Eczacıbaşı: Özelleştirmedeki başarısızlık Türkiye`ye milyarlar kaybettirdi
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, güven bunalımının aşılmasının ilk amaç olması gerektiğini belirtti.
Yik Başkanı Eczacıbaşı: -Güven Bunalımının Aşılması İlk Amacımız Olmalıdır -Türk Telekom`Un Özelleştirilmesindeki Başarısızlık Hem Türkiye`Ye Milyarlarca Dolar Kaybettirdi Ayrıca Son Finansal Krizin Çıkmasında Da Etken Oldu -Ekonomik Ve Toplumsal Gelişmemize İlişkin Rakamlar Türkiye`Nin Hep Kötü Yönetilmiş Olduğunu, Hiç Bir Tartışmaya Engel Bırakmayacak Şekilde Gözler Önüne SermektedirANKARA (A.A) - 15.12.2000 - TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, güven bunalımının aşılmasının ilk amaç olması gerektiğini belirtti. YİK Toplantısının açılışında konuşan Eczacıbaşı, güvenin sağlanabilmesi için atılması gerekli adımları sıralarken, sıkı bir maliye politasının uygulanacağının gösterilmesi ve bunun için IMF ile varılan anlaşmadaki önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. THY, Türk Telekom ve bütün özelleştirme projelerinin dünya standartlarına uygun bir biçimde gerçekleşirilmesinin önemine işaret eden Eczacıbaşı, Türk Telekom`un özelleştirilmesindeki başarısızlığın hem Türkiye`ye milyarlarca dolar kaybetirdiğini ayrıca son finansal krizin çıkmasında da etken olduğunu belirtti. Eczacıbaşı, şimdi güvenin sağlanması açısından özelleştirme her zamankinden daha adil ve önemlidir dedi.
KAMU BANKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ;
Kamu bankalarıın kamu elinde bulunmasının ekonomiye hiç bir yayrarı kalmadığını, bu bankaların sadece seçmen ya da yandaş arpalığı olarak kullanıldığını ayrıca, hayallare sığmayan boyutlarda soygunlara alet edildiğini anlatan Eczacıbaşı, bu bankaların görünüşte değil, gerçekten özelleştirilmesine yönelik çalışmaların hızlandırılmasını istedi. Eczacıbaşı, bankalardaki soygunlarda ortaya çıkan dehşet verice zararların vatandaşın sırtına yüklendiğini, kamu bankalarının özelleştirilmesine ilişkin 4.5 yıllık sürecin makul olmakla birlikte, bu süreçte bankalara yapılacak atamalarda liyakat esasının gözetilmesini istedi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankaların kamuya zararının artmaması ve güvenin sağlanması bakımından hemen özelleştirilmesi gerektiğine işaret eden Eczacıbaşı, özelleşen kamu kuruluşlarının siyasetçilerin kullanma alanından çıkması nedeniyle, siyasetçilerin ya doğal bir güdüyle ya doğrudan karşı çıktığını ya da olmadık yöntemlerle özelleştirmeyi önlediğini söyledi. Eczacıbaşı, bu nedenle özelleştirmenin Bankalar Kurulu ya da Rekabet Kurulu gibi liyakat esasına göre oluşturulmuş bir özerk kurum eliyle yürütülmesinin yerinde olacağını vurguladı ve bankacılık sisteminin güçlendirilmesinin de sisteme güven sağlamanın önemli bir koşulu olduğunu kaydetti.
AB İLE İLİŞKİLER;
Konuşmasında AB ile ilişkilere de değinen Eczacıbaşı, AB`nin Kıbrıs konusunu kısa vadede çözümü gereken sorunlar kapsamından çıkartmasının, AB açısından Türkiye`nin taşıdığı önemin bir sonucu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: Artık demokratikleşme ve ekonomik yapının uyumlaştırılması konularında inandırıcı da gözükse hiç bir mazeretin ardına sığınamayız. Eğer tam üye olmak istiyorsak, bu konular pazarlığa açık değildir. Kıbrıs sorunu ile ana dilde radyo-TV yayını gibi konular bizim AB olsa da olmasa da çözmek zorunda olduğumuz sorunlardır. KKTC`nin uzun vadeli çıkarlarının güvence altına alanacağı kalıcı bir çözüme ulaşmak, herkesten çok bizim için gerekli değil mi? O halde neden konuyu AB ile ilişkiler çerçevesinde düşünüyoruz. Neden kendi insifiyatimizi sorunu çözmeye yönelen aktif bir politika izlemiyoruz da hep çözümden kaçındığımız suçlaması ile karşılaşıyoruz. Bazı yurttaşların ana dillelerinde radyo-tv dinlerlerse Türkiye`nin bölüneceğini düşünmenin kendimizi güçsüz göstermek anlamına geleceğini belirten Eczacıbaşı, Başka ülkelerden ana dillerinde yapılan yayınları zaten serbestçe izliyorlar. Biz TC`nin bütünlüğünün çağ dışı yasaların devamına bağlı olduğunu kabul edemiyoruz. Tam tersine bizi çağdaş dünyanın dışında tutan yasaların geleceğimizi ciddi biçimde tehlikeye düşürdüğüne inanıyoruz diye konuştu.
SİYASETÇİLERE ELEŞTİRİ;
Türkiye`nin sorunlarının kökünde bir yönetim sorunu bulunduğunu, ekonomik ve siyasi buhranlar gelip geçerken, yönetim buhranının hep devam ettiğini söyleyen YİK Başkanı Eczacıbaşı, şöyle devam etti: Ekonomik ve toplumsal gelişmemize ilişkin rakamlar Türkiye`nin hep kötü yönetilmiş olduğunu, hiç bir tartışmaya engel bırakmayacak şekilde gözler önüne sermektedir. Bu temel sorun bu hükümetle başlamamıştır ama bizim ümidimiz bu hükümet tarafından çözümlenmesidir. Bunun da ön koşulu ekonomik ve yapsal reformların da ötesinde siyasi sistem reformunun mutlaka gerçekleştirmektir. Bunu yapamadığımız sürece ekonomik program başarıya ulaşsa da başarı kalıcı olmayacaktır. Eczacıbaşı siyasi reformun ilkelerini ise parti başkanlarının değil meclisin denetiminde olan hükümetler, toplumun denetiminde bir meclis, her düzeyde başarısızı görevden uzaklaştıran bir yapı olarak sıraladı. Siyasal sisteme çeki düzen verecek reformlara zaman geçirmeden başlanmasını isteyen Eczacıbaşı, bunu yaparken Türkiye`nin çok özel koşullara sahip olduğu saplantısından kurtulunması gerektiğine işaret ederek, Türkiye de diğer ülkeler gibi toplumun barış ve refah isteği doğru yönetilirse mucizeler yaratabileceği bir ülkedir. Korkmayalım diye konuşmasını tamamlandı.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN