Demirel de genişleyen iş hacmini finanse edecek bir bankaya ihtiyaç duymaktadır. Banka kurmak için Hazine`ye müracaat etmiş, Türkbank`a talip olmuş ama emeline Egebank`la kavuşmuştur. Yasadaki bir açıktan faydalanılarak alınan Egebank, o dönemde 64. madde kapsamındadır. İstanbul Bankası ile Egebank arasında fark burada ortaya çıkmaktadır. İstanbul Bankası Has`lara geçtiğinde pırıl pırıl bir bankayken, Egebank Demirel`lere geçtiğinde zaten mali güçlük içindedir...


MEVDUAT SERTİFİKASININ MUCİDİ;

Yine İstanbul Bankası`na dönelim... Kemal Has`ın öldürülmesi ile krize giren bankanın mali yapısını güçlendirmenin yolu mevduat toplamaktan geçiyordu. O dönemde bankaların başarısı mevduat hacmiyle ölçülüyordu. Bu arada bankacılık sektöründe yoğun bir rekabet yaşanmaktadır. Temmuz bankacılığı denilen serbest faiz yeni yeni sektörde yerini almaktadır. Bu da, doğal olarak bankaları daha yüksek faiz vererek mevduat toplamak için yeni arayışlara itmektedir. Ve İstanbul Bankası, mevduat sertifikası yoluyla yüksek faizin ve de daha fazla mevduat toplamanın yolunu bulmuştur. Tabii bu arada, faaliyetler. Zeki Müren ve Emel Sayın gibi ünlülerin yer aldığı reklam kampanyalarıyla da desteklenmektedir. Kaderin bir cilvesi bu kampanyalarda da Cen Ajans vardır.


Bu arada bankanın 100 kadar şubesi mevduat sertifikasının pazarlanmasına yetmediği için, Banker Kastelli ile ve Has Holding`in şirketlerinden Fintaş gibi bankerlik kuruluşlarıyla pazarlanmaya başlanır. Yani Kastelli ve Fintaş, İstanbul Bankası`nın pazarlama temsilcileri olarak çalışmaktadır. O dönemde bankerlerin Hazine bonosu ve devlet tahvili gibi satacak çok fazla enstrümanları olmaması da mevduat sertifikasını cazip hale getirmiştir. Sonuçta İstanbul Bankası bu yolla mevduat hacmini artırmaktadır. Mevduat toplamada bir başka yol da Özer Çiller tarafından gündeme getirilmiştir. Özer Çiller, Almanya`daki Türk vatandaşlarını hedeflemiştir. Türkiye`de bankerlik dalgası yükseliyor, bazı Türk bankaları da Almanya`daki vatandaşların paralarını ikinci emekli maaşı adıyla topluyorlardı. Bunun için Almanya`da Özer Çiller`in girişimleriyle bu işe aracılık edecek, Havex adlı bir şirket kuruluyordu. Bu şirket Dünyalık hesap adı altında Almanya`da para topluyordu. Ve bu paralar İstanbul Bankası`na aktarılıyordu.

Egebank da tıpkı İstanbul Bankası gibi mevduat hacmini artırmaya çalışmaktadır. Bunun için sektördeki diğer bankalardan daha yüksek faiz verebilecek yollar aranır. İşte bu arayışlar onları off-shore hesaplarına götürür. Egebank`ın mudileri yatırdıkları paraya piyasanın üzerinde faiz alabilmeleri için banka çalışanları tarafından ikna edilmeye başlanmıştır. Ama nedense bu ikna turları sırasında, ya hiçbir mudi bankaya yatırdığı paranın devlet garantisinde olup olmadığını sormamış, ya da nasıl yüksek faiz aldıklarını sorgulamamıştı.


BANKERZEDELER VE OFF-SHORE`ZEDELER;

İstanbul Bankası`nda reklam kampanyasının da desteğiyle işler gayet iyi gitmektedir. Bankanın mevduatı her gün katlanmaktadır. Birkaç ay işler beklenenden de iyi gitmektedir taaa ki banker olayının patlak vermesine kadar. Bir anda İstanbul Bankası şubelerinin önünde kuyruklar oluşmuş ve bankanın müşterileri ellerinde mevduat sertifikaları ile paralarını istemeye başlamıştır. Ama İstanbul Bankası`nın kasaları nedense boştur. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir İstanbul Bankası yöneticisi, bankanın batışını Kastelli`nin pazarladığı mevduat sertifikaların paralarını bankaya yatırmamış olmasına bağlamaktadır. Ona göre, Kastelli müşterilerden parayı almış ama bunları bankaya ödememiştir. Ve bankerzedeler olayı patlak vermiştir. Bankerzedeler paraları alabilmek için gösteriler yapıyor, kamuoyu oluşturmaya çabalıyordu.

Egebank da off-shore hesapları sayesinde, daha yüksek faizin cazibesine kapılan vatandaşların sayesinde kasalarını doldurmaktadır. Vatandaşlar da yüksek faizin mutluluğunu yaşamaktadır taa ki, Egebank`a devlet tarafından el konulup, off-shore hesaplarının devlet güvencesinde olmadığı ortaya çıkıncaya kadar... Ve bu kez off-shore`zedeler gösteriye başlamıştı...


BANKA TERKEDİLMEDEN ERİYEN KREDİLER;

İstanbul Bankası topladığı mevduatla başarılı olduğunu gösteriyor ve bu paralar da Has Holding`in şirketlerine kredi olarak gidiyordu. Tabii kredi olarak giden paralar nedense geri dönmüyordu. Özellikle de Libya`da müteahhitlik hizmetleri yapan Has ve Çiller ortaklığındaki BMT adlı şirket, İstanbul Bankası`nın en değerli kredi müşterisiydi. BMT, İstanbul Bankası`ndan toplam 270 milyon dolar kredi çekmişti... Libya ve Suudi Arabistan, Yemen ve Sudan`da önemli müteahhitlik işleri yapan BMT, kredi alıyor ancak kazandığı paraları İstanbul Bankası`na ödemek yerine İsviçre`deki bankalara aktarmayı yeğliyordu.

Has ve Özer Çiller İsviçre`ye yaptıkları iş gezilerinde havaalanından Rolls Royce`la karşılanıyordu. Şaşalı bir hayat yaşanıyordu. Bu arada Has`ların şirketleri dışındaki şirketlere de kredi veriliyor ancak verilen kredilerin bir bölümü daha bankayı terketmeden komisyon olarak Özer Çiller`e gidiyordu.Ve Egebank`ta da kredi işleri farklı değildi... Egebank`ın topladığı mevduatlar Demirel`lerin kendi şirketlerine aktarılıyordu. Ayrıca ismi olan ama kendisi olmayan şirketler de Egebank`ın muteber müşterileri arasında yerini alıyordu. Onlara geri dönmesi pek mümkün olmayan krediler aktarılıyordu. Bir iddiaya göre de Egebank`ın patronu olan Murat Demirel`den alınan bir kredinin büyük bölümü, daha bankanın merdivenlerinde Demirel`in cebine komisyon olarak gitmişti.


VE SON PERDE;

İstanbul Bankası`nın faaliyetleri 1983 tarihinde durdurularak tasfiyesine karar verilmişti. Banka Ziraat Bankası bünyesinde eritilmişti. Bankanın aralarında Özer Çiller, Mete Has gibi isimlerin yer aldığı yönetim kurulu üyeleri hakkında dava açılmış ancak yıllarca süren davalar bir netice vermemişti. Bankanın Hazine`ye olan yükü 1998 itibariyle 5 trilyon lira dolayındaydı. Asıl zarar, İstanbul Bankası Emekli Sandığı`nın batırılarak SSK`ya devriyle oluşmuştu. İstanbul Bankası Emekli Sandığı`nın 1994 itibarıyla 17 trilyon 734 milyar, 1998 rakamlarıyla 125 trilyon lirayı bulan zararı Hazine`ce karşılanmıştı. Özer Uçuran Çiller ve bankanın diğer yöneticileri hakkında açılan ceza davası ``zamanaşımından` düşmüştü. 1988`de İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi`ne açılan hukuki tazminat davası ise Ziraat Bankası`nın ``zarar`` olarak belirlenen 5 milyar lirayı tazmini üzerine ``feragaten`` düşmüştü. Sandığın batırılması ile Hazine`ye yüklenen 17 trilyon liralık zarar ise Özer Uçuran Çiller`den talep edilmemişti. Dönemin Hazine`den sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner ise ``Özer Çiller hakkında sandığın batırılması ile ilgili dava açılması düşünülmemektedir`` diyerek yeni davanın önünü kesmişti.

Ve Egebank olayında ise, bankanın devlet tarafından el konulmasından 10 ay sonra defterleri açılmaya başlandı. Murat Demirel`in Marmaris`te yöneticileri tehdit ettiği gerekçesiyle Şişli Cumhuriyet Savcılığı`na yapılan suç duyurusu neticesinde olay DGM`lik oldu. Murat Demirel ve Egebank yöneticileri cezaevine kondu. Süren davaların nasıl sonuçlanacağı ise merakla bekleniyor...


BENZER YANLAR:

Her iki banka da yüksek mevduat toplamak için çeşitli yöntemlerle yüksek faiz vermeye başladı. Bunun için benzer reklam kampanyaları yürütüldü. Her iki bankanın reklam kampanyalarını ise Cen Ajans yürütmüştü. Bankalar hem kendi şirketlerine, hem de sanal şirketlere kredi aktardı. Krediler geri dönmemek için pek direndi. Ayrıca her iki bankada da kredi müşterilerinden bir bölümü daha bankaları terketmeden, aldıkları kredinin bir bölümünü komisyon olarak İstanbul Bankası`nda Özer Çiller`e, Egebank`ta ise Murat Demirel`e ödediği iddia edildi.
Ve batan iki bankanın Hazine`ye olan yükü milyonlarca doları buldu.


FARKLI YANLAR:

İstanbul Bankası Has`lar tarafından alındığında tertemiz bir bankaydı, Egebank ise Demirel`ler tarafından alındığında zaten 64. madde kapsamındaydı. İstanbul Bankası`nı batıranlar hakkında açılan davalar zamanaşımına uğradı ve Hazine uğradığı zararı bir türlü telafi edemedi. Egebank olayında ise bankanın sahibi ve yöneticileri şimdilik cezaevinde... (PARA)

Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
  • BIST
  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
9.390 Değişim: -0,33% Hacim : 85.450 Mio.TL Son veri saati : 18:05
Düşük 9.376 15.11.2024 Yüksek 9.501
Açılış: 9.448
34,4347 Değişim: 0,30%
Düşük 34,2525 15.11.2024 Yüksek 34,8345
Açılış: 34,3323
36,2908 Değişim: 0,16%
Düşük 36,1489 15.11.2024 Yüksek 36,6047
Açılış: 36,2328
2.837,26 Değişim: 0,10%
Düşük 2.825,04 15.11.2024 Yüksek 2.873,03
Açılış: 2.834,38
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.