Borsada ve Bonoda Vergisiz Dönem
100 trilyonluk Hazine bonosu geliriniz olsa da borsa kazançlarınız yüzde 100`u aşsa da bu yıl beyanname vermenize gerek yok. 2000 yılında borsadan elde edilen kazançlar ile Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz geliri için vergi ödenmeyeceğini yaklaşık 3 ay önce yazmıştık. Eğer vergi yasaları geriye yönelik olarak değiştirilmezse, 2000 yılında borsada kazanç elde edenler, 100 milyar, hatta 10 trilyon lira kazanç sağlasalar dahi vergi ödemeyeceklerdi. Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz geliri elde edenlerin durumu da borsa kazancı elde edenlerden farklı değildi.
BORSA KAZANCINA VERGİ NİYE YOK?
Borsada elde edilen kazançlar, hisse senedi alım-satım kazancı, yasal tanımıyla değer artış kazancı sayılıyor. Hisse senetleri, iktisap (yani edinme) tarihinden başlayarak üç ay içinde elden çıkarılmışsa, sağlanan kazanç enflasyondan arındırıldıktan sonra 3 milyar 500 milyon lirayı aşıyorsa, aşan kısmın 2001 yılı mart ayında beyanı ve hesaplanan verginin mart, haziran ve eylül aylarında ödenmesi gerekiyor (GVK Geçici Md. 56/D-1, 56/F). Borsada elde edilen kazancın 3 milyar 500 milyon lirayı aşan kısmının beyan edilmesi gerekiyorsa, peki, o zaman vergi niye yok? diye soracaksınız. Hemen yanıtlayalım;enflasyondan arındırma nedeniyle...
HB VE DT FAİZİNE NİYE VERGİ YOK?
Vergi yasalarında, geçtiğimiz yılın ağustos ayında yapılan değişiklik sonucu, mevduat faizi, repo ve döviz tevdiat hesabı faiz gelirleri, tutarı ne olursa olsun 2003 yılına kadar beyan edilmiyor. Ancak, faizler ödenirken, stopaj adı altında, fon payı dahil yüzde 16.5, repoda ise yüzde 15.4 oranında kesinti yapılıyor. Hazine bonosu ve devlet tahvili faizleri açısından ise durum farklı. Hazine bonosu ve devlet tahvili faizlerine uygulanan stopajın, kamu kağıtlarının faiz oranını yükselttiği gerekçesiyle, 1.10.1998 tarihinden itibaren stopaj oranı (sıfır) olarak belirlenmişti. Maliyenin yoksun kaldığı, stopaj yoluyla elde edilecek vergi gelirini telafi edebilmek için de hazine bonosu ve devlet tahvili faizi gelirlerinin belli tutarı aşması halinde beyan edilmesi zorunlu kılındı. Yasal düzenlemeye göre, 2000 yılında elde edilen Hazine bonosu ve devlet tahvili faizleri, enflasyondan arındırıldıktan sonra 4 milyar 375 milyon lirayı aşarsa, enflasyondan arındırılan gelirin tamamının 2001 yılı mart ayında beyan edilmesi ve vergisinin ödenmesi gerekiyor. (GVK Md 86/1-c).
İNDİRİM ORANI NEDEN YÜKSEK?
1999 yılında yeniden değerleme oranı yüzde 52.1 aynı dönemde devlet tahvili ve hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise yüzde 113.4 tü. Buna göre 1999 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı (52.1/113.4=) 45.9 olmuştu. Diğer bir deyişle, bileşik ortalama faiz oranının yeniden değerleme oranının üzerinde olması nedeniyle ortaya vergilendirilecek reel bir faiz geliri çıkmıştı. 2000 yılında ise ilginç bir tablo ortaya çıktı. 2000 yılı yeniden değerleme oranı yüzde 56, Hazine bonosu ve devlet tahvili bileşik ortalama faiz oranı ise yüzde 37 olarak açıklandı. Bu verilere göre indirim oranı; 56/37 = yüzde 151 çıkıyor. Faiz oranlarının, yeniden değerleme oranının altında olması sonucu enflasyondan arındırma oranı da yüzde 100`ün üzerinde çıktı. Böyle olunca da 100 milyarlık, hatta 100 trilyonluk Hazine bonosu ve devlet tahvili faizi ile borsa kazançları, yüzde 100`ün üzerindeki enflasyondan arındırma oranı nedeniyle beyan edilmeyecek. Bu oran da yüzde 100`ün üstünde olduğu için, borsa kazançları ile Hazine bonosu ve devler tahvili faizi gelirlerinden de 2000 yılında bir kuruş vergi alınamıyor.
TESELLİ İKRAMİYESİ;
Şimdi Maliye, hazine bonosu ve devlet tahvili faizleri üzerinden aldığı faiz vergisi ile teselli bulacak. Bilindiği üzere 1.12.1999 tarihinden önce ihraç edilmiş bulunan Hazine bonosu ve devlet tahvili faizlerinden vadelerine göre yüzde 4 ile yüzde 19 arasında faiz vergisi tahsil ediliyor. Ek vergi olarak düşünülen bu vergiler, hazine bonosu ve devlet tahvillerinden alınan nihai vergi olacak. (YENİ BİNYIL)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN